KOMİSYON KONUŞMASI

TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Sayın Başkan, Sayın Bakan, Komisyonun değerli üyeleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Bakan, Sanayi Strateji Belgesi yoktur diyecektik ama sunumunuzdan önce dağıttınız, olumlu bir gelişme diye değerlendiriyoruz.

Sayın Bakan, sunumunuza baktığımız zaman hedefler çok güzel ama bugünkü mevcut sistemi biraz tartışmamız gerekiyor özellikle bugünkü sanayinin durumunu. Gerçekten Türkiye'de en büyük sorun yoksulluk ve işsizlik. Eğer biz Türkiye'de işsizliği çözeceksek öncelikli olarak sanayide yeni bir hikâye yazmamız gerekiyor. Siz hep hap veriyorsunuz, artık Türkiye'de üretimi, sanayiyi ameliyat etmek gerekir diye düşünüyorum. Çünkü şöyle bir son dönemlerde sanayi kuruluşlarına baktığınız zaman Türkiye'de, tek tek, ya Bulgaristan'a gidiyorlar ya Romanya'ya ya Polonya'ya. Türkiye'nin en büyük sanayi kuruluşları Türkiye'den gidiyor. Siz sürekli teşvik açıklıyorsunuz ve "finansmana ulaşım" diye bazen "ucuz krediler" diye Twitter'dan açıklamalar yapıyorsunuz. Üreticinin, sanayicinin teşvike ve finansmana erişimi yani ucuz paraya sadece ihtiyacı yok, üreticinin en büyük sıkıntısı girdi maliyetlerinin artması yani enerjinin artması. Eğer dünyayla rekabet edecekse uluslararası arenada üretici yer alacaksa girdi maliyetlerinin artmaması gerekiyor. Siz doğal gaza zam yapıyorsunuz, elektriğe zam yapıyorsunuz, diyorsunuz ki "Bankalardan yüzde 2, yüzde 1 krediye ulaşabilirsiniz." Zaten durumu kötü olan, bilançosu kötü olan firmalara bankalar kredi vermiyor; düzgün olanlara veriyor, zaten onların da finansmana ihtiyacı yok. Siz diyorsunuz ki "300 milyon, KOBİ'lere destek." Sabah KOBİ'ler bankaya gidiyor, "bitti" diyorlar. "Ya dün açıkladı Bakan." Sanki önceden planlanmış gibi; çok büyük şikâyetler var, özellikle KOSGEB'den büyük sıkıntılar var, zamanım dar, buraya da fazla ayırmak istemiyorum.

Sayın Bakan, sürekli seçim süreçlerinde sizden önceki bakanlıklar da yerli otomobili, millî duyguları oynayarak gündeme getiriyorlar: "Millî, yerli otomobil yapacağız." Ben size şunu soruyorum. Siz öncelikli olarak, yan sanayisiyle birlikte dünyada 14'üncü sırada olan, Avrupa'da 5'inci sırada olan otomobil sanayisiyle ilgili ne yapıyorsunuz? İşte Honda açıklama yapıyor, "Türkiye'den gidiyoruz, kapatacağız." Uzel gibi tarihî, Türkiye'nin en önemli bir kurumu talan edildi, seyrettiniz; işçiler sokakta; traktörde dünya markasıydı, seyrettiniz. Tank Palet Fabrikasını, Türkiye'nin millî gururunu bedavaya, 50 milyon dolara yatırım karşılığı birilerine peşkeş çektiniz; sonra da çıkıp diyorsunuz ki "Millî otomobil yapacağız, yerli otomobil yapacağız." Şimdi, bir de bugün açıkladınız: "Yerli tren 2023'te yollarda olacak." Ya, mevcut üretime, mevcut sanayiye bir bakın ya; sektörel bazda tekstil çökmüş, kimya her gün geri gidiyor, otomobil her gün düşüşte. Öncelikli olarak Türkiye'de şu mevcut sanayiyi ayağa kaldırmamız lazım, öncelikli olarak böyle bir hikâye yazmamız lazım, sonra da hedeflerimizi koymamız lazım. "Saab" diye bir marka yarattınız, "yerli" diye sürekli gündeme getirdiniz; bir tane NEVS firması Türkiye'yi dolandırdı, 47 milyon euroyu götürdü; bunun hesabını soruyoruz, bir türlü vermiyorsunuz. Sonra da dediniz ki "Bu iş olmuyor." TÜBİTAK'ın işi, yerli otomobil mi yapmak? Kendiniz açıkladınız. Ne yaptınız? Beş babayiğit yarattınız. Ya, Türkiye'de ekonomik olarak bir sürü kurum kapanırken beş babayiğidin cebinde nakit, "cash" para var mı otomobil yapacak? Kim verecek bunların finansmanını, kim karşılayacak? Devlet bunun neresinde olacak? Biz bunu soruyoruz, cevabını alamıyoruz.