KOMİSYON KONUŞMASI

FERİDUN BAHŞİ (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım, Sayın Bakan, değerli bürokratlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, Türk Silahlı Kuvvetleri ülkemizin savunma ve güvenliğinin temelidir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün dediği gibi, ordumuz Türk birliğinin, Türk vatanseverliğinin, Türk kudret ve kabiliyetinin çelikleşmiş bir ifadesidir. Ordumuza ayrılan mali kaynak, temin edilen araç gereç, silah ve mühimmat elbette önemlidir ancak daha önemli olan, insan kaynaklarıdır. Dünyanın en güçlü silahı, ölümü göze almış, akıllı, sağlıklı ve moralli insandır. Askerimizin moralli ve mücadele azminin yüksek olması için maddi ve manevi ihtiyaçlarının karşılanması da son derece önemlidir.

Daha önce defalarca ifade ettik, her defasında birkaç kesime dönük olarak yapılan askerî personelin özlük haklarına yönelik düzenlemeler kısmi iyileşme sağlasa bile adaleti sağlayamamıştır. Askerî personelin özlük haklarına dönük düzenlemelerin yamalı bohça mantığıyla yapılması sorunu içinden çıkılmaz hâle getirmektedir. Bütün subaylarımız mutsuz, astsubaylarımız umutsuzdur. Uzman erbaşlarımızın, uzman jandarmalarımızın, sivil memurlarımızın, muharip gazilerimizin sorunları da dağ gibi birikmiştir. Orduevleri ve lojmanlardan yararlanma, izin, tayin, nakille ilgili sorunlar, yapılacak mevzuat düzenlemeleriyle ivedilikle çözülmelidir.

Öte yandan, ordu emeklilerimizin ve muharip gazilerimizin sorunlarını çözmek, insani ve vicdani bir görev olduğu kadar vefanın da bir gereğidir. Şehit ve malul çocuklarına sağlanan kamuda iş imkânının muharip gazilerimizin çocuklarına da sağlanması gerekir diye düşünüyoruz. Gazilerimizin arasındaki maaş adaletsizliği giderilmeli, yurt dışına çıkış sorunları en azından kendileri yeşil pasaport kapsamına alınarak çözülmelidir. Uzman er ve erbaşlarımızın orduevlerine girişi konusundaki engellerin hâlâ kaldırılmamış olması ise en büyük ayıptır. Bu çocuklarımız ülke için canlarını vermektedir. Terörle mücadele öncelikle bunlar tarafından yürütülmektedir ama ordu mensubu bu gençler orduevlerine girememektedir. Akıl alır gibi bir durum değildir.

Değerli arkadaşlar, iktidarın uyguladığı dış politika, savunma ve güvenlik politikaları bugün ülkemizi tabiri caizse bir uçurumun kenarına getirmiştir. Cumhuriyet tarihi boyunca, Türkiye-ABD ilişkileri en kötü dönemi yaşamaktadır. ABD, Suriye'de PKK/PYD örgütüne Türkiye'ye rağmen desteğini sürdürmektedir; Doğu Akdeniz'de Türkiye ve KKTC'nin yetki alanlarını yok sayarak Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'yle birlikte yer almaktadır. Özetle, Irak-Suriye ve Doğu Akdeniz'de Türkiye'nin ulusal çıkarlarına ve ulusal güvenliğine aykırı politikalar izlemektedir. Ayrıca, en son S-400 Hava Savunma Sistemi Türkiye-ABD arasındaki gerginliği iyice artırmıştır.

Şimdi Sayın Bakana sormak istiyorum: Cumhurbaşkanı, Trump'la görüşmesinden sonra sizi çağırıp "Rusya'dan alınan S-400'leri ambara kaldırın." şeklinde bir talimat verdi mi? Biz bunun cevabını merak ediyoruz ve istiyoruz. Cumhurbaşkanıyla böyle bir diyaloğunuz oldu mu? Bunu öğrenmek istiyoruz.

Bir başka konu ise Doğu Akdeniz'de yaşanan gelişmeler. Bildiğiniz gibi, Doğu Akdeniz'de güvenliğin sağlanması için 10 Nisan 2019 tarihinde ABD Kongresinde alınan bir karar var. Bu kararda "Doğu Akdeniz'in güvenliği ABD ve Avrupa'nın güvenliği için kritiktir. Yunanistan, Doğu Akdeniz'in istikrarı için kilit ülkedir. İsrail, ABD'nin esas stratejik ortağıdır. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, ABD'nin kilit stratejik ortağıdır." denmektedir. Dikkat ettiniz mi bilmem, ABD, Türkiye'yi Doğu Akdeniz'de müttefik bile kabul etmemektedir. Sayın Cumhurbaşkanı bu konuları da acaba Trump'la olan görüşmesinde dile getirmiş midir?

Ayrıca, 10 Mayıs 2019 tarihli Temsilciler Meclisi kararında "Türkiye'nin Kuzey Kıbrıs'ta askerî işgali" ifadesi yer almaktadır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Lütfen tamamlayınız.

FERİDUN BAHŞİ (Antalya) - Bu kabul edilebilir bir söylem değildir. Ancak Fransa, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'yle Deniz Üssü ve Savunma İşbirliği Anlaşması imzalamıştır. İngiltere ise Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nde çok sayıda F-35 savaş uçağını konuşlandırma çalışması yapmaktadır. ABD, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nde üs kurma girişimini sürdürmektedir. Sonuç olarak, Doğu Akdeniz'de ABD, İngiltere, Fransa, İsrail, Yunanistan, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ve Mısır, Türkiye'ye karşı bir cephe oluşturmuşlardır. Bu durum için ne yapılmaktadır? Türkiye de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde deniz ve hava üssü kurmak için bir çalışma içine girmekte midir?

Hepinizi saygıyla selamlıyorum.