TAMER OSMANAĞAOĞLU (İzmir) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Sayın Bakanım, Komisyonumuzun değerli üyeleri, Millî Savunma Bakanlığımızın kıymetli bürokratları, çok güzide basın temsilcileri; hepinizi saygı ve muhabbetle selamlıyorum.

Tarihçilerimizin "Millet olarak medeniyette geldiğimiz en son nokta ordu olmaktır." tespitini şairimizin "Ardına çil çil kubbeler serpen ordu." mısralarında heceleyebiliriz. "Ardına çil çil kubbeler serpen" bu kutlu ordu Türk ordusudur. Bu kutlu ordu, mazisi rezil, geleceği meçhul düşüncesizlerin palavralarında ifade edildiği gibi, tarihin hiçbir devrinde ve dünyanın hiçbir yerinde işgal ve istila ordusu olmamıştır çünkü Türk ordusu gerçekten de fetih ordusudur. Türk ordusu, yeryüzünde nizam ve adalet adına çekilen kılıcın adıdır. İnsanı yaşatmaya memur bir anlayışla kalplere, vicdanlara hükmederek dünyayı değerler dünyası hâline getirmeye çalışan bir zihniyetin üniformalı kimliğidir. Onun içindir ki Türk Silahlı Kuvvetleri Peygamber ocağıdır, bu sebepledir ki karavanası şifadır. Silahının ucunda adalet ve merhamet taşıyan bu ordu, girdiği her yere çil çil kubbeler serperek fetih manasının ne idiğini ve nasılını üç kıtada yükselen medeniyet değerlerimizle ortaya koymuştur. Bizans'ın son Grandükü Notaras'a "Şehirlerde Latin külahı görmektense Türk sarığını yeğlerim." dedirten gerçek, silahının ucunda merhamet taşıyan şanlı Türk ordusudur.

"Ne zaman ki Vistül Irmağı'ndan bir Türk atı su içecek, işte o zaman özgürlüğümüze ve bağımsızlığımıza kavuşacağız." diyen Lehistanlılar, Polonyalılar nezdinde bütün mazlum milletlerin sancağını selamladığı şanlı ordu şerefli Türk ordusudur.

Bugün, Suriyeli yetim çocukların rüyalarında Peygamber muştusuyla ve hasretle beklediği ordu, Peygamber ardında çöller aşan kutlu ordu Türk ordusudur.

Bugün, Suriye'de girdiği her yerde okullar, hastaneler, aşevleri yapan ordu, Mohaç'tan dönerken üzüm asmalarına akçeler takan ordudur, büyük Türk milletinin ordusudur.

Sayın Bakanım, kıymetli Komisyon üyeleri; bir damla petrolü bir damla kandan üstün tutan ve onun için Orta Doğu'yu kana bulayan aç, haris, muhteris siyaset emperyalizmine karşı mazlumun gözünden akan bir damla yaşı aziz bilen ve mazlumun yanında saf tutan Türk Ordusu, millet olarak medeniyette geldiğimiz en son noktayı şerefle temsil ederken, bu temsiliyeti liyakatiyle bir daha tescil ettirmiştir. Biz, evladıosman olarak yıkılmış bir devletin değil, İngiliz Tarihçi Toynbee'nin de dediği gibi "Durdurulmuş bir medeniyet"in çocuklarıyız.

İşte, bugün, tarihin önümüze koyduğu engelleri bir bir kaldırarak o ihtişamlı yürüyüşe kaldığımız yerden devam edeceğiz. İşte, Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı Harekâtları bu anlamda bir yürüyüşün yeniden başladığının habercisidir. Batı'nın, içerisindeki ve dışındaki taşeronların endişe ve korkusu bundandır. Emperyalizmin ellerinden kan damlayan baronları ve iplerini ellerinde tuttukları kuklaları bilmelidir ki durdurulan büyük Türk medeniyeti yeniden yürüyüşe geçmiştir.

Bu kutlu yürüyüşü gerçekleştiren, binlerce yıllık şanlı mazisinden aldığı feyzle karanlıkları yaran, ulvi ve asil gayeleriyle Türk milletini "Kızıl elma" sına her gün bir adım daha yaklaştıran, gözlerindeki umutsuzluğu varlığıyla umuda çeviren Türk ordusunun, Mehmetçiğimizin sonuna kadar yanındayız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Lütfen tamamlayalım.

TAMER OSMANAĞAOĞLU (İzmir) - Toparlıyorum Başkanım.

Sözlerime son verirken liderimiz Sayın Devlet Bahçeli Beyefendi'nin şu ifadelerini de tekrar hatırlatmak istiyorum: "Türk milletinin harcı imanla karılmış, "Kızıl elma" iradesiyle yoğrulmuştur. İnançlı Türk milleti yenilmez, Türkiye eğilmez güçtür. Bekamıza çamur sıçratanın bağrına mızrak olur saplanırız. "

Bu duygu ve düşüncelerle, saygı ve muhabbetlerimle tekrar selamlıyorum. 2020 yılı bütçenizin milletimize ve devletimize hayırlar getirmesini diliyorum.