| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/278 ) ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/277) ve Sayıştay tezkereleri a)Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı b)GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı c)Doğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı ç)Konya Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı d)Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı e)Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı f)Türk Standardları Enstitüsü g)Türk Patent ve Marka Kurumu ğ)Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu h)Türkiye Bilimler Akademisi Başkanlığı ı)Türkiye Uzay Ajansı |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 26 .11.2019 |
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, Sayın Bakanım, sayın bakan yardımcılarım, Bakanlığımıza bağlı değerli kurumların değerli temsilcileri, yöneticileri, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bugün, Sayın Bakan tarafından gerçekleştirilen etkileyici bir sunumla karşı karşıyaydık ama dikkatimi çekti, bugüne kadarki birçok bakanlık sunumunda olduğu gibi "2002 yılında şöyleydi, şimdi böyleyiz." demedi Sayın Bakan. Bunun nedeni, ya kendi dönemiyle gurur duyarak bir sunum yapmaya çalıştılar ya da 2002'yle bugün arasında farkı çok ortaya koyamayacağını görmüş olabilir diye onu da ifade etmemiş olabilir.
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Doğrusu o.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Sayın Bakanım, doğrusu yaptığınızdır.
Biz, burada 2018 yılı kesin hesabını görüşmek ve 2020 yılı bütçesini görüşmek ve önümüzü görebilmek ve bu konuda bizler muhalefet milletvekilleri olarak -Cemal Bey'in ifade ettiği gibi- size bardağın boş tarafını ifade edebilmek ama o bardağı doldurabilmek hedefiyle, amacıyla size destek olmak için görüşüyoruz.
BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Sayın Sındır, aslında, sizin konuşmanızın bir anlamda da Bakanlığı, tüm bürokratları motive edici bir yönü de oldu yani etkileyici bir konuşma.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Teşekkür ediyorum. Ben de ona çaba gösteriyorum. Sonuç olarak, burada bize sunum yapan bütün bakanlarımızın, devletimizi yöneten kurumların başarılı olmasıdır dileğimiz, ona destek vermek, çaba sarf etmek de hepimizin görevidir doğal olarak ama eksikler, yanlışlar ve başarısızlıkları ifade etmek ve kamuoyunun da halkın da bu konuda takdirine sunmak; halkın takdiri, esas olan konu odur.
Tabii, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı... Burada, biz sanayiyi mi konuşuyoruz, imalat sanayisini mi ya da tekstil ve benzeri diğer sanayi sektörlerini mi yoksa teknolojiyi mi? Ama ben teknoloji ağırlıklı ve daha çok bilim ve teknolojiye dayalı, katma değeri yüksek yüksek teknolojik ürünleri hedef gösteren bir sunumla karşılaştım. Ama diğer yandan, ülkemizin gerçekten sanayi noktasında, imalat sanayisi sektöründe de durumunu da ifade etmek ve bu konudaki düşünceleri de paylaşmak isterim. Yani işte o noktada muhalefetin görevini yapması gerektiğini de düşünüyorum, her alanda olduğu gibi.
İmalat sanayisi alanında 2018-2019 arasında tam on bir ay düşüş oldu, bunu gayet iyi biliyoruz. Son ayki yüzde 3,4'lük artışı ifade edenler diğer on bir ayki gerilemeyi de gözden kaçırmasınlar. 2019 Ocak-Ağustos döneminde bir önceki yıla göre daralma yüzde 3,4'ü bulurken madencilikte binde 7, imalat sanayisinde yüzde 3,8 küçülme olmuş. İmalat sanayisi kapasite kullanım oranı 2015'ten beri en düşük seviyeye, yüzde 75,5 düzeyine gelmiş. Şimdi, bunu da görmek lazım değerli arkadaşlar. Yani buna çözüm üretmek lazım.
Diğer yandan, sanayimiz tabii, istihdam yaratma kapasitesinde dünyayla rekabet şansını büyük ölçüde yitirmeye başlamış durumda. Eğitimli iş gücümüzde işsizlik artıp neredeyse yüzde 30 sınırına dayanmış. İş bulma ümidini kaybedenlerle beraber yüzde 15,6'lık; mevsimlik istihdam hariç tutulduğunda yüzde 22,6'yı bulan işsizlik oranı da bu sektörün krizini daha da derinleştiriyor.
Tabii, bir sanayi politikası düşünün, işsizliğe çare olamıyor. Tabii, mühendisleri, teknik kadroları mezun olamadıkları alanlarda iş ararken beyin göçünde de gerçekten rekorlara doğru koşuyoruz. Bu konuda içimiz kan ağlıyor. Çok değerli beyinler, çok değerli yetişmiş elemanlarımız, gençlerimiz çareyi, kurtuluşu yani gelecek endişesiyle olan çareyi dışarıda arama durumuna düşüyorlar.
Tabii, istatistiklere göre 15-29 yaş grubundaki her 3 gençten 1'i ne eğitimde ne de istihdamdaysa, bu gençlerimiz staj dahi görmüyorsa, sayısı 5 milyon 600 bini bulan bu kayıp kuşağın sorumlusunun aslında bu sanayisizleşme süreci ve politikası olduğunu da görmek, ifade etmek gerekiyor. Bu konuda, istihdam yaratan sanayi politikalarına ciddi bir şekilde ihtiyaç var.
Şimdi, sunumunuzda ve strateji belgenizde tarım, gıda, hayvancılık, biyoteknoloji, tıp, tekstil ve benzeri sektörlerin aslında teknoloji alanındaki gelişimine önayak olacak, ışık tutacak, yol gösterecek çok fazla bir şey göremedim, bir iki yerde geçiyor. Sunumunuzda da sadece sanki bu sektörleri GAP Bölge Kalkınma İdaresine, DOKAP'a falan bırakmış gibi bir bölüm ayrılmış. Tabii ki TÜBİTAK'ın bu konudaki çalışmalarını en azından bir tarımcı olarak takip etme şansım oluyor ama tabii, AR-GE deyince, AR-GE destekleri konusunda dünyada biraz sanki geri kaldık gibi. Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı'nda 2020 yılına 1,1 olarak bir hedef konulmuş. AR-GE harcamalarının gayrisafi yurt içi hasılaya oranı 2019'da 1, 2020'de 1,1 ama şimdi 0,96 hedefini görüyoruz. Mesela Kore'de 4,15; Almanya'da 2,94; OECD ortalaması 2,40. Bu 4,15 Kore'de, bunun dolar karşılığı da 64,3 milyar dolar -altını çiziyorum- yani bu gayrisafi yurt içi hasılanın 4,15'i ama bunun, AR-GE'ye ayrılan desteğin değer olarak karşılığı 64,3 milyar dolar.
Dolayısıyla, aynı şekilde, Sayın Bakanım, ben bu yapay zekâ konusuna gerçekten önem veren bir durumdayım şu anda. Yapay zekâ konusunda Çin'in, Amerika'nın yani sadece yapay zekâ alanında 3,5-4 milyar dolar kaynak ayırdığını düşündüğümüzde, hatta Amerika'nın zannediyorum 6 milyar dolarlara kadar çıkan, sadece bir alanda o kadar büyük bir araştırma, teknoloji üretim gücü var ki bunun karşısında bizim çabalarımızın devde kulak gibi kalması tabii, rekabet şansını tamamen ortadan kaldırıyor diye açıkçası düşünüyorum.
Şimdi, tabii, o nedenle, sanayi ve teknolojiyi bir bütün olarak görmek, teknolojiyi de sadece sanayi alanına üretim alanı olarak görmemek gerekir. Yaşamın her alanına, teknoloji ihtiyacı duyan her alanda ifade etmek gerekir.
Son bir sözüm: Ben bunu her fırsatta ifade ediyorum. GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı, daha doğrusu kurumsal olarak değil ama GAP projesi yani GAP, 1989 yılından beri o projenin içindeyim. Doktora çalışması yaptım projeyle ilgili. Yani ilk 1989 yılında Japonlara verilen bir iş olarak hazırlana master planla GAP projesi 1,8 milyon hektar alan sulamaya açılacak, 21 adet baraj, hidroelektrik santral ve sulama barajı yapılacak idi. Tabii onun tamamı sulama amaçlı değil 21 barajın ama. Sonra o 22 baraja çıktı, 19 hidroelektrik santral oldu.
Şimdi, değerli arkadaşlar, Sayın Bakanım; bu, GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığının 2018 yılı son durum raporu bu. "web" sayfasından aldığım rapor. 2017 yılı sonuna kadar 546.345 hektar sadece sulamaya açılmış. Sadece 546.345 hektar. Hedef ne? 1,8 milyon hektar. Yani üçte 1'i bile değil. Bunun 197.969 hektar sulama şebekesinin inşaatı da devam ediyor. Bu konu, sulama yatırımı Devlet Su İşlerinin işidir, sizin görev alanınıza girmediğini biliyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Sayın Başkan...
BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Buyurun efendim, lütfen tamamlayalım.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı sizin sorumluluk alanınızda ve bu projelerin, bu yatırımların, üretim ve istihdam yaratıcı bu yatırımların, tarımsal üretimde verimliliği 4-5 misli, 8-10 misline artıracak sulama yatırımlarının sizin idarenizde, Bakanlığınızın bünyesinde olan bir idarenin faaliyetlerindeki etkinlik adına önemli olduğunu düşünüyorum. Mesela 2002-2017 Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı döneminde ise 1,8 milyon hektarlık alanın sadece 313.237 hektarı gerçekleştirilmiş. Dolayısıyla bunun enerji üretiminde gerçekleşme oranı, fiziki gerçekleşme oranı sadece yüzde 70-74 oranında.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Son cümlem Sayın Başkan...
Bu proje ve diğer GAP dışında DOKAP, KOP (Konya Ovası Projesi), DAP gibi proje alanlarının etkinliğini de bölgesel kalkınma projelerinin de daha dikkatle üzerinde, daha hassasiyetle, daha çok kaynakla bölgenin kalkınmasına, gelişimine yönelik -zaten tamamı onların bölgesel entegre kalkınma projesi olduğu için- çok önemli olduğunu düşünüyorum.
Sözlerimi burada sonlandırıyorum.
Sayın Bakan, size, şahsınızda, nezdinizde bütün Bakanlığımızın bürokratlarına ve ilgili, bağlı kurumların bütün değerli yöneticilerine saygılar sunuyorum. Bütçenizin hayırlı olmasını, ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.