KOMİSYON KONUŞMASI

ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Sayın Başkanım, çok teşekkür ediyorum.

Sabahki açılışta da konuşmuştuk geneli üzerinde. Şimdi, efendim, "Sahil Güvenlik Komutanlığına bağlı olan vardiya yatakhaneleri, eğitim kongre merkezleri, sosyal tesisler, gazinolar, moral eğitim merkezleri ve kantinler..." Şimdi, moral eğitim merkezleri mesela neresi var? Muhtemelen kamp yerleri gibi yerlerdir yani sahilde, Akdeniz'de, Ege'de ya da kışlık bölgelerde yani dağ, kayak turizminin olduğu yerlerdedir bunlar. Bu maddeyle bize göre -geçmişte Silahlı Kuvvetlere bağlıydı- Sahil Güvenlik Komutanlığımıza bağlı olan pek çok mekân peşkeş çekilmek isteniyor. Bu yerler bir şekilde bir çeşit özelleştirme gibi -tam olmasa bile- kiraya verilerek birilerinin rant elde etmesi sağlanmak isteniyor. Yazıktır, günahtır! Cumhuriyetin tüm değerleri satıldı; şeker fabrikaları, SEKA, tütün fabrikaları, sigara fabrikaları, pek çok yer satıldı. Bunlar kullanıldı, satacak bir şey kalmadı, satılacak bir şey kalmadı, sıra askerî alanlara geldi. Sabah da söylemiştim, bütün kuşlar bitti, sıra leyleğe geldi. Yazıktır, günahtır! Bu, bir başlangıç. Gerekçe ne? "Sahil Güvenlik ve Jandarma, Genelkurmaydan alındı, İçişleri Bakanlığına bağlandı, sivilleşiyor, sivilleşecek, oraya bağlandı, o yüzden bunu rahatlıkla yapabiliriz." Buna başlarsak yol olur. Yarın bir gün Genelkurmay Başkanlığına bağlı bütün tesisler bu şekilde kiraya verilmeye başlanır.

Özellikle Milliyetçi Hareket Partisinin saygıdeğer milletvekillerine sesleniyorum. Sizlerin hassasiyetle üzerinde durduğunuz konulardan biridir bu, yıllarca böyleydiniz. Şimdi, hemen karşımızda Kara Harp Okulu var, düşünebiliyor musunuz, bir süre sonra bura da satılığa çıkarılırsa ne yapacağız ya da içerisindeki gazino kiraya verildi, önüne gelen gidecek oraya. Kamp alanları, Marmaris'teki Sahil Güvenliğin yeri veya Fethiye'deki -bilmiyorum nerede var- Antalya'daki, gidecek, orada biri alacak, burayı işletecek ve muhtemelen çok cüzi paralara verilecek buralar. Birilerine yeni rant kapıları yaratılmak isteniyor. Yanlış bir uygulamadır, yanlış yapılıyor. Bunlar devletimizin değerleridir, milletimizin değerleridir. Buraları da bu şekilde çarçur edersek inanın, bakın yarın bir gün bir şey kalmayacak. Şeker fabrikası satılırken etmeyin dedik, SEKA satılırken etmeyin dedik, bu özelleştirmeleri yapmayın dedik, Sümerbanka yaptınız, şimdi elde bir şey kalmadı, ordunun malına geldi, ordunun malını satmaya başladınız, kiraya vermeye başladınız. Biz buna şiddetle karşı çıkıyoruz.

Ayrıca diyor ki: "Üye aidatı ve kart ücreti alınır." Bildiğim kadarıyla ilk kez oluyor üye aidatı. Üye aidatı yoktu burada daha önce.

SAHİL GÜVENLİK KOMUTANLIĞI PERSONEL BAŞKANI VEKİLİ ALBAY MEHMET YAKIN - TSK'de hâlen uygulanıyor Sayın Vekilim.

BAŞKAN - Efendim, bir bitirsin Sayın Öztunç.

ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Yok, bilmediğim bir şey olduğu için düzelttiler, tamam, onda sıkıntı yok.

Tekrar söylüyoruz: Biz bu maddenin burada olmasından dolayı rahatsızız. Tank Palet fabrikası, biliyorsunuz, işletmesi devredildi. Oradaki yanlışın bir benzeridir bu da. Biz kendi malımızı verdik Katarlılara, "Tank üretin bizim malımızla, biz de sizden alalım." Tarlanın taşıyla tarlanın kuşu vuruldu, vuruluyor. Şimdi, burada da gazinolar, tesisler, turistik bölgelerdeki tesisler hepsi verilecek birilerine, kim olduğu da belli değil, gerçi bellidir muhtemelen, bunu getirenler kime vereceklerini belirlemiştir. Allah bilir, hangi yandaş firma alacak?

İÇİŞLERİ BAKAN YARDIMCISI MEHMET ERSOY - Sayın Vekilim, müsaadenizle bir "Tövbe estağfurullah!" diyebilir miyim?

ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Yani dersiniz tabii ki, sıkıntı yok.

İÇİŞLERİ BAKAN YARDIMCISI MEHMET ERSOY - Olur mu öyle şey?

ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Ama oldu, çok oldu Sayın Bakanım.

BAŞKAN - Sayın Öztunç, buyurun efendim, tamamlayın.

Hatibe müdahale etmeyin.

ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Sayın Bakanım, çok oldu. Öyle adrese teslim ihaleler oldu ki Türkiye'de son on yedi, on sekiz yılda, öyle yerler verildi ki... Diyorum ya, sütten ağzı yanan, yoğurdu üfleyerek yermiş. Ne yapalım? O yüzden biz buna karşıyız, karşı olduğumuzu bir kez daha dile getirmek istiyorum.

Şu olabilir yani şunu belki anlayışla karşılayabilirim: "Ya, tesisin içerisinde hastane var, kuaför var. Kuaförü çalıştıracak er kalmadı. Buna ne yapalım? Belki şey yapmak lazım." Emniyet Genel Müdürlüğü nasıl yapıyor? Geçen sene bütçede gündeme getirmiştik. Emniyet Genel Müdürlüğü kendi polis memurunu götürüyor, polisevinde resepsiyona koyuyor. Emniyet Genel Müdürlüğünün polis memurları bu tip tesislerde görev alıyorlar. Üstelik, diğer doğuda, terörle ya da şununla bununla, işte sahada her türlü arsızla uğraşan polisle de aynı tazminatı alıyor bunlar. Geçen sene bunu dile getirmiştik, yanlış olduğunu da söylemiştik, Sayın Bakan Süleyman Bey de: "Doğru, haklısınız." demişti bununla ilgili. O zaman Sahil Güvenlik Komutanlığı böyle yapsın. "Er yok." Uzmana yaptırsın, sözleşmeliye yaptırsın.

Teşekkür ediyoruz.