KOMİSYON KONUŞMASI

SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Sayın Bakanım, yeni Adalet Bakanlığı bütçesi hayırlı uğurlu olsun diyorum.

Biz, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi geldiği zaman şunu söylemiştik: "Bu Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle kuvvetler ayrılığı ortadan kalkıyor, denge denetleme sistemi ortadan kalkıyor." demiştik ve dediğimiz yere geldiğimizi de görüyoruz. Örneğin, yazılı soru ve araştırma önergesi dışında milletvekillerinin denetleme etkisi yok. Yazılı soru ve araştırma önergesi dışında ise kanun teklifinde bulunabiliyoruz. Sözlü soru yok, gensoru yok, güvenoyu yok.

Şimdi, şöyle bir baktım, bir araştırma yaptım, benim size vermiş olduğum yazılı soru önergelerinin hiçbirinin cevabı yok. Konu derseniz, hâkimler, HSK'yla ilgili var, cezaevleriyle ilgili var ve aynı zamanda da hâkimlik ve savcılık sınavıyla ilgili var. Bunların üçüne cevap gelmedi.

İnceleme yapınca şunu da gördüm: 24 Haziran seçimlerinden sonra Bakanlığınıza 2.165 yazılı soru önergesi vermiş milletvekili arkadaşlar Meclisten ama bunlardan 138 tanesi cevaplanmış Sayın Bakanım. 2.165'in karşılığında 138 tane cevap var; bu, yüzde 6'ya tekabül ediyor yani, aynı zamanda cezaevi hak ihlalleri konusunda, işkence ve kötü muamele konusunda 605 tane soru önergesi bunun içinde verilmiş, orada da 2 tane var, orada da 0,33'e tekabül ediyor. Yani, bu durumda milletvekilleri yasama yetkisini kullanamıyor.

"Yargı reformu" diyorsunuz. Yargı reformu var ama ilk önce Adalet Bakanlığı olarak milletvekillerinin vermiş olduğu yazılı soru önergelerine cevap vermeniz gerekir diye düşünüyorum.

Sayın Bakanım, sarayda biz bu Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi geldiği zaman "Paralel devlet yapılanması geliyor." diye söylemiştik. Bakınız, Hukuk Politikaları Kurulu ne iş yapar? Hukuk Politikaları Kurulu acaba Adalet Bakanlığının dışında bir paralel devlet yapılanması içerisinde mi? Şöyle bir bakıyoruz: Asıl görevi politika üretmek Hukuk Politikaları Kurulunun. Ama, baktığımız kadarıyla, politikadan çok kanun teklifleri üretiyor. Bu teklifler de tek adam rejiminin devamını sağlamak için siyasi iktidarın Meclisteki ayağındaki partisi olan Adalet ve Kalkınma Partisine gönderiliyor, deyim yerindeyse, tepeden inme kanunların noktasına dokunulmadan vekil imzalarıyla önce komisyonlara, ardından Genel Kurula gönderilerek yasalaşıyor. Yani, görevi yasama olan Meclis sadece oylama alanına dönüştürülüyor. Biz bunu komisyonlarda görüyoruz. Adalet Komisyonuna gelen kanun tekliflerinin noktasını dahi değiştiremiyoruz. Arkadaşlar "Tamam." diyor, Bakan Yardımcım "Tamam." diyor, "Bu konuda çalışma yapacağız." diyor ama hiçbir çalışma yapılmıyor Sayın Bakanım.

Bunun yanı sıra, bu Hukuk Politikaları Kurulunun da bir özelliği var, bu kurulların görevinde "Cumhurbaşkanı programına uygunluk açısından, bakanlıklar ile kurum ve kuruluşların uygulamalarını izlemek..." var. Bu ne demektir? Meclisin yasama yetkisini aldığı gibi, bakanlıkları da denetleme yetkisi içerisine giriyor. Bu nedenle şunu söylemek istiyoruz: "Bu 'Yargı Reformu 2000' adı altında Türkiye Büyük Millet Meclisine gelen teklifler hukuk politika kurulları tarafından mı, yoksa Adalet Bakanlığı tarafından mı hazırlanmaktadır?" sorusunu da sormak durumundayız.

İkinci nokta: Adalet Bakanlığı Adli Sicil İstatistik Genel Müdürlüğü. Bakınız Sayın Bakanım, Adalet Bakanlığı Adli Sicil İstatistik Genel Müdürlüğü "Ceza Mahkemelerinde TCK Uyarınca Yıl İçinde Açılan Davalardaki Suç ve Sanık Sayıları Raporu" yayımlıyordu eskiden. Bu Raporda sayısal veriler genel hatlarıyla değil, her bir suç grubu için ayrı ayrı yazılıyordu. Örneğin, önceki yıllarda, TCK'da çocukların cinsel istismarıyla ilgili ceza düzenlemesi yapan 103'üncü maddenin birinci fıkrası, birinci fıkranın ikinci cümlesi gibi ayrı ayrı açılan davalardaki suç sayıları yazılırdı. Aynen böyle Sayın Bakanım. Ne yazıyordu? Fıkralar dâhilinde yazılıyordu.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Lütfen tamamlayalım.

SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Ancak 2018 yılı itibarıyla verilen ana başlıklar olarak ayrıntıya yer verilmeden paylaşılmaya başlanıldı. Bir yıl içinde müdürlüğün verileri yayımlama sistemi değişiyor, şimdi veriler paylaşılmıyor, geçmiş dönemlere ilişkin veriler de kaldırılmış durumda. Yani, bu durumda, toplumda siyasi iktidar tarafından getirilen yargı paketleriyle çocuk tacizcilerinin, istismarcılarının af kapsamına gireceği yönündeki iddialar konuşulurken böyle bir uygulamayı manidar olarak değerlendiriyoruz.

Sayın Bakanım, aynı zamanda yargı tarafsız olmalı, savcılar, hâkimler tarafsız olmalı. Bu, etik gereği. Size bir resim göstermek istiyorum. Bu resimde görülen Ankara Cumhuriyet Başsavcısı 30 Martta Devrek'e gidiyor, Devrek'te şu konuşmayı yapıyor...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Evet, teşekkür ediyorum.

SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - AK PARTİ Belediye Başkan adayının yanında konuşuyor: "Devrek'imiz en doğru kararı verecektir. Allah yardımcınız olsun. Sizin de Devrek'e çok güzel hizmetler yapacağınıza inanıyoruz. Tüm kalbimiz ve samimi duygularımızla size başarılar diliyoruz. Bu kalabalık ve heyecanı görüyoruz, Devrek kararını vermiştir. Devrek'e inşallah büyük hizmetler yapacaksınız. Buna bir Devrekli olarak bizler de inanıyoruz." Bu Başsavcı hakkında gerekli işlem yapılmış mıdır? (Gürültüler)