KOMİSYON KONUŞMASI

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, Sayın Bakanım, Bakanlığımıza bağlı kuruluşlarımızın çok değerli başkanları, bürokratları; hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

Ben konularımı hızlı hızlı, özellikle başlıklarını ifade ederek sizlerle paylaşmak istiyorum. Sayın Bakanım, öncelikle, bünyenizde çalışan emekçilerin talepleri var. Kreş istiyorlar, bir hak olarak görüp. Zaten çok zor ve düşük maaş koşullarında çalıştıkları için birçok kamu çalışanı gibi servis imkânı da istiyorlar. Sözleşmeli personelin ve diğer bütün çalışanların 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'na tabi memurlar hakkındaki ilgili yönetmelik ve ona bağlı toplu iş sözleşmesi uyarınca yemek hizmetinden yararlanmak ancak 300 kişinin dahi çalıştığı yerde böyle bir hizmetin olmaması nedeniyle yemek yardımı gibi bir talepleri var. Tabii, bütün bunların yanı sıra, sizin de malumunuz, "mezun sanatçı" olarak adı anılan ve sözleşmeli olarak çalıştırılacak personelin işe alımları konusunda bir adım atmanız bekleniyor. Bu personelin işe alımları konusunda en kısa zamanda bir uygulama başlatmanız, bu sanatçıların özlük hakları konusunda bir planlama yapmanız bekleniyor Sayın Bakanım.

Şimdi, tabii, öncelikli olarak Kültür ve Turizm Bakanlığımızın Sayıştay raporlarına baktığımızda çok fazla bir şey yok ama bulgulardan bir tanesi, sizin de malumunuz, Muğla iliyle ilgili, Muğla İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünde teminat mektuplarının muhasebe kayıtlarına alınmadığı görülmüş ki 783.500 TL toplamı, yekûnu olan teminat mektuplarının bu bulgu gereğince muhasebe kayıtlarına alınması talep ediliyor. Bu konuda mutlaka bir çaba ortaya konulacaktır.

Bir başka konu da şu: Bir ihale yapılıyor, Taşıt Kanunu hükümlerine aykırı olmakla birlikte, sözleşme ve şartnamelere eklenmek suretiyle bir ihale yapılıyor. Bu ihalenin gerçekleşmesinde belirleyici olan araçların iş bitiminde idareye teslim edilmemesi ve taşınır kayıtlarında yer almadığı görülmüş. Tabii, bu ihale yapılırken eğer bunlar teslim edilmiyorsa sonunda, o ihale şartnamesinde verilen teklifin gereği yapılmamış demektir "Birileri buradan bir kazanç sağlıyor." gibi bir anlam çıkıyor.

Sayın Bakanım, Bakanlığınızdan daha ziyade, aslında özellikle, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığının Sayıştay raporunda hâlen daha bir yönetmelik olmadan görev yaptıkları, bu Başkanlığın idari ve mali desteklerine ilişkin usul ve esasların hâlen belirlenmemiş olduğu, 21/11/2017'den itibaren Resmî Gazete'de yayımlanan, bu Başkanlığa verilecek idari ve mali desteklere dair yönetmeliğin yürürlükten kaldırılması sonrasında bugüne kadar ikincil bir mevzuat düzenlemesi olmadığı... Yani yönetmeliği olmayan bir işlem yapılıyor Yurtdışı ve Akraba Türkler Topluluğunda.

Sayın Bakanım, RTÜK konusu çok ifade edildi, ben şunu sormak istiyorum... Eminim, bütün arkadaşlarımızın akıllarına başka şey gelecek ama demokrasinin ve hukukun seçmen iradesine saygı duyması gerekir. Dolayısıyla bu, hukukun üstünlüğü ilkesinin gereğidir. Buradan aklınıza belki kayyum atamalarıyla ilgili bir iki şey söyleyecek olduğum gelmiş olabilir ama konumuz bu değil. Seçilenin ancak seçen tarafından veya seçenin irade devrini yaptığı organ tarafından yapılabilmesi gerekir. RTÜK'te bunun böyle olmadığını biliyoruz. Bakın, Sayıştay diyor ki: "RTÜK üyelerinin seçilmesine dair hükümler, dayanağını Anayasa'dan alarak 6132 sayılı Kanun'un 35'inci maddesinde belirlenmiş olup TBMM tarafından yapılan seçim sonucunun Resmî Gazete'de yayımlandığı tarihten itibaren hak ve yükümlülükleri, görev yetki ve sorumlulukları mevzuatla önceden belirlenmiş yeni bir statüye geçmektedirler. Dolayısıyla mali ve sosyal haklar konusunda 375 sayılı KHK'nin ek 11'inci maddesine dâhil olmadıklarına ilişkin, mevzuatta bir istisna bulunmadığı gibi, seçilmiş Kurul Başkanı ve üyeleri için farklı bir düzenleme de bulunmamaktadır ve dolayısıyla, buna bağlı olarak 15 Ocak 2012'den sonra göreve başlayan Üst Kurul üyelerine yapılan aylık ücret ve harcırah ödemelerinin hesaplamalarında 375 sayılı KHK'nin ek 11'inci maddesinin hükümlerinin uygulanmaması mevzuata aykırılık oluşturmaktadır." Nedense RTÜK'ün burada aklına şu geliyor: Kamu idaresi yani RTÜK bakın nasıl bir cevap veriyor: Üst Kurul üyelerinin diğer düzenleyici ve denetleyici kurumlardan farklı olarak atamayla değil, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda yapılan -bunlar çift tırnaklı- "seçimle" göreve getirildiği, bu nedenle, 375 sayılı KHK'nin ek 11'inci maddesi kapsamında olmadıklarını RTÜK yanıt olarak veriyor bu bulguya. Yani RTÜK bunu, kendi ifadesinde "Bunlar atama değil, bunlar seçilmiştir." diyor ama öbür taraftan, toplantı yapıyor ve seçilmiş olan, Meclisin iradesiyle seçilmiş olan bir üyesinin rahatlıkla görevine son verebiliyor. Bunun da RTÜK'ün kendi içindeki uygulamasındaki çelişkiyi ortaya koymak adına önemli bir vurgu olduğunu düşünüyorum.

Tabii, burada, bir başka başkanlığın, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığının hizmet binası olarak kullandığı taşınmazın mali tablolarda gösterilmemesi de dikkatimi çekti. Bu nasıl olur diye sordum.

Sayın Kuşoğlu, Vakıflar Genel Müdürlüğüyle ilgili detaylı olarak Sayıştay görüşlerine dair bir açıklama ve bir sorgulama yaptı. Söyleyeceğim tek şey var: Bu kadar önemli bir kurumun, böyle kutsal bir görev yapması gereken kurumun bu kutsallığıyla asla bağdaşmayan bir durumda olduğunu görmek ve raporda buna dair bulguları görmek gerçekten üzüntü verici. Bunu belirtmek isterim.

Sayın Bakanım, kurumunuzdaki çalışanların başka talepleri de var değişik alt başkanlıklar ve genel müdürlükler düzeyinde. Mesela, sanat kurumlarında yevmiyeli çalışan sanatkârlara işin gereği olarak sahne kostüm ve giysileri verilmeyerek puantaj usulü çalışmalarından dolayı bin ila 3 bin lira ücretle çalışan arkadaşlarımızın kendi maaşlarından almaları bekleniyor. Aynı sorun sahne üzerinde çalışan teknik personel için de geçerli. Sahne altı atölyelerde çalışan teknik personelin de kimyasal madde zehirlenmelerine maruz kalmaları ve kansere kadar gidecek riskler olması durumu söz konusu iken ödenek yetersizliği gerekçe gösterilerek havalandırma sistemleri ve iş güvenliği önlemleri yapılmadan çalışmalarına devam etmelerine izin veriliyor.

Bakın, Devlet Opera ve Balesi Müdürlüklerinde personel kısıtlaması dolayısıyla teknik personel on sekiz saatlere varan çalışmalar yapmakta, zaman ve mesai kavramı olmaksızın çalıştırılmaya zorlanmakta.

Senfoni orkestralarıyla ilgili: Bakın, Bakanlığa bağlı 6 senfoni orkestrasından sadece Ankara kendi salonunu kullanmakta, bunun dışındaki orkestralar ya belediyelerin ya özel sektörün ve diğer kurumların salon desteğiyle çalışabilmekte. Bu da kültür adına bence büyük bir eksiklik tesis ve yatırım adına. Bunun mutlaka dikkate alınması gerekiyor.

2020 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı'nda yer alan bir konu var, İç Turizm Takip Sistemi. Bu sistem 2020'de Kültür Bakanlığı tarafından oluşturulacak yapıyla cep telefonu operatörleri müşterisinin hangi şehre ve otele gittiğini devlete bildirecek. Yani eğer bir yere gidiyorsanız, bir müşteriyseniz hangi otele gittiğiniz devlete bildirilecek. Bu durumu özel hayatın gizliliğini ihlal eden bir uygulama olarak değerlendiriyoruz, kişilik haklarına, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'na da kişinin rızası olmadan bir takip etme, bir fişleme gibi algılanabilecek bir uygulama, insan haklarına ve mevzuata aykırı bir uygulama olduğunu düşünüyorum.

Sayın Bakanım, özellikle, bir de 1.146 halk kütüphanemiz var. Bunların çoğu tek personelle hizmet veriyor veya bir kısmı personel yetersizliğinden geçici olarak kapalı durumda. Bu kütüphanelerin personel ihtiyacının da...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

(Oturum Başkanlığına Başkan Lütfi Elvan geçti)

BAŞKAN - Lütfen tamamlayalım.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - "Kütüphanemiz var." demek, sayıca, nicel olarak "1146 adet kütüphanemiz var." diyebiliyoruz ama bunların işlevsiz olması, yetersiz personelle iş yapamaz, fonksiyonunu yerine getiremez olması dikkate değer bir konu. Bu konuyu da dikkatinize sunuyorum.

Ben, bütçemizin kültürümüz ve turizmimiz adına, geleceğimiz adına, Büyük Önderimizin de ifade ettiği gibi "Türkiye Cumhuriyeti'nin temeli kültürdür." ifadesinde buyurduğu gibi temelimiz adına hayırlı olmasını diliyorum. Bakanlığınıza ve bütün çalışanlarınıza başarılar diliyorum.