KOMİSYON KONUŞMASI

TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Adana) - Sayın Başkan, tabii, ben de mümkün olduğunca kısa tutmaya çalışacağım ama Sayın Şahin'e şunu söylemek isterim elbette: Bize göre zavallılık, bir ülkenin çıkarlarını düşünmekten yoksun olmaktır, bütünsel olarak düşünmekten yoksun olmaktır. Hakikaten, sadece bir zümrenin ve bir kesimin çıkarları bağlamında yürütülen siyaset aslında, hepimizin, 82 milyon vatandaşın ortak bedel ödemesine sebebiyet veren anlayıştır ve esas zavallılığın bu olduğunu düşünüyorum.

Tabii ki ben konuşmamda şunu söyledim: Sanayi bir ülkenin olmazsa olmazıdır. Sanıyorum, Sayın Şahin de bilir ki sanayi bir kalemden ibaret değil. Silah sanayisine karşı yaptığımız konuşmanın sanayiye karşı yapılmış bir konuşma, tamamına karşı yapılmış bir konuşma gibi lanse edilmesi doğru değil. İsrail'den tohum sadece bir örnektir. Buradan "Silah mı alalım oradan?" yorumunun çok zorlama bir yorum olduğunu düşünüyorum.

Değerli arkadaşlar, bu ülkede reel sektör, reel üretim elbette geliştirilmelidir yani soyut ekonomik politikaların bu ülkelerin ekonomisini batırdığını hepimiz biliyoruz. Bakın, bugün Amerika'da mortgage sisteminin, Amerikan sistemini -süper güçtü Amerika, değil mi- onun sistemini nasıl altüst ettiğini görüyoruz. Bugün, Türkiye'de, AKP iktidarının uyguladığı ekonomik politikalar sonucunda geliştirmiş olduğu inşaat sektörünün de nasıl bu ülkeyi açlığa, yoksulluğa ve sefilliğe mahkûm ettiğini görüyoruz. Bugün artık sanıyorum ki şu masa başında oturan bütün arkadaşlarımız bu ülkede çok derin bir ekonomik krizin olduğunu biliyor. Bugün iktidar şöyle bir yasaklamayı getiriyor: Ekonomik krizle ilgili artık haber yapılmayacak. Ya, nasıl bir anlayış, nasıl bir zihniyet bu? Ben buradaki konuşmaların bu anlayışın devamcısı olan konuşmalar olduğu kanaatindeyim. Bizim, Azeriler de kardeşimizdir, Ermeniler de Kürtler de Araplar da. Bugün, biz, bütün dünya ölçeğinde ve elbette Türkiye sınırları içinde, siyasetin, emperyalist sistemin nasıl döndüğünü iyi bildiğimiz hâlde, yine ısrarımız barış ve kardeşlikten yana ve bütün yatırımların buna hizmet etmesi gerektiği kanaatindeyiz. Bunun basit bir hümanizm ya da ayakları yere basmayan ya da Orta Doğu topraklarını ve coğrafyasını tanımayan ucube ya da yüzeysel söylemler gibi telakki edilmesi bence siyasetteki derinliğimizin de zayıflığının göstergesidir.

Teşekkür ederim.