| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/278 ) ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/277) ve Sayıştay tezkereleri a)Adalet Bakanlığı b)Ceza ve İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İş Yurtları Kurumu c)Türkiye Adalet Akademisi Başkanlığı ç)Anayasa Mahkemesi d)Yargıtay e)Danıştay f)Hâkimler ve Savcılar Kurulu g)Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu ğ)Kişisel Verileri Koruma Kurumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 25 .11.2019 |
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli milletvekili arkadaşlarım, Adalet Bakanlığının değerli bürokratları; sözlerime başlamadan önce herkesi saygıyla selamlıyorum.
Bugün çok önemli bir Bakanlığın bütçesini konuşuyoruz ancak on yedi yılda, maalesef, hiçbir sorunu çözülemeyen; tam tersine, yapısal ve zihinsel sorunları devam eden, sorunlar yumağı hâline gelen, siyasallaşmış ve sarayın arka bahçesi hâline gelmiş, bağımsızlığını ve tarafsızlığını tamamen yitirmiş ve vatandaşlarımızın en az yüzde 70'i tarafından güvenilmeyen ve adalet dağıtamayan bir Bakanlığın bütçesini konuşuyoruz.
Sayın Bakan, şu anda maalesef ülkemizde büyük bir yargı krizi vardır. Bu kriz 2007'de Ergenekon ve Balyoz davalarıyla başlamış, 2010 referandumundan sonra yargının tamamen FETÖ'cülere teslim edilmesiyle genişlemiş ve derinleşmiştir. 2016 hain FETÖ darbe girişiminden sonra ise kriz başka bir boyuta dönüşmüştür. Bugün ise maalesef bu yargı krizi devam etmektedir, hız kesmeden devam etmektedir. Yargı alanında uluslararası kuruluşların da tespit ettiği gibi ciddi gerilemeler vardır ve maalesef uygulamalarınıza da baktığımızda bu krizin de devam edeceği görülmektedir.
Sayın Bakan, siz de bunları biliyor olmalısınız ki güven veren ve erişilebilir bir yargı hedefiyle Yargı Reformu Strateji Belgesi hazırladınız ve yargı paketleri çıkarmaya başladınız. Başka paketlerin de önümüzdeki dönemde çıkacağını ifade ediyorsunuz. Aslında bu strateji belgesi ve çıkarılan paketler bir itiraftır. Neyin itirafıdır? İşte, az önce ifade ettiğim gibi, Türkiye'de yargı krizinin olduğunun itirafıdır ve on yedi yılın sonunda güvenilen ve erişilen bir yargının olmadığının itirafıdır.
Sayın Bakan, maalesef, tek adam rejimi gömleğin ilk düğmesidir ve ilk düğme yanlış iliklenmiştir. Bu sebeple de yargının iki yakası da bir araya gelmemektedir ve bundan sonra da gelmeyecektir. Kuvvetler ayrılığının ortadan kaldırıldığı, yasamanın ve yargının devre dışı bırakıldığı ve yargının tamamen saraya bağlandığı bir sistemde, ne yaparsanız yapın, bağımsız ve tarafsız yargıyı ve adaleti sağlayamazsınız. Tek adam rejimi değişmediği sürece, güçlendirilmiş parlamenter rejim yeniden tesis edilmediği sürece ülkemizde hiçbir şekilde güvenilen ve erişilebilen bir yargı sistemi kuramazsınız ve ülkemize adaleti getiremezsiniz. Bu sistemde siz de ancak tek adamın izin verdiği kadar düzeltme yapabilirsiniz. Tek adamın zihninde ise Türkiye'ye adaleti getirmek gibi bir hedefin olmadığı da defalarca ortaya çıkmıştır. Onun için varsa yoksa kendi iktidarının devamlılığıdır.
Sayın Bakan, Türkiye'deki adalet sistemini düzeltmek için bazı iyi niyetli çabalarınız var mı? Elbette var, buna yok diyemeyiz, bunu görüyoruz, gözlemliyoruz, Yargı Reformu Strateji Belgesi ve çıkacak olan yargı paketleri bunun bir örneği. Ancak Yargı Reformu Strateji Belgesi'yle kamuoyunu çok büyük bir beklenti içine soktunuz fakat bizce dağ fare doğurdu. Yargı paketi çıktı, adalet düzeldi mi? Maalesef düzelmedi, düzelmez çünkü bugün yargının, az önce ifade ettiğim gibi, yapısal ve zihinsel sorunları vardır ve bu yapısal ve zihinsel sorunlar çözülmeden ne yaparsanız boş diye düşünüyorum.
Bakın, paket çıktıktan sonra FETÖ'yle uzaktan yakından hiç ilgisi olmayan, FETÖ'yle mücadele eden, muhalif kimliğiyle yayın yapan Sözcü gazetesi davasında yargılananlar beraat edecekleri yerde gazetenin sahibi hakkında Kırmızı Bülten çıkarılmıştır ve bugün için ne gibi karar çıkacağı da meçhuldür.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Lütfen tamamlayalım efendim.
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Umuyor ve diliyorum ki Sözcü davasında hukuk işler ve bir kişiye bile ceza verilmeden herkes beraat eder.
Cumhuriyet gazetesi davasında da kararlar bozulmuş ama mahkeme kararında direnmiştir. Yani yine gazetecilik suç olmaya devam etmektedir.
Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu'na yapılan linç girişimiyle ilgili ise davada hiçbir gelişme yoktur, tutuklu kimse yoktur.
Eren Erdem kamuoyu baskısı olmasaydı hâlâ tutuklu kalacaktı. Yani diğer seçilmiş milletvekilleri de hâlâ hapistedirler.
SALİH CORA (Trabzon) - "Kamuoyu baskısı" diye yargıya baskı yapıyorsunuz.
BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Lütfen tamamlayalım efendim.
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Evet, sözlerimi tamamlayacağım.
AYŞE KEŞİR (Düzce) - Tutanaklara geçsin Başkanım. Anayasa 138'inci maddeyi ihlal ediyor açıkça ya. Böyle bir şey olmaz Başkanım ya.
BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Arkadaşlar, lütfen...
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Efendim, bu hukuk mesleklerine giriş sınavıyla ilgili...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Evet, teşekkür ediyoruz.
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Bir cümlem kaldı, şunu da ifade etmek istiyorum özellikle, çok önemli avukatlık mesleği için.
AYŞE KEŞİR (Düzce) - Mahkemeler de bunu söylüyor. Böyle bir şey olabilir mi ya? Hem bağımsız mahkeme diyeceksin hem de böyle konuşacaksın.
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Bu sınavın getirilmesi çok doğrudur Sayın Bakanım, bu konuda size son derece destek veriyorum, haklısınız çünkü avukatlık mesleği işin içinden çıkılmaz bir hâle gelmiştir ancak bu sınavın beş yıl ötelenmesi son derece yanlış olmuştur. Bakın, rakamlar bunu ortaya koymaktadır. Türkiye'de daha fazla avukat ihtiyacı yoktur ancak beş yıl sonra avukat sayısı 2 katını geçecektir. Bu da mesleği işin içinden çıkılmaz hâle getirecektir. Bu sebeple avukatlıkla ilgili meslek sınavının derhâl yürürlüğe girmesini talep ediyoruz.
Saygılarımla.