| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/278 ) ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/277) ve Sayıştay tezkereleri a) Millî Savunma Bakanlığı b)Akaryakıt İkmal ve NATO POL Tesisleri İşletme Başkanlığı |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 21 .11.2019 |
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, Sayın Bakanım, Millî Savunma Bakanlığının çok değerli yetkilileri, bürokratlarımız; öncelikle hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Bakanlığımıza çalışmalarında başarı dileklerimi peşinen ifade etmek istiyorum.
Tabii, Bakanlığımızın adı da Millî Savunma Bakanlığı. Bakanlığımız, ülkemizin, milletimizin, devletimizin, vatanımızın güvenliği, huzur ve refah içerisinde yaşayabilmesi ve dışarıdan gelecek her türlü tehdide karşı öncelikle caydırıcılık ve gerektiğinde müdahale gerektiren durumlarda da gereğini yapması adına çok önemli bir görev üstlenmiş durumda.
Tabii, aynı zamanda görüyoruz ki savunma sanayisi, gerek On Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı'nın politika hedefleri içerisinde gerekse Cumhurbaşkanlığımızın 2020 Yıllık Programı'nda "Rekabetçi Üretim ve Verimlilik" başlığı altında öncelikli gelişme alanları içerisinde yer alıyor ve bu 3 alt başlıktan biri tarım, diğeri turizm ve üçüncüsü de -öncelik sırası yok, rastgele bir sıralamayla ifade ediyorum- savunma sanayisi. Savunma sanayisinin öncelikli olarak ele alınmasını da anlaşılır bir politika olarak ifade edebilirim ama dikkatimi çekiyor, gerek Cumhurbaşkanlığının verilerinde gerek ortaya konulan değişik kaynaklardaki verilerin kaynağı şöyle: Öncelikli gelişme alanı olan savunma sanayisinin de bu mevcut durumuyla ilgili Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı'nın ilk cümlesi -ilk cümle Sayın Bakanım- "Savunma ve Havacılık Sanayii İmalatçılar Derneği verilerine göre" diye başlıyor yani savunma sanayisinin verileri bir dernek statüsünde olan bir sivil toplum kuruluşunun çalışmalarından alınmış. Tabii, bu anlaşılabilir. Bu, özel sektörde, özel sektör anlayışıyla iş yapan, kazanç elde eden çeşitli kuruluşların, şirketlerin bir araya gelip oluşturduğu imalatçılar derneği, onların verdiği veriler. Dolayısıyla, savunma sanayimizin aslında bir ölçüde kullandığı verilerin bile dayanağı sivil toplum kuruluşu olan, Savunma Bakanlığımızın himayelerinde kurulmuş bir dernek olduğunu da not düşerek belirtmek istiyorum, böyle.
Tabii, dikkatimi çeken bir başka husus, On Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı'nın 99'uncu sayfasında savunma sanayi hedeflerinin verileri ile 2018 yılı verileri ile -ki 2018 yılı geçtikten sonra bu yılın temmuz ayı içerisinde bu Kalkınma Planı onaylandı, Meclisimizde kabul edildi- Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı'ndaki veriler arasında da bir tutarsızlık görüyorum 2018 yılı verileri açısından. Örneğin, savunma ve havacılık ihracatı On Birinci Kalkınma Planı'nda 2 milyar dolar, Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı'nda 2,2 milyar dolar diyor. Savunma ve havacılık sanayisi istihdamı 44.700 kişi, Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı'nda 67.200 kişi olarak belirtilmiş, 2018 yılı verileri. Yine, savunma sanayisi yerlilik oranında tutarlılık var, aynen yüzde 75 olarak görünüyor. Diğer savunma ve havacılık sanayi cirosu da 6,7 milyar dolar görünüyor ancak Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı'nda 8,8 milyar dolar görünüyor. Verilerde tutarsızlık var. Kaynağını ben bulamadım. Bu konuda mutlaka bir neden vardır Sayın Bakanım, onu dinlemek isterim.
Sayın Bakanım, tabii, aklıma gelen bir başka soru -onu not aldım, şimdiden söyleyeyim- adı "ÖSO" idi "Suriye Millî Ordusu " oldu yani "Özgür Suriye Ordusu" idi adı "Suriye Millî Ordusu oldu." Ne oldu, ne değişti? Bu isim değişikliğinin gerekçesi neydi? Kim yaptı bu isim değişikliğini? Nereden kaynaklandı? Bugün "Suriye Millî Ordusu" olarak ifade edilen bu ordunun yapısal bir değişikliği mi oldu da Özgür Suriye Ordusundan bu isme sevk edildi, onu da merak ediyorum.
Sayın Bakanım, bir başka konu, Sayın Genel Başkanımızın da en son dünkü, salı günkü grup konuşmasında da ifade ettiği gibi, "Sakarya ili Arifiye ilçesi Hanlıköy Mahallesi'nde bulunan 1075 ada 5 parsel numaralı, 1 milyon 804 bin 131 metrekare yüzölçümlü -yani 180 hektar civarında- bir alan üzerinde bulunan Millî Savunma Bakanlığı Askerî Fabrikalar Genel Müdürlüğü 1'inci Ana Bakım Fabrika Müdürlüğü işletimindeki mal ve hizmet üretim birimlerinin -yani fabrikanın- özelleştirmeyle hedeflenen genel amaçlarının karşılanmasının yanı sıra..." diye başlayan ve bu amaçla özelleştirme kapsam ve programına alınmasına karar verilmiş olan ve özelleştirme uygulamasının işletme hakkının verilmesi yöntemiyle gerçekleştirilmesi ve işletme hakkı süresinin yirmi beş yıl olarak belirlenmesine de imkân tanıyan ve özelleştirme işlemlerinin 31/12/2019 tarihine kadar tamamlanmasını öngören 481 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi var. Yani burada Sakarya Tank Palet Fabrikasının özelleştirilmesi söz konusu Cumhurbaşkanlığının kararnamesiyle. Bu özelleştirme doğru mudur? Türkiye'nin millî savunması adına, millî ve yerli diyebileceğimiz nitelikte olmasını arzu ettiğimiz savunma sanayimizin, dünyanın en önemli fabrikalarından bir tanesi olan bu fabrikanın Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca özelleştirme işlemlerine başlanması ve bunun da Aralık 2019 tarihine kadar tamamlanması öngörülüyor. Bu işlem doğru mudur? Millî Savunma Bakanı olarak, samimi olarak, bunu millî savunma adına, ülkemizin güvenliği adına bir tehdit olarak görüyor musunuz? Yabancı bir şirkete bunun özelleştirilmesi söz konusu olduğunda bu kabul edilebilir mi? Bunun 50 milyon dolara Katarlılara verildiği ifade ediliyor. Bunun ihalesi yapılmış mıdır? İhalesi yapıldıysa biz görebilir miyiz? Ne zaman yapılmıştır? Hangi şartnamede, hangi usulle yapılmıştır? Bu konularda bir başka kararname olduğu da ifade ediliyor ama gizli bir kararname, bizim göremediğimiz. Neden gizlidir? Yani biz burada bunları konuşamayacaksak, görüşemeyeceksek, gizli ve örtülü olarak birtakım işlemler yapılıyor ise bunun başta sizin tarafınızdan açıklanması, gerekçelerinin kamuoyuyla, milletimizle paylaşılması gerektiğini düşünüyorum. Yoksa burada millî ve yerli... Bu gerek kalkınma planındaki politikalar, hedefler, amaçlar, tedbirler gerekse Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı'nda gerekse sizin performans programınızda, stratejik planınızda anlamsız bir noktaya gelmiş olacaktır.
Sayın Bakanım, uzman çavuşlarla ilgili bir konu vardı, onu özellikle belirtmek istiyorum. 3269 sayılı Kanun'a tabi olarak hizmet veren uzman çavuşlar gerçekten dertliler, mali sorunları var, özlük haklarına ilişkin sorunları var, eğitimle ilgili, sosyal hizmetlerle ilgili diz boyu sorunları var. Bu uzman çavuşlardan kimisi on yılını doldurup ayrılmış olan, devlet kapısında memuriyet arayışı içerisinde olan, özellikle belediyelerin kapısında yüzlerce, binlerce, on binlerce uzman çavuş var. Ben, belediye başkanlığı yaptığım dönemde bunlardan önemli bir kısmını, 36 uzman çavuşu belediye bünyesine alıp zabıta memuru olarak görev vermiş idim, hepsi de aslan gibiydi, çok iyi de görev yapıyorlar idi ama bunun bir sınırı olması lazım. Yani bu insanlara sahip çıkmak, bu insanları, korumak, kollamak lazım. Bakın, 45 yaş sınırı var uzman çavuşlukta bu kanuna göre.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Sındır, lütfen tamamlayalım.
Buyurun.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Sayın Başkan, biraz daha süre istiyorum.
2010 yılında 6000 sayılı Kanun'un 26'ıncı maddesi çerçevesinde sivil memurluktan emekliliğini dolduranların geçmişe yönelik yirmi-yirmi beş yıllık uzman erbaşlık hakları da gasbedilmiş durumda. Yani 3269'a göre yirmi beş yılını doldurup emekli olanlarda bir sorun yok ama onların içerisinden emeklilik hakkını alamadan bu 6000 sayılı Kanun çıktıktan sonra sivil memurluktan emekli olanların uzman çavuşlukla ilgili haklarının tamamı yok sayılıyor yirmi beş yıla yakın hizmet vermiş olmalarına rağmen. Bu konuda dikkatinizi çekmek istiyorum.
Sayın Bakanım, bir başka husus, ben NATO Parlamenter Asamblesi üyesiyim. NATO'nun çeşitli toplantılarına gidiyoruz, geliyoruz. Orada, Bilim ve Teknoloji Komitesinde de aynı zamanda üyeyim. Bilim ve teknoloji konusunda yapılan çalışmalara katkı sunmaya çalışıyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Bu çalışmaların içerisinde en önemli iki temel konu var ve ülkelerin millî savunma yatırımları içerisinde önem verdikleri çok temel iki üç araştırma konusu var. Bir tanesi, yapay zekâ; bir diğeri, siber güvenlik ve bir de tabii, siber güvenlik veya siber ortamdaki tehditler. Siz ne kadar gelişmiş teknolojiler, ne kadar yüksek bilişim teknolojileriyle donatılmış savunma araç gereçleri yapsanız da yerli ve millî de yapsanız bu tehditlere karşı eğer önlem alamadığınız sürece bu tehditler sizin o çok yüksek teknolojik ürünlerinizi bile işlevsiz hâle getirebilir, yok edebilir veya sizin bütün mekanizmanızı, bilişim anlamında, harap edebilir bir noktaya gelebilir. Bu siber güvenlik konusu, yapay zekâ konusu ve yalan haberlere karşı savunma mekanizmalarının üretilmesi konusunda milyarlarca dolarlık bütçe ayırıyor çeşitli ülkeler.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Sındır, lütfen, 2 defa uzattık.
Buyurun.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Almanya, Çin, Amerika Birleşik Devletleri, Rusya gibi ülkeler. Bizim bütçemize baktığımda, bütçe giderlerine baktığımda AR-GE konusunu görmedim -adı araştırma geliştirme anlamında- veya bu bahsettiğim terimleri, siber güvenlik, yapay zekâ vesaire gibi terminolojiyi de millî savunmanın çalışma alanları içerisinde veya ilgi alanları içerisinde göremedim. Bu konuda bilgilendirseniz ayrıca sevinirim.
Şahsınızda Bakanlığınızın bütün birimlerinin çalışmalarında bütçemizin hayırlı olmasını diliyorum. Ülkemizin huzuru, refahı için ayrıca verilen bütün emeklere teşekkür ediyorum. Bütün şehitlerimizi saygı ve minnetle anarak gazilerimize de acil şifalar diliyorum.
Teşekkür ederim.