KOMİSYON KONUŞMASI

TÜRABİ KAYAN (Kırklareli) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Bakan, ülkemiz su fakiri bir ülke biliyorsunuz. Su fakiri bir ülkede özellikle yapılması gereken mevcut suları, mevcut akarsuları, kaynakları en verimli şekilde kullanmak ve bu suları daha fazla tutarak barajlar, göletler vesaire yöntemlerle en iyi bir şekilde kullanmak. Yapılması gereken barajların birçoğunu yaptık fakat bunun yanında, özellikle sulama konusunda -ki kanallar vesaire- şu ana kadar yaptığımız yüzde 30'u pek geçmiyor, yüzde 70 hâlen sulama kanalları yapılmasını bekliyor. Yaklaşık olarak 5'inci bütçeyi burada görüşüyoruz. Benden önceki arkadaşlarımız da mutlaka daha fazla görüşmüşledir ama bu beş yıldan bu yana da hiçbir zaman bu problem bitmedi ve ne zaman biteceğini de çok merak ediyoruz.

Kapalı sistem sulama, bu susuz ülkede son derece önemlidir. Burada, özellikle ülkemizde Hükûmetin yapması gereken büyük bir destek vermesi damlama sulamalarında. Damlama suyun kıymetini hepimizden daha fazla, Sayın Bakan, biliyorsunuz. Bunun yanında GAP'ın durumunu biliyorsunuz, GAP'ın sulamadaki eksikliklerini biliyorsunuz. Yer altı sularının sürekli kullanılmasının ne kadar tehlikeli olduğunu Sayın Bakan, hepimiz biliyoruz, sizler de biliyorsunuz. Bu konuda yer altı suyu değil de mevcut sularımızı, hatta denize ulaşan sularımızın geriye çevirerek pompaj yöntemiyle vesaire yöntemlerle havzalara, özellikle ovalara getirilmesinde büyük bir fayda vardır diyoruz.

Ergene Nehri'ni biliyorsunuz, tekrar tekrar söylememize gerek yok ama bir Trakya Milletvekili olarak, bir Kırklareli Milletvekili olarak bunu söylemeden geçemeyeceğim. Debisi Sakarya'dan fazla olan bir nehir fakat zehir akıtıyor, sağında solunda yaklaşık 500 bin dönüm arazi sulanacak durumda ama şu anda 1 metrekaresi dahi sulanamıyor suyun zehirliliğinden dolayı. Ayrıca, bu bölge, hepimizin bildiği gibi, Türkiye'de pirincin en âlâsını, en kalitelisini yetiştiren bir bölgemiz.

Trakya barajlarına gelince, Sayın Bakan, Trakya barajları yaklaşık otuz-kırk yıllık barajlardır, bunların sulama sistemleri artık miadını doldurmuştur, hepsi açık sistemdir, bu sistemlerin mutlaka kapalı hâle getirilmesi lazım. Türkiye su fakiri ama Trakya fakirin de fakiri olan bir bölgemiz. Bunlara mutlaka dikkat edilmesi gerekir diyorum. Altınyazı Barajı, Sultanköy Barajı, Karaidemir Barajı, bu barajları biliyorsunuz Trakya'da, bunları gözümüz gibi kolluyoruz ama biz sulama sistemlerinin mutlaka ve mutlaka kapalı sisteme dönüştürülmesini istiyoruz.

Sayın Bakan, özellikle zeytin ağaçları konusunda ben bir şeyler söylemek istiyorum. Zeytin ağacı Türkiye'nin dağına taşına ekilmesi lazım. Yarın öbür gün Avrupa Birliğine girdiğimiz zaman, Avrupa Birliği "Bugüne kadar mevcut neyse orada kalınacak." dediği anda yapacağımız fazla bir şey de kalmayacak çünkü onların müktesebatına imza atmışız, bunun için bizim şu anda bu işi mutlaka ama mutlaka yapmamız gerekiyor.

Ayrıca, fındık üretimi, fındık fidanlarının dikilmesi de önemli. Yine zeytin ağaçları gibi dağa taşa fındığı ekmemiz lazım. Çay hakeza aynı şekilde. Bunların yapılması zor bir iş de değil. Bunların yapılması sadece niyete bağlıdır, bu niyete de...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Lütfen tamamlayınız efendim.

TÜRABİ KAYAN (Kırklareli) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan, tamamlıyorum.

Bağcılık konusuna hiç değinilmedi. Sayın Bakan, özellikle Trakya bağcılıkta dünyanın en kaliteli üzümlerini yetiştiren bir bölgedir. Üzümün de insan sağlığı için ne kadar yararlı olduğunu söylememe gerek yok. Bunun yanında, Trakya'da özellikle meşe ormanları çok yoğun bir şekilde vardır. Meşe ormanlarının tıraşlanması gündeme geldi, başlandı ama başlamadan önce hiçbir tedbir alınmadığından dolayı Trakya'daki orman köylerimizde insan kalmamıştır Sayın Bakanım. Bunu mutlaka acil bir çözüme almanız gerekiyor. Bu insanlarımız bugün köylerini terk edip şehirlerde ırgat şeklinde çalışıyorlar. Bu o köylere reva bir şey değildir diyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

TÜRABİ KAYAN (Kırklareli) - Sayın Başkan, bir saniyenizi rica ediyorum.

Ayrıca, gübrede ve mazotta yüzde 50 sübvansiyon olduğunu söylediniz. Sayın Bakan, yüzde 50 sübvansiyon olduğu zaman 10 ton mazot tüketen bir çiftçinin yılda yaklaşık 60 bin lira sübvansiyon alması lazım, destek alması lazım. Bu bahsettiğim tonajda yakıt tüketen bir çiftçi 20 bin lira dahi destek almıyor Sayın Bakan.

Teşekkür ediyorum.