| Komisyon Adı | : | DIŞİŞLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Libya Devleti Ulusal Mutabakat Hükûmeti Arasında Akdeniz'de Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/2420) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 05 .12.2019 |
AYDIN ADNAN SEZGİN (Aydın) - Sayın Başkan, çok teşekkürler.
Değerli Komisyon üyeleri, Sayın Bakan Yardımcısı, Dışişleri Bakanlığının değerli mensupları; ben, dün partimizin divan toplantısı vardı, maalesef, onun için katılamadım ancak katılan arkadaşımdan bilgileri aldım. Büyükelçi Çağatay Erciyes'in de şimdiki takdimi için teşekkür ediyorum.
Onay konusunda Sayın Bakan Yardımcısının vermiş olduğu bilgiye rağmen birtakım tereddütlerim mevcut.
Siyasi Anlaşma'nın 8'inci maddesinin (f) fıkrası uluslararası anlaşmaların ve sözleşmelerin Temsilciler Meclisi tarafından onaylanmasını amir.
Ayrıca, geçtiğimiz günlerde Libya Devlet Yüksek Konseyi Başkanı el- Mişri, bu mutabakat muhtırasının da aynı onay prosedürüne tabi tutulacağını açıkladı. Tabii, basına yansıyan bilgilere göre, ne ölçüde doğru, bilemiyorum. Şimdi, bu mutabakatın onayında birtakım sorunlar çıkması hâlinde tabiatıyla ciddi bir sıkıntı gündeme gelecek.
Tabii, burada (f) fıkrasında anlaşma ve sözleşmelerden söz ediliyor, biz de bu mutabakat muhtırasının genel gerekçesinin son cümlesinde mutabakat muhtırasını "anlaşma" olarak adlandırıyoruz, bir kere o lisan farkının da nedenini sormak istiyorum ayrıca.
Sormak istediğim başka bir husus, yanılmıyorsam 2004 anlaşmasında da vardı, "Kıbrıs Türkleri" tabiri geçiyor burada "KKTC, Kuzey Kıbrıs Türkiye Cumhuriyeti" yerine, buna açıklık getirilmesini rica edeceğim.
Yine, genel gerekçenin son cümlesinde "Anlaşma, her iki ülkedeki iç onay süreci tamamlanarak yürürlüğe girmesinin ardından BM nezdinde kayda geçirilebilecektir." diye bir ifade var ama BM Şartı'nın 102'nci maddesiyle ilgili hükümde de "bildirilecektir" diyor. Şimdi, bu iki ifade arasındaki farkın nedenini sormak istiyorum.
Bir de batı sınırlarının 2004'ten beri belirlenmediğine atıfta bulundu Sayın Büyükelçi, bunun nedenini sormak istiyorum, niye 2004'ten beri bekledik, o suali tevcih etmek istiyorum.
Bir de bu, belki ikincil, tali bir soru: Şimdi Deniz Hukuku Sözleşmesi'ne Türkiye taraf değil ama biz Deniz Hukuku Sözleşmesi'ni bir tez olarak, gerekçe olarak öne sürüyoruz. Burada acaba kendi kendimize bir çelişki yaratmıyor muyuz? Bu konudaki görüşünüzü de rica ediyorum.
Çok teşekkürler Sayın Başkan.