BAŞKAN - Evet, teşekkür ediyorum.

İki şey söyleyeyim, gene devam edelim. Şimdi, Türkiye bir değişim ve dönüşüm yaşıyor. Benim yaşım... Ben de senin gibi biraz kıdemliyim, "yaşlı" demeyeceğim, "ben ve benden kıdemliler" diyeceğim, hafızalarında çok nahoş şeyler var, bunu tartışmayalım bence. Ama benim anladığım -ben özgürlükçü bir adamım- devlet bilir. Zaten biliyor diyorsun, şimdi de biliyor. Dernekler, dernekler müfettişi gider, hatta gitmez de, der ki: "Denetim programı, validen aldım, şu periyodda herkesin faaliyetlerini, gelirini, giderini vesairesini denetliyorum." Denetler ve her şeyi alır. Orada bir problem yok. Ama kötü hafıza bizim rasyonel hukuku tartışmamızı maalesef engelliyor ve öne geçiyor. Yani burada yapılan şeffaf bir şekilde ne olduğu ortaya çıksın diye düşünülen, bununla ilgili yapılan bir düzenleme. Bu konuda bir de karşıdaki arkadaşların, bizim de mensubu olduğumuz iktidarın bir artısı var, onu da burada söyleyelim, kayıtlara girsin. O da nedir? Daha önce dernekler tamamıyla polisin işi olarak düşünülürken, polis tarafından bütün bu iş ve işlemler yürütülürken yapılan reformlarla dernekler sivile... Gerçekten çok sevindirici adımlar. Şu anda İçişleri Bakanlığında Sivil Toplum Genel Müdürlüğü diye bir genel müdürlüğümüz var, valiliklerde bunlarla ilgili bir birimimiz var valiliğin içinde, tamamıyla polisin dışında. Bu işlemler sivil bir anlayışla takip ediliyor ama MİT'i de jandarması da emniyeti de bu işlere ulaşır, ulaşıyor zaten, bizim düzenleme yapmamıza bile gerek yok. Aslolan nedir? Aslolan, bütün anlattıklarınızdan, kim nerede üye olursa olsun hukukun dışına çıkmamışsa onu devletin, hukukun korumasıdır yani bu, yasanın ötesinde bir şey. Bu da kayıtlara girsin diye düşünüyorum. Müsaade ederseniz geçelim maddeyi.