AYHAN EREL (Aksaray) - Başkanım, teşekkür ediyorum.

Sayın Bakanım, değerli bürokratlar, hepinize saygılar sunuyorum.

Bütçemizin devletimize, milletimize, adalet camiamıza hayırlı uğurlu olmasını Cenab-ı Hak'tan niyaz ediyorum.

Sayın Bakanım, adaletin evrensel hukuk ilkeleri doğrultusunda eşit, adil, dürüst, makul sürede dağıtılması hususunda başta zatıaliniz olmak üzere adalet personelinin samimi bir gayret içerisinde olduğunu görmekteyiz. Ancak sadece bu gayret sizlerde var, özellikle yüksek yargı organlarında sizin gayretinize paralel bir gayret görememekteyiz. Elli yıl önce rahmetli Abdurrahim Karakoç'un yazmış olduğu şiirden sadece 2 kıtasını okumak istiyorum. "Gene tehir etme üç ay öteye / Bu dava dedemden kaldı hâkim bey. / Otuz yıl da babam düştü peşine / Siz sağ olun, o da öldü hâkim bey. / Yaşım yetmiş iki, usandım gel-git / Bini buldu burda yediğim zılgıt / Eğer diyeceksen: sen de öl, git! / Oğlumun da oğlu oldu gözün aydın hâkim bey."

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Bunları bitirdik elhamdülillah.

AYHAN EREL (Aksaray) - Yok, işte bitmedi, hâlâ aynı sıkıntı devam ediyor.

Şimdi, adaletin en kötüsü geç tecelli eden adalet. Sonunda hüküm doğru da olsa geç tecelli ettiği için geciken adalet bir zulüm oluyor. Yine, gerek Anayasa Mahkememizde gerekse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde ihlal nedenlerine baktığımızda yüzde 76'sı adil yargılama ihlal edilmesinden, bunların da yüzde 80'i makul sürede yargılama olmamasından kaynaklanıyor. Yine baktığımızda Yargıtay Başkanımızın 25/10/2018'de, yine 13 Şubat 2009'da "Geciken adalet, adalet değildir." şeklinde beyanı var. Her yıl aynı demeçler var ama maalesef adalet gecikiyor. Bunun bir çaresini bulmak lazım. Hâlâ Yargıtayda -daire ismi vermeyeceğim- 2015 yılından, 2016 yılından bekleyen dosyalar var. Yani vatandaş, demin şiirde okuduğum gibi, artık dosyasını da takip etmiyor, canından da bezmiş bir hâle geldi.

Diğer bir husus, taşradaki mahkemeler dosyaları Ankara'ya, İstanbul'a, Bursa'ya, büyükşehirlere nöbetçi mahkemelere gönderiyor. Nöbetçi mahkemeye gittiğinde nöbetçi mahkeme çeşitli nedenlerle dosyayı tekrar yerel mahkemeye gönderiyor. Bence büyük adliyelerde bu bilirkişi için bir tevzi bürosu açılıp gelen dosyayı orada doğrudan doğruya ilgili bilirkişiye tevdi edilirse altı ay gibi süren bu bilirkişi bulma problemi ortadan kalkar diye düşünüyorum. Gerçekten de taşrada bu sıkıntı yaşanıyor. Mahkeme diyor ki: "Bu konuda bizde yetkin bir bilirkişi yok." Dosya geri geliyor. Doğrudan doğruya bir bilirkişi tevzi bürosu oluşturup oradaki bir hâkimi görevlendirip zaten sadece bir usulen yemin yapılıyor, bu şekilde bilirkişide geçen zaman kaybı önlenir diye düşünüyorum.

Yine ceza koruma ve infaz memurları, sözleşmeliler ile kadrolular arasındaki eşitsizliğin ortadan kaldırılması gerekiyor.

Diğer bir husus: Seçim bölgem Aksaray'da 2005 yılında yapılan güzel bir adliye sarayı var, yapanlardan Allah razı olsun ama zamanla artık ihtiyaca cevap vermiyor. Aksaray'da yeni bir hastane yapıldı, hastanenin taşınmazlarından 4 blok boşa çıktı ve ilgili kurumlarla diyaloğa geçilip özellikle diş hastanesinin...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Evet, lütfen tamamlayınız.

AYHAN EREL (Aksaray) - ...Bakanlığınıza devri olursa 3 bölümde hizmet veren adaletin en azından 2 binaya geleceğini düşünüyorum.

Sayın Bakan Yardımcımıza teşekkür ediyorum, cezaevinin bir ihtiyacı vardı, giderdi. Şimdi orada yıl başında yeni cezaevi açılıyor ancak 20 kadın koruma infaz memuruna çok acil ihtiyaç olduğu söyleniyor.

Çok teşekkür ediyorum.

Bütçenin tekrar hayırlı olmasını diliyorum, başarılar diliyorum.