| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/278 ) ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/277) ve Sayıştay tezkereleri a) Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı b)Karayolları Genel Müdürlüğü c)Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu ç)Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü d)Havaalanı İşletme ve Havacılık Endüstrileri A.Ş. |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 28 .11.2019 |
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Çok teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sayın Bakan, bütçeniz hayırlı olsun.
Herkes kendi memleketi ve seçim bölgesiyle ilgili taleplerde bulundu. Ben de usulü bozmayayım, seçim bölgem İstanbul için bir şey yapmayın diyeceğim, memleketim Karadeniz, Rize için de yapın diyeceğim.
İstanbul için, Kanal İstanbul'u yapmayın; 3'üncü bölge, benim seçim bölgem, yapmayın, istemiyoruz, en azından benim seçmenlerim böyle söylüyor. Ama şu Karadeniz demir yolunu bir an evvel faaliyete geçirin, bir sürü şeyler yapıldı, bütün iller güneye bağlanıyor, demir yolu Karadeniz için çok önemli.
Sayın Bakanım, bu KÖİ'lerle ilgili soru sormak istiyorum, özellikle 3 tane projeyle ilgili, bunlar: Yavuz Sultan Selim, Avrasya ve İstanbul-İzmir. Bugüne kadar bunlar için hazineden ne kadar garanti bedeli ödendi, bugüne kadar yıllar itibarıyla ne kadar ödendi, bu bildirilirse çok memnun olurum. Buna bağlı olarak bütün KÖİ projelerine -tabii hepsi sizinle ilgili değil bu projelerin ama 2017, 2018, 2019 ve 2020'yi de dâhil ederek- ne kadar ödendi ve ödenecek? Bildirirseniz memnun olurum.
Değerli arkadaşlar, Sayın Bakan; KİT'lerin hepsini bir zamanlar çok liberal rüzgârlar eserken sattık. Devlet -biraz evvel arkadaş da söyledi- şekerle mi uğraşır, sütle mi, etle mi? Şimdi, arkadaşlar, farkında değiliz herhâlde, müthiş bir şekilde yeni KİT'ler kuruyorlar. Hazine şirket kuruyor, şirketlere ortak oluyor. Varlık Fonu şirket kuruyor, şirketlere ortak oluyor. Bakın, bir tanesinin adını vereyim: Havaalanı İşletme ve Havacılık Endüstrileri AŞ. Ne işi var bütçede, niye KİT'e gitmemiş? KİT'e gitmesi gerekiyor burada. Bunu da hatırlatmış olayım değerli arkadaşlarım.
Başka bir şey daha var, kamu müteahhitleriyle ilgili ciddi problemler var. Nitekim, siz de bunun farkında olduğunuz için geçtiğimiz günlerde -bu Komisyona gelen- birtakım iyileştirmeler yaptınız; işte sözleşme fesihleri, teminatların iadesi gibi. Daha başka iyileşmeler filan da var.
Sayın Bakanım -bize gelen bilgilere göre, görüştüğümüz müteahhitler- "Bu iktidar, vergi denetiminde olduğu gibi, ihale dağıttığında yaptığı gibi, müteahhitlere ödeme yaparken de partizanlık yapıyor. Onu da muhalefete baskı aracı olarak kullanıyor." diye söylenti var. Bunlar söylenti. İlgileneceğinizi umuyorum.
Değerli arkadaşlar, Adalet ve Kalkınma Partisinin sevgili milletvekilleri; sizlerin çoğunu tanımıyorum: İşte, Adnan Cora, Cemal filan, birkaç kişiyi daha evvelden tanıyorum. Hiç kimseyle, Sayın Bakan dâhil, bireysel hiçbir problemim yok, bireysel hiçbir sıkıntımız yok. Bizim söylediğimiz şeyler kamuyla ilgili. O nedenle, kişisel şey yaparak susturmaya çalışmak doğru değil arkadaşlar. Geçici bir dünyada şu anda bizim görevimiz muhalefet etmektir. Tüyü bitmemiş yetim hakkı diyoruz, bu tüyü bitmemiş hakkıyla ilgili problemleri -bize göre problem, size göre olmayan- buraya getiriyoruz. Onun için öyle şey yapmanıza gerek yok, yapmayın lütfen.
Değerli arkadaşlarım, bir Kamu İhale Kurumu var ve kanunu var. Sayın Bakanımız -dün tabii, Hazine ve Maliye Bakanlığı bütçesiyle beraber görüşüldü ama- Kamu İhale Kanunu'nu en çok kullanan Bakanlarımızdan biri, daha doğrusu kullanmayan Bakanlarımızdan biri. Çünkü Sayın Bakan, görebildiğim kadarıyla 21/(b) ve 3'ün istisnalarıyla gidiyor. Neredeyse bugüne kadar ödemeleri yapılmış -yanılıyorsam düzeltin- 103 milyar TL'lik ihaleler var, bunun 60 milyara yakını davet usulüyle yapılmış değerli arkadaşlarım. Davet usulüyle yapılmış ama bu davet usulündeki -büyük ihaleler, dev ihaleler var, biraz sonra vaktim olursa birkaç tanesinin sözünü edeceğim- bu ihalelerin tamamı 5-6 firmaya gitmiş. Şimdi diyeceksiniz ki: "Bunlar uzman kuruluşlar, mecburuz bunlara vermeye. Tüneli bunlar açıyor." filan... Öyle değil değerli arkadaşlarım, biraz sonra söyleyeceğim. Bunlardan biri -isimlerini vermiyorum müteahhitlerin- K1, bir şirket kurmuş, hiçbir iş yapmadan 1 milyar TL'lik ihaleyi basmışlar vermişler. Dün kurulmuş şirket 50 milyon sermayeyle. 5 tane, 6 tane var; R, K1, K2, C, L, R, bir tane de T; bu kadar. İhalelerin -büyük çoğunluğu diyorum bak, hepsi filan değil- büyük çoğunluğu bunlara gidiyor. Böyle iş olmaz değerli arkadaşlarım. Bunlardan bir tanesi K1 -ismini vermiyorum- daha evvel taşeron olarak iş yaptırdığı, daha önce de milletvekilliği yapan bir müteahhit arkadaşımızın, İstanbul'da ve Gaziantep'de -bir metro ya da hafif raylı sistem- lehine çekiliyor, ona bırakıyor. 1 milyara yakın, işte 900 küsur milyon TL'lik ihaleler bunlara kalıyor.
Bunlar çok ciddi endişeler oluşturuyor değerli arkadaşlarım, sıkıntılar oluşturuyor. Ya, bu ülke gerçekten fakir fukara ülke. Bu ülke bizim ülkemiz, bu insanlar bizim insanımız yani herkesin bir eli yağda bir eli balda değil. Bakın, ihaleler yaptınız. Ne diyorsunuz: "EYT'lere veremeyiz, mümkün değil." Veremiyorsunuz. Toplu görüşmeler yaptınız; memura, emekliye ancak yüzde 3-5... "Veremeyiz." diyorsunuz değerli arkadaşlarım. Ama bu insanlara milyar dolarlar akıyor. KÖİ de bunlara veriliyor, enerji de bunlara veriliyor. Bu nedir değerli arkadaşlarım? Bu 5 tane, 6 tane firma kim? Bir daha söylüyorum: K1, K2, C, L, R, bir de T; isimlerini, şeylerini vermiyorum. Böyle bir şey olmaz. Bakın, vicdan sahibi insanlarsınız. Biraz evvelki sözümü AK PARTİ milletvekiline bunun için söyledim. Bu, tüyü bitmemiş yetim hakkı değerli arkadaşlar. Böyle ihale olur mu? Sayın Bakanım çağırıyor, hepsini, bu projelerin tamamını 21/b'yle yaptırıyor arkadaşlar. 21/b ne biliyorsunuz değil mi? Çağırıyor davet usulüyle, pazarlık yapıyor; hepsini, bu büyük projeleri. Hepsine bakıyorum, bu yanına birisini alarak bu 4-5 firma teklif veriyorlar, ondan sonra... Öyle şeyler yapılıyor ki bazen yapılan planlamaya uymuyor, 1'inci durumda olana diyorlar ki "Sen geri çekil." daha sonra pazarlıkta 3'üncüye veriyorlar filan. Ama hepsi aynı firmalar değerli arkadaşlarım. Kamu İhale Yasası, cumhuriyet tarihinde -KPSS'yle beraber- cumhuriyetin "eşit yurttaşlık, kimsesizlerin kimsesi" temel esprisine en uygun olarak çıkarılmış bir yasadır. Eleştirirsiniz, problemler şöyle böyle ama Ecevit çıkarmıştır bunu; bu, çok önemlidir değerli arkadaşlarım. Serbest koşullarda, rekabetçi bir şekilde en ucuza en iyi işi yapan insana vereceksin, böyle yapmıyorsun Sayın Bakan, bilmiyoruz. Bir de yani bir de şeffaf yapacaksın, Kamu İhale Yasası'nın temel esprisi budur, bunları bir de şeffaf bir şekilde yapmanız lazım; bu şekilde yapmıyorsunuz.
Bakın, Adalet ve Kalkınma Partisinin değerli milletvekilleri arkadaşlarım, ya arkadaşlar, bu dünya gelip geçicidir, hepimiz göçüp gideceğiz. Bakın, ben yirmi senedir burada milletvekilliği yapıyorum, eski kuşaklarla, siz yeni kuşaklarla birlikte milletvekilliği yaptım, neleri gördüm; hepsi geliyor, geçiyor, bir tek şey kalıyor; herkes kendi hikâyesini yaşıyor değerli arkadaşlar. Ne kadar yol yapıldı, şu bu... Ben yanlışlığa, kötülüğe karşı durdum mu, durmadım mı; bütün mesele odur. Herkes tek başına Allah'ın huzuruna gidecek, herkes tek başına gidecek, sarayı, işte şusu, busu, parti başkanı, hiç kimse olmayacak; bunu hatırlatıyorum değerli arkadaşlarım. Kusura bakmayın, kızmayın bana yani size hakaret olsun falan diye söylemiyorum.
Sayın Bakanım, gerçekten olmaz bir şey! Bu ülkede aç insanlar var Sayın Bakanım. Sayın Cumhurbaşkanımız "Hayır, Bay Kemal yalan söylüyor, bin liranın altında maaş alan kimse yok, bunlar dul ve yetim." diyor. Evet, dul ve yetim; kocasından ayrılmış, 1 çocuğu var, işte annesi de alıyor, kendisi de alıyor, 800 lira alıyor Sayın Bakanım, sosyal şeylere muhtaç. 800 lira para alan kişilerin olduğu bir ülkede bu ülkenin 1 kuruşunun üzerine titrenmez mi değerli arkadaşlar? Sizin gibi alnı secdeye giden insanlar bunu yapmaz.
Değerli arkadaşlarım, bir konu hakkında kısa birkaç cümle söyleyelim. Sayın Başkanım bana bir iki dakika daha süre verecek.
BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Süren bitti.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Yok, daha uzatmadın ki.
Değerli arkadaşlarım, bu KÖİ'lerle ilgili çok ciddi sıkıntı var yani kamu-özel iş birliği ya da yap-devret filan; işte biraz evvel arkadaşımız Zafer Havaalanı'ndan söz etti. Bunlar zamanında yapılırken çok tartıştık, çok şeyler söyledik ama bize hem eski Başbakan, işte Cumhurbaşkanı "1 kuruş olmadan şöyle olacak, böyle olacak." filan diye söyledi. Şimdi, Sağlık Bakanı geliyor, diyor ki bize: "Ya yanlış yapmışız." O anlama gelmiyor mu? "Yanlış yapmışız, şimdi bundan sonra yapmayacağız." diyor. Bakın, Sayın Cumhurbaşkanı Rize'de dedi ki: "Artık taliplisi yok, Rize Şehir Hastanesine talipli çıkmadı, bekliyoruz." Bunlar yanlış projelerdir değerli arkadaşlarım. Bunlar gerçekten yandaşa...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Sayın Bekaroğlu, lütfen bitirelim.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Böyle bir şey olmaz. Bakın "1 kuruş harcanmayacak." denen şeylere 2017'den başlayarak 2 milyar, 5 milyar... Şimdi, enerji projeleri yok işin içinde, 18 milyar küsur 2020 bütçesinde KÖİ garantilerine ayrılmış. Enerji projeleri yok. Niye enerji projeleri yok? Enerji projelerinde garanti gizlenmiş değerli arkadaşlar. Garanti nasıl verilmiş? Garanti şeye kefil olunmuş, krediye hazine garantisi verilmiş, bir de kilovatsaate şey garantisi verilmiş. O nedenle onlara yapılan bir ödeme yok.
Değerli arkadaşlarım, bakın, Rusya'yla bir nükleer santral yapıyoruz, değil mi? Bakın, kurulu gücün yarısına 12,8 dolar sentle garanti verilmiş, kurulu gücün yarısına, büyük bir rakam.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Bitiriyorum, son cümlelerim.
Diğerini de piyasaya satacak. Bunlar olmaz değerli arkadaşlarım, bunlar gerçekten tüyü bitmemiş yetimin hakkı.
Bakın, her yerde bu ihaleleri yapıyorlar Sayın Başkanım ya. İşte, "500 bin lirayı geçmeyen ihaleler" diye gidiyor, bilmem ne ilçesinin ilçe yönetim kurulunun kayınbiraderine bilmem ne ihalesi... Böyle olmaz. Bütün toplumda bir şey oluştu -size de geliyordur- müthiş bir ayrımcılık var yani sadece kimlik gerginliği değil, müthiş bir ayrımcılık var; bunu yapmayın. Bu ülke hepimizin ülkesi, yazıktır değerli arkadaşlar.
Saygılarımı arz ediyorum.