BAHAR AYVAZOĞLU (Trabzon) - Teşekkür ediyorum Başkanım.

Sayın Bakanım, Bakan Yardımcılarım, değerli milletvekilleri, Komisyonda görevli bürokrat ve uzman arkadaşlarım; Türkiye Cumhuriyeti devletinin lokomotif bakanlıklarından biri olan İçişleri Bakanlığı 2020 bütçe görüşmelerinin hayırlar getirmesini diliyorum.

Güvenlik her yaşta ve her koşulda tüm insanlık için birinci sıradaki ihtiyaçlarımızdandır. Ülkemiz içte ve dışta yaşanan münferit olaylar dışında, özellikle son yıllarda planlı, organize birtakım eylem ve kalkışmalara da şahit oldu. Fakat ne mutlu bize ki tarihimiz, kültürümüz, değer yargılarımız, inançlarımızla oluşan millet kimliğimizle bir ve beraber olabilmeyi başarabildik. Gücümüze güç katarak, birliğimizi bozmak isteyenlere müsaade etmedik. Diğer milletvekili arkadaşlarımız ve Sayın Bakanımızla da ortak paydamız, atalarımızdan miras kalan değer ve emanetlere sahip çıkarak gelecek nesillere aktarabilmek temel hedefiyle düşünerek çalışmalarımızı hep bu çerçevede şekillendirdik ve bu değer bilinciyle aynı çatı altında Sayın Cumhurbaşkanımızın önderliğinde birleştik. Bu ülkeye bir borcumuz var, vekâleten üstlendiğimiz milletimizin haklarına hiçbir düşünce ve "izm"in zarar vermesine müsaade etmeyeceğiz.

Sayın Bakanımızın İçişleri Bakanlığı gibi zor ve meşakkatli ve bir o kadar da sorumluluk isteyen bu görevde başarılarına şahit olduk, bundan sonra da kendisi ve tüm Emniyet teşkilatıyla birlikte neler yapabileceğini bizler tahayyül edebiliyoruz. Küçük çocukları dağa kaldıran örgütlerin inlerine girerek teröristleri nasıl dağıttığına, insansız hava araçlarıyla ülke sınırımızın içinde ve dışında teröristlerin hareket kabiliyetini nasıl sınırladığına, uyuşturucuyla mücadelede yıllar ilerledikçe kullanım ve olumsuz sonuçlarının azaldığına, yerel yönetimlerin görev ve sorumlulukları dışında ve ülke menfaatlerini hiçe saymaları durumunda nasıl halkın ve haklının yanında durduğuna, güzel vatanımdaki terör eylemlerinde gözle görülür düzeydeki azalmaya, mevcut ülke sınır komşularımızı sürekli değiştirmek isteyen güçlere " 'Benimle ilgili değil.' deme lüksüm yok." diyerek karşı duruşuna ve milletinin menfaatlerini önceleyerek çalıştığına ve müdahalelerine tanık olan sıradan bir vatandaş olarak benim evlatlarıma anlatacağım anekdot var hafızamda. Milletvekili olmamın çok ötesinde, bir kadın ve anne olarak, özellikle küçük yaştaki kız çocuklarını dağa kaldıran, dağdaki terörist elebaşlarına peşkeş çeken bir siyasi anlayışın, onların uzantılarının karşısında yapılabilecek her şeyi yapmış olan Bakanıma bir kez daha, en azından 9 yaşındaki kızım adına teşekkür ediyorum.

Bu bağlamda, devletimiz dünyaya panoramik bir gözle bakarken ve keskin sınırlarını ne istediğini bilen bir profesyonellikle çizerken sorumsuzluk köşesine çekilen ahkâm yetkililerinin şuursuz cümlelerinin temsiline soyunmasını ilkesiz bir kaygı hâli ve başkaldırı olarak yorumluyorum. Yaslandığınız, beslendiğiniz, sürüklendiğiniz yer her neresiyse yol alamayacağınızı anlayabilmelisiniz. Tarihî süreçte bir ölçeğinin ve kategorisinin olmadığını görmelisiniz çünkü bu şekilde samimiyet testinden geçemezsiniz. Sizi anlıyorum, İçişleri Bakanlığı görevine getirilen korkusuz ve uykusuz bir adamın karşısındaki çaresizlik yeminle çok zor. Sizin mecaliniz dışarıdan medet umarken tükenir, onun gücü ise milletine duyduğu sevdayla beslenir. Ne demişti soylu adamın dedesi: "Ben devletimin elini öptüm oğlum." İşte size yeni bir aydınlanma fırsatı, devletinizin elini öpün, bükemediğiniz için olsa bile.

Teşekkür ediyorum.