KOMİSYON KONUŞMASI

MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Teşekkür ediyorum.

Sayın Başkan, Komisyonun değerli üyeleri, Sayın Bakan, değerli katılımcılar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Tabii, Sayın Bakana teşekkür ediyorum bugünkü sunumundan dolayı. Özellikle son yıllarda ülkemizin başındaki en büyük sıkıntıların önde gelenlerinden biri de güvenlik konusuydu -iç güvenlik, dış güvenlik konuları- dolayısıyla son yıllarda, 15 Temmuzdan sonraki o kararlılık içerisinde çok ciddi kazanımlar söz konusu oldu. Ben, bundan dolayı, emeği geçen herkese Milliyetçi Hareket Partisi adına, şahsım adına teşekkür ediyorum. Şehitlerimizi rahmetle minnetle anarken gazilerimize de sağlıklar diliyorum tekrardan.

Sayın Başkan, tabii, son yıllarda -bugün burada da birçok hatip, konuşmacı dile getirdi- özellikle güvenlik konusuyla ilgili algılarda, yaklaşımlarda ciddi değişiklikler söz konusu, farklılıklar söz konusu ve en fazla konuşulan konuların, dile getirilen kavramların başında da beka ve güvenlik konularının olduğunu görüyoruz. Hatta bu kavramlarla birlikte, son yıllarda "kalkınma" kavramı da birleştirilmeye ve birlikte ifade edilmeye başlandı. Aslında "beka" ve "güvenlik" farklı kavramlar ancak birbirlerini de tamamlayan çok ciddi kavramlar. Yani "beka"yı, biz, bir varlığı sürdürme, devam ettirme hâlini niyetimize, kastımıza alırken bengi olmayı, sonsuz olmayı -ki bunlar daha çok devlet ve millet adına bu maksatla kullandığımız kavramlar- ve "güvenlik"i ise bir varlığı tehlikeden uzak tutma hâli biçiminde tanımlıyoruz. "Beka" sürdürülebilirliği amaçlarken "güvenlik" tehlikeleri bertaraf etmeyi hedef almakta yani güvenlik bekanın ön şartıdır, beka da güvenliğin amacı.

Tabii, soğuk savaş döneminin bitmesiyle güvenlik konusundaki algı ve yaklaşımlarda da önemli değişiklikler söz konusu oldu. Yeni anlayışta, devleti güvenlik öznesinden çıkarmak, onun yerine bireyi özneye oturtmak gibi bazı yaklaşımlar son dönemlerde en çok konuşular konulardan ve bu maksatla da bakıldığında, o İkinci Dünya Savaşı'ndan sonraki oluşan uluslararası güvenlik ve kalkınma kuruluşlarına baktığımızda, aslında politika bağımsızlıkları içerisinde görevlerini yaparken özellikle soğuk savaş döneminden sonra dünyadaki bir furyayla -ki Birleşmiş Milletlerin bu konudaki sürdürülebilir kalkınma hedeflerine baktığınızda burada da görüyorsunuz veya daha önceki o bin yıllık kalkınma hedefleri içerisinde bunları da görmek mümkün- güvenliği daha çok birey bazlı tanımlamaya başladılar ve ben bu tanımlamaların ve özellikle de devlet güvenliğinden koparılarak güvenliğin öznesini birey yapma yaklaşımını çok da sağlıklı çok da doğru bulmadığımı ifade etmek istiyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Lütfen tamamlayalım.

MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Tamamlıyorum Sayın Başkanım.

Biliyorsunuz, bizim Türk kültüründe devlet ve insan anlayışı çok veciz bir sözle ifade edilir: "Devleti ebet müddet" deriz ama hemen bununla birlikte "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın." İlki, devletin, bununla bağlantılı olarak da milletin sonsuzluğunu, ikincisi de o sonsuzluğun ancak insanla var olabileceğini...

Zaman kalmadı. Kalkınma sizin de alanınız Sayın Başkanım ama kalkınma da güvenlikle, özellikle millî güvenlikle doğrudan doğruya alakalı. Yani geçtiğimiz günlerde ekonomiyi konuştuk; bütçeyi konuşuyoruz, bütçenin sınırlarından, kısıtlarından bahsediyoruz ama şunu bilelim ki güvenlik olmadan kalkınmanın olması mümkün değil. Kalkınmanın temel şartlarından birisi güvenlik konusu. Bu anlamda da Sayın Bakan, değerli Emniyet mensuplarımız; sizin burada sağlayacağınız güvenlik, hakikaten, ülke güvenilirliğinin sağlanması kalkınma açısından da çok ciddi bir katkı sağlayacaktır.

Bu vesileyle tekrar teşekkür ediyor, saygılarımı sunuyorum.