KOMİSYON KONUŞMASI

MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Sayın Başkan, Komisyonun çok saygıdeğer üyeleri, Sayın Bakan, Tarım ve Orman Bakanlığımızın çok saygıdeğer bürokratları, diğer kamu kurum ve kuruluşlarından toplantıya katılan çok değerli yöneticiler; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Tabii, bugün çok önemli bir Bakanlığın, önemli bir sektörün gelecek bir yılını ilgilendiren, belki ondan sonraki birçok yılını da etkileyecek olan önemli bir konu üzerinde konuşuyoruz, tartışıyoruz. Müsaade ederseniz, ben bir iki değerlendirme yapacağım ve yine, konuya ilişkin bir iki de sorum olacak.

Sayın Bakanım, aslında sizler de farkındasınız, Türk tarımının belki de en temel sorunu tarımsal gelir paternindeki yapısal bozukluk. Yani şunu biliyoruz ki: Bugün tarımsal gelirlerinin önemli bir kısmını bitkisel gelirlerden elde eden Türkiye aslında tarımsal faaliyetlerle geçimini sağlayamamakta. Bunun için öncelikle, hayvansal üretimin toplam tarımsal gelirler içerisindeki payının artırılması gerekiyor. Ekonomik büyüklük ya da ölçek ekonomisi Türk tarımı açısından önemli bir sorun, birçok yönüyle öyle ama burada bir tehlikeye dikkat çekmek istiyorum. Ölçek ekonomisine dayanılarak özellikle Türk tarımının, daha doğrusu, kültürel olarak gelen geçimlik tarımın sadece ekonomik gereklerle değil, bunun dışındaki birçok alanda, birçok konuda gerekliliğini, dolayısıyla ülkede üretim felsefesinin gelişmesi açısından önemliliğini de mutlaka dikkate almamız gerekiyor.

Türkiye'de yine önemli sorunlardan bir tanesi de tarımsal üretim kapasitesindeki, özellikle makine kapasitesindeki boşluklar ve bu boşlukların neden olduğu, üretim üzerine yansıyan maliyetler. Bunları sadece başlık olarak söylüyorum, detayına girecek vaktimiz yok. Tarımsal kaynaklarla ilgili hem toprakla hem suyla hem de diğer kaynaklarla ilgili ciddi sorunlarımız var. Toprağı koruma konusunda son yıllarda biraz daha hassasiyet gösteriliyor ama şunu bilelim ki: 1 santimetrekare toprağın oluşması için en az beş yüz yılın gerektiğini düşünürsek bunun ne kadar kıymetli bir hazine olduğunu anlarız diye düşünüyorum.

Yine, aynı şekilde, tarımsal destekleme konuları çok tartışılıyor ve burada da çok ciddi yanılgılar söz konusu. Tarımsal desteklerin iki temel alanı var; biri fiyat, diğeri girdi. Yine, süreçler üzerinden destekleme de söz konusu ama Türkiye'de en çok karıştırılan ve yıllar itibarıyla tarımsal desteklerin karşılaştırılmasında yapılan hata, fiyat desteklerinin buraya yansıtılmamasından kaynaklanmakta.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Lütfen, konuşmanızı tamamlayınız efendim.

MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - 2000 yılından sonra, özellikle 2001 yılında yapılan o desteklerle, Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı'yla birlikte tarımsal desteklerin yapısında bir değişme oldu. Yani dönemler arasındaki karşılaştırmada bir karşılaştırılabilirlik eş değerlemesi yapmadan, salt rakamlarla değerlendirmenin son derece yanlış olduğunu ifade etmek istiyorum.

Buğday konusunu KİT Komisyonunda biz detaylı olarak konuşacağız ilgili kurumla ama şunu da söyleyeyim: Buğday/ekmek paritesi açısından bakıldığında, yıllarca buğday fiyatları, ekmek fiyatları yüzünden sürekli baskılandı. Sayın Bakanım, mutlaka siz de biliyorsunuz, buğday fiyatlarının ekmek fiyatlarıyla -biraz da altını çizerek söylüyorum- hiçbir alakası yoktur. Bir ekmeğin fiyatı içerisinde buğday maliyeti yüzde 30'dur.

Ben de bu çalışmaların Türk tarımı için, Tarım ve Orman Bakanlığımız için hayırlara vesile olmasını diliyor, hepinize saygılar sunuyorum.