KOMİSYON KONUŞMASI

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Bütün arkadaşlarımın bir hafızalarını tazelemelerini istiyorum. Bu yerel seçimler öncesinde basında "CHP, Saadet ve İYİ PARTİ'nin PKK bağlantılı meclis üyesi adayları" diye 300 küsur kişinin isimleri afiş afiş gazetelerde çıktı. Bu kişilerin, hatta, terörist faaliyetlerde bulunduğuna yönelik... Nereden bulundu? Bunu, Sayın İçişleri Bakanı Süleyman Soylu açıkladı aslında, ifşa edildi. Şöyle ki: Hangi kayıtlardan, hangi istihbari kayıtlardan alındı da bunlar gazetelere yansıdı? Çok önemli, aslında bugün tam konumuz ama size sadece bir iki örnek vereceğim isimlerini bildirmeden, basındaki isim listeleri üzerinden bir iki örnek vereceğim, İzmir'den vereceğim.

Değerli arkadaşlar, gerçekten yaptığımız şeyin ne kadar hassas bir konu olduğunun farkında olmamız açısından bunu özellikle belirtmek istiyorum. Bakın, X şahsı, Cumhuriyet Halk Partisi şu ilçe belediye meclis üyesi adayı. Ne diyor? 1969 yılında İstanbul Beyoğlu Yeni Tepebaşı Gazinosu'nda tertip edilen doğu gecesini düzenledi." İki: Yine "1969 yılında Mardin Kültür ve Yardımlaşma Derneğinin genel kurul toplantısında üyeliğe seçildi." İki madde ve bu kişinin ismi terörist listesine konulmuş "Cumhuriyet Halk Partisinin meclis üyesi adayı" diye. Başka da bir şey yok bildiride. Başka şeyler var "HDP ilçe yöneticiliği yaptı." Tek şey yazılmış "HDP ilçe yöneticiliği yaptı, terörist."

Değerli arkadaşlar, tabii, az önce ben konuşmamda söyledim, devlet yaşamalıdır, yaşatılmalıdır, devlet yaşayan canlı bir organizmadır ve ayakta durabilmesi, yaşayabilmesi, büyüyebilmesi, güçlenebilmesi esastır. Devlet, yaşayabilmesi için kendisini de mutlaka koruyacaktır, korumalıdır. Buna hiçbir itirazım yok ama bu istihbari kayıtlardan, güvenlik soruşturmasından veya arşiv kayıtlarından, böyle şeyler üzerinden kişilere terörist damgası vuruldu. Bir meclis üyesi adayı arkadaşımız, yine bayan bir arkadaşımız -Eskişehirli- İzmir'de, ona da "terörist", bir terör örgütüyle ilişki kurmuşlar. PKK değil, sol bir terör örgütü, neyse adı ama...

ŞİRİN ÜNAL (İstanbul) - DHKP-C.

KAMİL OKYAY SINDIR ( İzmir) - DHKP-C de değil. Oradan bir laf geldi, o da değil.

İtiraz ediyor buna, mahkemeye gidiyor -bu arkadaşların hepsi mahkemeye gitti- mahkemede hâkim ne diyor kendisine, biliyor musunuz? "Terörist olmadığınızı bana ispat etmelisiniz. Ben nereden bilirim?" diyor. Bunlar yaşanmış şeyler. Bunun üzerinden onun için bu yaptığımız işin ne kadar hassas olduğunu, yarın bir gün kimin, neyle ilişki kurulmuş bir yerlere, bizim tamamen dışımızda...

Bakın, Sayın Cumhurbaşkanı, evet, devletin başı. "Değerlendirme komisyonunun oluşumu, çalışma usul ve esaslarıyla bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer hususlar Cumhurbaşkanınca yürürlüğe konulacak yönetmelikle belirlenir." deniyor. Evet ama aynı zamanda bir siyasi partinin Genel Başkanı; hangi pencereden, hangi şapkasıyla bu komisyonun usul ve esaslarını belirleyecek? Biz yasama organı olarak bu usul ve esasların temelini ortaya koymadığımız sürece, burada, bugün Sayın Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı, yarın X şahsı, öbür gün Y şahsı "Bu usul ve esasları değiştiriyorum, bundan sonra böyle olacak." gibi bu komisyonun oluşumu ve komisyonun çalışması konusunda -bu da çok önemli- vereceği kararlar konusunda nasıl bir komisyon belirleyecek? Bunun da önemli bir risk alanı olduğunu düşünüyorum. Devletin yaşaması ve bekası için söylüyorum bunu, özellikle onun da altını çizerek söylüyorum. Dolayısıyla ben yarın kendi çocuğumun "O CHP'li bir milletvekiliydi." diye kayıtlarda sanki teröristmiş gibi muamele görmesini istemiyorum.

Dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.