BAŞKAN - Çok teşekkür ederim.

Hem sunumunuzla hem bu çalıştaya yaptığınız katkılar için ayrıca çok teşekkür ediyorum.

Biz Necdet Hocadan sadece bu Komisyonun içeriğiyle ilgili değil, aynı zamanda formatı, düzenleme biçimi ve Komisyon olarak, üyeler olarak dikkat etmemiz gereken hususlar konusunda da çok şey öğrendik çünkü daha önce dediğim gibi kendisi de farklı birçok komisyonda başkanlık yaptığı için komisyonlar neyi nasıl yaparlarsa daha etkili olurlar... Özellikle bu fikrî takip meselesi yani Komisyon raporunu yazdı, rafa koydu, tamam, bu öyle geçiştirilecek bir konu değil. Muhtemelen biz daha sonra bir iletişim grubu oluşturarak bu Komisyonda görev alan bütün arkadaşlarımızın birbirlerinin neler yaptıklarından -daha sonra yapacaklarını da kastederek söylüyorum- şimdi nerede olduklarından haberdar olursak bu sinerji süregider diye düşünüyoruz. İnşallah sizler de o iletişim grubuna katkıda bulunursanız çok memnun oluruz. Biz bütün Komisyon üyeleri, Komisyon uzmanları ve değerli katılımcıların bir arada olacağı bir WhatsApp grubu da olabilir, bir mail grubu da olabilir, onu oluşturmak istiyoruz. Böylece Komisyon görevini tamamlayıp şeyini verdikten sonra... "The medium is the massage." Bizim iletişim bilimlerinin kurucu babalarından McLuhan'ın çok güzel bir sözü vardır: "Ortam mesajın kendisidir." Şimdi, Ali Bey hemen ben WhatsApp grubu deyince dedi ki: "Biz de oradan gideceğiz demek ki." Herhâlde öyle bir konuşma geçti.

ALİ KENANOĞLU (İstanbul) - O da bağımlılık oluşturuyor.

CUMHURBAŞKANLIĞI SAĞLIK VE GIDA POLİTİKALARI KURULU ÜYESİ PROF. DR. NECDET ÜNÜVAR - Bağlılık oluşturuyor, bağımlılık değil.

BAŞKAN - Ama her defasında böyle bir araya gelmemiz mümkün değil, keşke öyle küçük gruplar hâlinde sürekli belli periyotlarla toplanabilsek ama o mümkün olmadığı için o ortamda ancak birbirimizden haberdar olabiliriz diye düşündüğümüz için. Yoksa dediğiniz de doğru, ortam mesajın kendisi. Ben aslında onu Burcu Hanım'a da söyleyecektim, oryantiring yeni bir spor dalı ya, oryantiring yaparken çocukların... Yani kırda dolaşırken bile çocukları rahat bırakmıyorlarmış, ellerine ödevler... Benim bir şair arkadaşım var, Ali Bey'le biz komşuyuz, Cahit Bey akşamları yürüyüş yapıyor. Yürüyüşe çıkarken mutlaka elinde bir kitap, yürürken kitap okuyor. Benim çok eski arkadaşım, dedim ki bir gün: Cahitciğim, yürürken kitap okuman iyi ama kitap okurken yürüme kardeşim. Şimdi, tamam, çocukların oryantiring yapmaları, yürümeleri kırlarda güzel ama kıra gittikleri zaman bari çocuklarımızı rahat bıraksak mı acaba diye aklıma geldi.