KOMİSYON KONUŞMASI

SELİN SAYEK BÖKE (İzmir) - Sayın Başkan, çok teşekkür ediyorum.

Ulaştırmanın her birimizin hayatına değiyor olması nedeniyle çok temel bir tartışma olduğu açık. Bunun ötesinde, tabii, üretim açısından da kritik bir mesele olduğu için Türkiye'de tartışılması çok önemli alanlardan biri.

Ama bu tartışmaları yaparken önceliğin ne olduğunu net tarif etmek gerekiyor. Çok kamusal bir hizmetten bahsediyoruz, esasında bir haktan bahsediyoruz. Dolayısıyla da tartışma yapılırken veyahut da siyaseten tercihler uygulanırken önceliğin mutlaka bu kamusal faydaya verilmesi gerektiği, halkın ihtiyaçlarını halk adına giderecek bir çerçevenin kurulması gerektiği açık. Bugüne kadar yapılan hiçbir uygulama böyle olmadı. Bundan sonra yapılacak olanların böyle olup olmayacağına dair soru hâlâ ortada duruyor.

Bu bütçeyi de bu gözle değerlendirdiğimizde, korkarım ki 2020 açısından halk için bir şeyin değişmeyeceği ortaya çıkıyor. Bunu söylerken esasında şuradan söylüyorum: Hane halkına transferler kaleminin müteahhitlere verilmiş olan garantilerin ödemesi olduğunu bizzat sizler açıklamıştınız zaten. Yine, 2020 bütçesine baktığımız zaman, iktidarın temel anlayışının değişmediği, bir kez daha garantiler yoluyla halkın parasının yandaşlara aktarılacağı, en büyük ödeneğin hane halkı transferlerini içeriyor olan bu müteahhitlere transferler olduğu ortaya çıkıyor. İktidarınızın siyasi tercihleri ve öncelikleriyle uyumlu ama halkın ihtiyaçlarıyla hiç uyumlu değil.

2020 için bu kaleme 7,8 milyar liralık bir ödenek konmuş. 2020'den 2022'ye kadar da 31 milyar lirayı aşkın bir para, kara yolları vasıtasıyla yandaş şirketlere aktarılacak. Şimdi, bu kendi başına ekonomide büyük bir maliyet yaratıyor çünkü kamu-özel iş birlikleriyle yapılmış olan projelerin gerçekten hayatımızı ne kadar ipotek altına aldığını ancak yaşadıkça öğrenebiliyoruz. Karşımıza bütçeler çıkmadan, bize, bir türlü, bundan sonra üstlendiğimiz maliyet açıklanmıyor. Oysaki halk olarak bu maliyeti üstlenmişsek bizim o zaman maliyetin ne olduğunu bilmek de en büyük hakkımız. Bu öngörülemezlik, Türkiye ekonomisinin bugün içinde bulunduğu bunalımın da en temel unsurlarından birine dönüşmüş vaziyette.

Dolayısıyla, birinci ve en temel soru, halk için büyük bir yüke dönüşmüş olan kamu-özel iş birliği projelerinden vazgeçecek misiniz? Sağlık Bakanlığı vazgeçeceğini açıkladı, aynı açıklamaya ihtiyaç burada da mevcut, bu soruya yanıt, bana sorarsanız en önemli şey.

Tabii, bu soru böyle sorulduktan sonra, bu modelle yapılmış olan birçok projenin de bundan sonra ne olacağına dair somut soru da ortaya çıkıyor. Mesela bu modelle yapılan üçüncü havalimanı ne olacak?

Bu havalimanı halkla müthiş bir inatlaşmayla yapıldı. Öyle bir inatlaşma ki ÇED raporlarında doğa katliamı olacağı çok açık bir biçimde ortaya konulmasına rağmen, orası doğa katledilerek bir beton yığınına dönüştürüldü. Orada resmî rakamlara göre 60 insan hayatını kaybetti. Orası kuşların göç yoluyken, biz getirdik mekanik kanatları onun yerine koyduk.

Burada ortaya çıkmış olan toplumsal maliyeti karşılamak için Ulaştırma Bakanlığı ne yapmayı düşünüyor çünkü üçüncü havalimanı, toplumun erişebildiği Atatürk gibi havalimanını kapatıp, toplumun erişemediği, 2 kat mesafede uzaklıkta bir yere taşınmış oldu; bu ağır toplumsal, ekolojik, sosyal ve ekonomik yükü gidermek için Bakanlığınız ne yapmayı düşünüyor?

Bununla birlikte, tabii, yeni çağın esasında ihtiyaç duyduğu ulaştırma altyapısı bilginin kolay hareket edebileceği fiber optik ağlar ama o fiber optik ağları yapmak yetmiyor...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SELİN SAYEK BÖKE (İzmir) - Son cümlem...

BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Lütfen tamamlayınız efendim.

SELİN SAYEK BÖKE (İzmir) - Çok teşekkür ediyorum.

...o ağdan hareket edecek bilginin özgürce hareketi olmadığı sürece, esasında fiber optik ağla bütün Türkiye'yi donatsanız hiçbir işe yaramaz. Biliyoruz ki Twitter'da mahkeme kararları olan en yüksek ülke Türkiye, mahkemeyle kapatılan ve daha birkaç ay önce Engelli Web 2018 Raporu'nu yayınladı İfade Özgürlüğü Derneği. Şunu açıkça ortaya koyuyor: En az 3.306 haber adresi engellenmiş Türkiye'de. O zaman temel yanıtlamanız gereken şu: Ulaşıma açacağınız alanlarda bilgiye ulaşmayı özgürleştirecek mi iktidarınız, yoksa özgürleştirmeyecek mi?

2020 bütçesinde bunların hiçbirinin olmadığını biliyoruz ama bunların olmadığı yerde kalkınmanın olmayacağı gerçeğinin de altını bir kez daha çizme ihtiyacı duyuyorum.