| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/278 ) ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/277) ve Sayıştay tezkereleri a) İçişleri Bakanlığı b)Emniyet Genel Müdürlüğü c)Jandarma Genel Komutanlığı ç)Sahil Güvenlik Komutanlığı d)Göç İdaresi Genel Müdürlüğü e)Afet ve Acil Durum Yönetimi Müsteşarlığı f)Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı g)Özel İdareler ve Belediyeler Kefalet Sandığı Başkanlığı |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 20 .11.2019 |
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Bu salonda bulunan herkesi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, bizler siyasetçileriz ve hepimiz milletin oyuyla seçildik, hiçbirimiz buraya KPSS'yle gelmedik, her birimiz 50 bin ile 100 bin arası vatandaşımızın oyuyla geldik. Vatandaşlarımız bizi buraya neden gönderdiler? Talepleri var, dertleri var; hem kimlikleriyle ilgili hem yoksullukla ilgili dertleri var. Vatandaşlarımız diyor ki: "Bize huzur ve refah vadedin. Meselelerimizi çözün. Gidin, diğer milletvekilleriyle uzlaşın, konuşun, meselelerimizi çözün. Demokratik siyasetle meselelerimizi çözün."
Ancak, arkadaşlar, sabahtan beri yapılan konuşmalara bakıyorum, yalnızca güvenlikçi politikalara güzelleme dışında, maalesef, bir şey duymadım. Bakın, güvenlik elbette çok önemli, olmazsa olmaz, şart ama arkadaşlar, güvenliği biliyorsunuz bazı rejimler başka türlü de sağlıyor, tam bir istibdat kuruyorlar, vatandaşı susturuyorlar, bir genç bir "tweet" atıyorsa hapse atıyorlar, ağzını açan muhalifi susturuyorlar, öldürüyorlar, darbediyorlar, hapse atıyorlar ve o şekilde bir sessizlik yaratıyorlar. Bakın, sessizlik iyi bir şey değildir arkadaşlar. Demokrasi dediğimiz şey çok seslidir çünkü hepimiz çeşitli toplumsal kesimleri temsil ediyoruz, çeşitli bölgeleri, bakın, ben Diyarbakır Vekiliyim, Diyarbakır'ı temsil ediyorum, oranın sesini buraya taşımaya çalışıyorum. Bu sesi eğer ki siz kısmaya çalışırsanız ne olur biliyor musunuz? Her şeyi güvenlikçilere havale ederiz, onlar da bildikleri yöntemi yaparlar. Ya, şunu kaç kere daha test edeceğiz acaba şu cumhuriyet tarihi boyunca bakalım. Her şeyi güvenlikçilere havale ederek acaba cumhuriyet tarihi boyunca herhangi bir şeyi çözebilmiş miyiz? Evet, cumhuriyet tarihinin çeşitli dönemlerinde istibdat sağlanmış, sessizlik sağlanmış ama acaba sorunlarımız çözülmüş mü? Cumhuriyetin kuruluş yıllarında da Kürt meselesi vardı; evet, o mesele baskılandı, susturuldu ama bakın, yıllar geçti hâlâ onu konuşuyoruz. Cumhuriyetin kuruluşu yıllarında da mütedeyyinlerin dertleri vardı, diyordu ki: "Arkadaş, ben inancımı özgürce yaşamak istiyorum." O da baskılandı, susturuldu. Ne oldu? Erbakan Hoca çıktı, bu dertleri söyledi, Erbakan Hoca da baskılanmaya çalışıldı. Sonra 28 Şubat sürecini yaşadık, birileri hain ilan edildi, öteki ilan edildi. Medyada ne şekilde yaftalandığınızı çok iyi biliyorsunuz ama arkadaşlar, biz sizin terörist filan olduğunuza asla inanmadık, öteki olduğunuza inanmadık. (Gürültüler)
BAŞKAN - Arkadaşlar, lütfen...
AYŞE KEŞİR (Düzce) - Biz kurşun sıkmadık! Biz hiç kurşun sıkmadık! Ben bunu reddediyorum Başkanım!
BAŞKAN - Sayın Keşir...
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Baş örtüsü meselesinin yanında durduk. Neden? Bu bir hak meselesidir dedik.
Bakın, Diyarbakır halkından örnek vereyim, ben Diyarbakır Vekiliyim. Diyarbakır halkı kaç kez temsilcilerini seçti, bu Meclise gönderdi, kaç kez ama her seferinde Diyarbakır milletvekilleri veya diğer bölgelerden gelen milletvekilleri burada ayrımcılığa uğradılar; maalesef, polis arabalarına atılarak bu Meclisten çıkarıldılar.
OLCAY KILAVUZ (Mersin) - Kandil'den ayrı hareket edemiyorsunuz!
BAŞKAN - Arkadaşlar, lütfen...
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Defalarca gönderdi, defalarca belediye başkanı seçti Diyarbakır halkı, defalarca belediye başkanı seçti. Yüzde 60, yüzde 70 oyla belediye başkanını seçti, görevlerden alındı arkadaşlar. Diyarbakır halkı da bütün bölge halkı da demokratik siyasette ısrarcı. Ancak arkadaşlar, bakın, bu belediyelere...(Gürültüler)
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Belediyeler hendek kazarken niye ses çıkarmadınız!
BAŞKAN - Arkadaşlar... Lütfen...
HÜSEYİN KAÇMAZ (Şırnak) - Hendek kazarken devlet neredeydi! Devlet neredeydi, devlet! Vali neredeydi!
BAŞKAN - Lütfen, arkadaşlar...
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bakın, arkadaşlar, sabahtan beri bu belediyelere görevlendirme adıyla atanan kayyumlara güzellemeler yapıyorsunuz. Vallahi, açıkça söyleyeyim. Tayyip Erdoğan da görevden alındığı zaman birileri güzellemeler yapıyordu ama toplum vicdanına sığmadı. O toplum, 28 Şubat sürecinden sonra 2001 yılında Tayyip Erdoğan'a hakkını iade etti.
Bakın, arkadaşlar, kayyum bir darbedir. Tayyip Erdoğan yüzde 51 oyla seçildi, saygımız var.
HAMZA DAĞ (İzmir) - Yüzde 52.
BAŞKAN - Arkadaşlar, lütfen...
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bakın, birileri darbe yapmaya çalıştı, hep beraber karşı çıktık ama bakın, arkadaşlar, Diyarbakır Belediye Başkanı Selçuk Mızraklı daha altı ay önce yüzde 64 oyla seçildi. Diyarbakır halkı iradesini ortaya koydu. Yüksek Seçim Kurulu dedi ki: "Selçuk Mızraklı aday olabilir." Biliyorsunuz, cari Anayasa'mıza göre suçluluğu sabit oluncaya kadar herkes masumdur ama 31 Mart günü Diyarbakır halkı yüzde 64'le iradesini ortaya koydu, İçişleri Bakanlığı yatmamış kalkmamış, sabahında -bakın, 31 Martta yüzde 64 oyla seçiliyor- darbeyi yapıyor. 1 Nisan tarihli İçişleri Bakanlığının yazısı diyor ki... Bakın, konu görevden uzaklaştırma, 31 Martta seçilmiş, yüzde 64 oy almış, darbeyi gece yapıyor, 1 Nisanda görevden uzaklaştırma yazısı yazıyor. Ya, arkadaşlar, hangi arada Selçuk Mızraklı bir şey yaptı ki -daha mazbatasını almamış bakın- görevden uzaklaştırma yazısı yazılıyor Selçuk Mızraklı'nın.
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU - Öyle bir yazı yok!
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Burada, elimde!
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU - Her zamanki gibi yalan üzerinden konuşuyorsunuz. (Gürültüler)
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hayır, siz müdahale etmeyin lütfen.
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU - Türkiye Cumhuriyeti devletinde her seçimden sonra belediye başkanları için istenen bir belgedir.
BAŞKAN - Siz cevap verirsiniz efendim.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bakın, belgeli. Alın, burada belge.
BAŞKAN - Arkadaşlar, lütfen, Sayın Bakan cevap verecek bunlara.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Değerli arkadaşlar, bakın, ne oluyor biliyor musunuz?
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU - Belediye başkanları için istenen bir belgedir o. Ama ömrünü yalana adayanlar...
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, susturur musunuz lütfen.
BAŞKAN - Lütfen...
Buyurun.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bakın, arkadaşlar, ne oluyor biliyor musunuz? Sonra bir yafta atılması lazım ya, Selçuk Mızraklı'yla ilgili bir iftiracı tanık -hani sonradan bir delil uydurulması lazım, bir şey uydurulması lazım- belirleniyor.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Şimdi sen uyduruyorsun.
BAŞKAN - Lütfen arkadaşlar...
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bu tanık Selçuk Mızraklı'ya bir yafta atıyor. Ne hikmetse müebbetle yargılanan bu tanık bir hafta sonra serbest bırakılıyor. (Gürültüler)
SALİH CORA (Trabzon) - Seçim Kanunu var... Seçimle atanma...
BAŞKAN - Arkadaşlar... Sayın Cora...
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Biz bu oyunları 1990'lı yıllarda da gördük. 1990'lı yıllarda da yaftalar atıldı, sizlere atıldı. Bakın, aynı yaftalar aynı yöntemlerle bizlere atılıyor.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Hayır, aynı olamaz! Sizinki terör! (Gürültüler)
BAŞKAN - Sayın Kırkpınar... Arkadaşlar, sakin olun.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Değerli arkadaşlar, milletvekillerimiz demokratik siyaset yapmaya çalışıyorlar. Bakın, arkadaşlar, şu fotoğrafa bir bakın Allah'ınızı severseniz... (Gürültüler)
AYŞE KEŞİR (Düzce) - Sen bu fotoğraflara bak, bu fotoğraflara!
BAŞKAN - Arkadaşlar... Sayın Keşir...
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - İstiklal Caddesi'nde 5 milletvekili yürüyor. (Gürültüler)
AYŞE KEŞİR (Düzce) - Bu fotoğraflar orada olmayı hak etmiyor mu! Bunlar çocuk değil mi, kadın değil mi! Hak etmiyorlar mı!
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Git onu Kandil'e sor, bana sorma!
BAŞKAN - Arkadaşlar, lütfen... Sayın Kerestecioğlu...
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Elimizde gül var, karanfil var, bildiri var. Ne yapıyor polisler? Etrafımızı ablukaya alıyorlar. İşte, bakın, Türkiye için bu bir utançtır, 2019 yılında, bu bir utançtır arkadaşlar, utanç!
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Becerebiliyorsan partine sorsana!
OLCAY KILAVUZ (Mersin) - PKK'lılar sizi de vurabilir.
BAŞKAN - Sayın Kılavuz, lütfen.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bakın, demokratik siyasete darbe ilk kez olmuyor arkadaşlar. Bakın, Sayın Süleyman Soylu geçmişte, biliyorsunuz, Fetullah Gülen'e güzellemeler yapıyordu, kendisi Abant toplantılarında boy gösteriyordu. Kendisiyle ilgili bu anlamda Demokrat Partiden ihraç söz konusu oldu. Bakın, inanın, bir de gizli tanık yanına koysak Süleyman Soylu şu anda Selçuk Mızraklı'nın yanında yatıyor olabilir, bir gizli tanık uydurun yeterli.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Siz FETÖ'ye, PKK'ya "terör örgütü" deyin bakalım.
BAŞKAN - Arkadaşlar...
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Yani arkadaşlar, birini hain, terörist ilan etmek bu sistemde bu kadar kolay. (Gürültüler)
BAŞKAN - Arkadaşlar, Sayın Bakan bunların hepsine cevap verecek, lütfen.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Değerli arkadaşlar, bakın, Süleyman Soylu İçişleri Bakanlığında önemli çalışmalar da yapıyor. Ne yapıyor? Kimlik yenilemek istiyorsunuz, bir günde geliyor. Ne kadar güzel bir uygulama, vatandaş yararına bir uygulama.
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Kimlik sorumuzu çözmüş, kimlik sorunu var ya, onu çözmüş oldu.
BAŞKAN - Sayın Şimşek...
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Pasaport istiyorsunuz, bir anda geliyor eğer yasaklı değilse, KHK'li değilse. Bakın, pek çok hizmet hızlı ama arkadaşlar, her gün hukuk ihlalleriyle karşı karşıya kalıyoruz.
Bakın, Almanya'da Nazi Partisi de bir istibdat kurmuştu. Almanya'da Nazi Partisi bütün otoyolları yapmıştı, biliyor musunuz, bütün otoyolları o yaptı, bütün ormanları o dikti.
AKİF ÇAĞATAY KILIÇ (İstanbul) - Ya yapma ya! Yazıklar olsun!
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bütün sanayi kuruluşlarını kurdu...
OLCAY KILAVUZ (Mersin) - Ormanları kim yaktı?
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - ...ama bir istibdat kurmuştu arkadaşlar, birilerini hain ilan ediyordu. Sosyalistleri, komünistleri, Yahudileri hain ilan ediyordu, bir istibdat kurdu. Toplumdan rıza da almıştı ama bütün dünyanın olduğu gibi Almanya'nın da felaketiyle sonuçlandı bunlar ve bütün bunları hayırla yâd eden kimse yok bakın, Nazi Partisinin yaptığı otoyolları da ormanları da büyük sanayi tesislerini de. Bir devlet elindeki güçle bir baskı rejimi kurabilir arkadaşlar, Türkiye devleti de güçlü bir devlet. Bütün kaynaklarını verirsiniz polislere, askerlere, istibdadı kurarsınız, ne var ki. Bizim sözümüz var, kısarsınız, mümkün, geçmişte de olmuş ama sorunlar çözülür mü? Çözülmez. Bakın, dedelerimizden bize kalmış sorunlar. Bizim, çocuklarımıza havale etmek gibi bir sorumluluğumuz var mı?
SALİH CORA (Trabzon) - Biz sorunları torunlara bırakmayacağız.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Ne yapmak istiyorsun da yapamıyorsun?
SALİH CORA (Trabzon) - Eksik olan nedir?
BAŞKAN - Sayın Aydemir...
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bizler siyasetçileriz, sorunları çözmek için buradayız.
Bakın, Almanya'da Nazi döneminde bir de Gestapo vardı, Gestaponun bir de başı vardı. Arkadaşlar, onun adı Himmler'di. Kimse Himmler'i hayırla yâd etmiyor. Süleyman Soylu da zannediyor ki "Ben baskı rejimini kuracağım, herkesi susturacağım ve ondan sonra herkes beni hayırla yâd edecek."
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Lütfen, tamamlayınız Sayın Paylan.
AKİF ÇAĞATAY KILIÇ (İstanbul) - Bu ne ya?
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hayır, kimse hayırla yâd etmeyecek, bu devran dönecek. (Gürültüler) Hepimiz demokrasiyi sağlayacağız, barışı sağlayacağız. Çocuklarımıza, torunlarımıza bu meseleyi bırakmamak için sorumluluk almamız gerekir.
Bakın arkadaşlar, demokratik siyaset alanını korumak zorundayız.
OLCAY KILAVUZ (Mersin) - PKK'nın dışında, terör örgütlerinin dışında...
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Biz buradan çekilebiliriz, hiçbir sorun yok. Şurada 50 milletvekiliyiz. (Gürültüler)
BAŞKAN - Arkadaşlar, lütfen.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - 30 tane belediyeye daha kayyum atayabilirsiniz, ne olacak k! Ama yaptığınız, Süleyman Soylu'nun yaptığı her uygulamada demokratik siyaset alanını tarumar ediyorsunuz, tıpkı 1990'ların o canileri gibi. Maalesef, demokratik siyaset alanı tarumar ediliyor. Hepimize düşen sorumluluk, bu ülkenin siyasetçileri olarak demokratik siyaset alanını korumaktır. Seçmenlerimize "Bakın, biz konuşarak çözebiliyoruz." demektir, toplumsal fay hatlarındaki enerjileri azaltmaktır bizim sorumluluğumuz. Birbirimize sabaha kadar bağıralım, ne işe yarıyor acaba?
HAMZA DAĞ (İzmir) - Niye bağırıyorsun o zaman?
BAŞKAN - Arkadaşlar...
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Konuşarak çözemeyeceğimiz hiçbir meselemiz yok arkadaşlar.
HAMZA DAĞ (İzmir) - Niye bağırıyorsun o zaman?
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Yok, hiçbir meselemiz yok. (Gürültüler)
BAŞKAN - Arkadaşlar, lütfen...
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bu anlamda, ben hepimizi bir kez daha sorumluluğa davet ediyorum. Bu fotoğraflar bizler için utançtır arkadaşlar.