| Komisyon Adı | : | (10 / 1058, 1071, 1108, 1220, 1288, 1369, 1464, 1559, 1560) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Kıdemli Başpolis Memuru Hüseyin Emir'in Rabia Naz Vatan'ın ölümünün soruşturması, sonraki gelişmeler ve dosyanın şu anda hangi aşamada olduğu hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 15 .01.2020 |
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Şimdi, bu orada yazdığı için soruyorum: Diyorsunuz ya "Mehmet Ali Somuncuoğlu görüyor." Şimdi, arabaların yani mesela Rabia'ya bakılmış o kameraların her birinde yani Rabia'nın girişine, çıkışına bakılmış ama araçlar hiç irdelenmemiş. Yani sadece mesela bize hani biraz önce de sundunuz, ambulans, işte ambulansın gidiş saati, artı polis aracının geliş saati ve arkasından da işte amcasının var. Fakat diğer hani trafik kazası olduğu yönünde çok büyük iddialar var. Zaten ilk de öyle gidiliyor, mesela ondan sonra diğer araçların konumlarıyla ilgili hiçbir bilgi yok dosyada. Mesela Mehmet Ali Somuncuoğlu'nun aracı, işte bu babanın iddia ettiği Doblo, Peugeot, işte Kangoo, onlarla ilgili hiç dosyada bir araştırma göremedik.
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Tamamıyla dersem afaki konuşurum ama birçoğunu inceledim efendim. Şöyle arz edeyim: Mehmet Ali Somuncuoğlu'nun olay günü kullandığı bir tane belediye ait bir araç var.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Evet, beyaz bir araç var.
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Kendisinin kullandığı bir Doblo araç var. O tarihte hangilerini kullandığı, mesela "Eşim bana alışveriş listesi verdi, onları almak için gittim." diyor. Eşinin aradığı saati, Berkay Vatan'ı evine bıraktığı, hangi araçla gittiği, bunlara varana kadar irdeledim. Önder Dede isimli bir tanığımız vardı olay yerine çok yakın yerde bulunan. Hangi araçla geldiği, o kameralara baktığımızda görebildiğim bütün araçları hemen hemen incelemeye çalıştım.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Çünkü genelde hani insanların geçişleri burada. Hani kendi beyanları, artı telefon kayıtlarıyla işte saatleri belirlenmiş gibi geldi dosyada. Mesela diğer araçlarla ilgili hani hiçbir bir bilgi yok dosyada. Mesela Mehmet Ali Somuncuoğlu hani orada "gördüm" diye iddia ediyor ama yani mesela hiç inandırıcı gelmedi o ifade bana.
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Takdirlerinize efendim.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Efendim?
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Takdirlerinize efendim.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Hayır, şöyle yani kendi ifadesi.
BAŞKAN CENGİZ AYDOĞDU - "Mehmet Ali Somuncuoğlu'nun aracını şeyde gördünüz mü?" diyor.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Görmüyor.
BAŞKAN CENGİZ AYDOĞDU - Jale Hanım'ın sorduğu şu: Rabia'yı takip ettiğiniz kameralardan geçen ilgili ilgisiz bütün araçların bir listesi yapılabilirdi demek istiyor.
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Şimdi, şöyle efendim: O kamera kayıtlarının kaliteleri o kadar kötü ki hani büyütüp plaka alamıyoruz. Görebildiklerimizi mesela Mehmet Ali Somuncuoğlu'nun beyanlarını nokta nokta yazdım, birazdan şey yapacağız. Kaçta, nerede? Dereiçi'ne kaçta gitti? Evine kaçta gitti? Berkay'ı kaçta bıraktı? İtfaiye kaçta geldi? İtfaiye gelirken hangi güzergâhtan döndü, dönerse hangi kameraya takılması lazım? Takılmış mı, takılmamış mı? Bunlara varana kadar inceledim efendim.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Onlar hani, dosyada biz onları görmedik işte.
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - İfade boyutunda var ama ayrıyeten şüpheli bir durum olmadığı için her aracı dosyaya koymaktan imtina ettim, onun için yapmadım.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Mesela şeyde var şüpheli durum: "Dereiçi'ne sabah geldi." diyor o şey, Ömer Güdük müydü? Ömer Güdük. Ondan sonra, Küçükağa... Neydi, Arif Küçükağa mı?
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Arif Küçükağa. Sonra arayan kişi.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Mesela o "Akşamüzeri geldi, gitti" diyor. Ya oradaki diğerlerinin ifadeleri de çok karışık bence, hakikaten çok karışıklık var. Mehmet Ali mesela gitmiş mi o saatlerde, o bile belli değil.
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Şimdi, ben tamamıyla içine girdiğim için, bir kişi beyanda bulundu diye yüzde 100 doğru olarak hiçbirini kabul etmedik. 126 tane ifade aldık ama hiçbirine tam bu kesin doğrudur diye katıksız inanmadım. Mutlaka ve mutlaka teyit etmeye çalıştım işi, ya kameradan ya telefon kayıtlarından ya başkasının beyanlarından teyit etmeye çalıştım. Mehmet Ali Somuncuoğlu'nun o Dereiçi'ndeki şantiyeye gidiş-gelişini biliyorum, dosyada yansıtılmamış olabilir. Kişilerin beyanları tutarsızlık gösterebiliyor, geçmiş zaman olunca atlayabiliyorlar.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Hayır, şöyle çok önemli; saat hesaplamasına onun orada köşede gördüğünden, konuştuğundan yola çıkarak saatler bölünmüş.
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Yok, değil efendim, tam tersi.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Ama, yani, dosyaya bakınca öyle görünüyor. Şöyle, kesinlikle orada konuşmuşlar mı, mesela o ifade bana hiç inandırıcı gelmedi. Dondurma diyor, hani ikinci dondurma nereden mesela. Siz söylemiştiniz zaten kamerada da görülüyor ilk dondurmanın çöpünü atıyor. O görülüyor kamera kayıtlarında.
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Yiyip çöpe atıyor, evet.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - İkinci dondurmayı nereden aldığıyla ilgili mesela o güzergâhta aslında onun girdiği bir dükkân olması lazım. Çünkü köşeye kadar gelmiş çocuk.
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Baktım efendim, evet.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Oraya kadar kamera var, o kamerada dolayısıyla ikinci dondurmayı da aldığı bir yer olması gerekiyordu. Nerede ikinci dondurma, nereden almış?
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Tam önünde, yani gördüğünü iddia ettiği yerde Marketim Market var. O tarihlerde tam aktif olarak çalışmıyor, iflasa yakın bir hâlde ama bazı ürünlerini satıyor, oradan almış olabilir.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Parası yok çocuğun.
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Benim de irdelediğim konu o. Şimdi, çocuklar diyor ki, 2 öğrenci, en son ayrıldı Kübra ve Nur: "Parası olmadığından dondurmayı biz aldık." Hatta raporda da onunla ilgili ayrı bir bölüm açtım. Parası yoksa bunu nasıl aldı? Birçokları dile getirmeden önce, biz kendimiz bu olabilir mi bir eksiklik var mı diye biz yorumladık. Birkaç seçenek geliyor aklımıza ya eczaneden para almış olma ihtimali var, ki sanmıyorum.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Ama sordunuz mu anneye, var orada eczanede?
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Şu an, henüz annenin ifadesi alınmadı, biz almadık henüz. Bize söylenen kişilerin arasında yok, onu savcılık kendisi direkt ifadesini alacak. Hani sormak istediğim sorulardan biri bu.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Baba bir ifadesinde "İkinci dondurmayı nasıl almış, parası yok." diyor, öyle olsa anne verdi diye söylerdi.
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Onu çok daha öncesinde biz irdeledik efendim, gerçekten samimi olarak söylüyorum irdeledik. Ya cebinde ilk dondurmayı alacak... Atıyorum bazı markalar var pahalıdır, onu almaya parası yetmez arkadaşları o dondurmayı karşılamıştır, elinde cüzi bir miktar kalmıştır. Güzergâhta baktığımda "buz" olarak tabir edilen dondurmalar var, 1 lira, 50 kuruş. Ya üzerinde çok az bir para vardı, onu alabilecek kadar. Bunu derken de, illaki kesinlikle dondurma yemiştir, bu beyan doğrudur sözünü söylemiyorum, yanlış anlamayınız. Bunu biz de irdelediğimiz için şey yapıyorum hani.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Yok, yok. Anlıyorum.
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Ya çok ucuza bir dondurma alacak kadar, üstünde bir miktar para var, o şekilde almış olabilir. Ya eczaneden almış olabilir ya da üçüncü bir seçenek parası vardı ama arkadaşlarına söylemedi.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Peki, şimdi Mehmet Ali Somuncuoğlu'nun ifadesinin doğru olduğunu varsayarsak, orada bir kere hani giriş çıkışlarda, araç çıkışlarında tespit ettik, o noktadaydı mı diyorsunuz kesin?
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Şöyle arz edeyim efendim, oralardan geçişlerini gördük. Mehmet Ali Somuncuoğlu'nun ifadesini aldım önüme, beyanlarını tek tek çalıştım. Eşini aradığı saati...
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Telefondan çıkıyorsunuz yola...
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - "Berkay'ı eve bıraktım." diyor, Berkay'ın çıkış saatini biliyorum. Berkay'ı eve bıraktığı, Berkay'ı bıraktıktan sonraki anlattığı hareketleri... Diyor ki: "Oradan sonra, eşimin siparişlerini vermek için eve gittim." Evinin ne kadar mesafede olduğunu, ne kadar sürede gidilebileceğini hesapladım. "Sonra evde kahve içip geri döndüm. Dönerken telefon görüşmesi yaptım." diyor. Dönüşteki güzergâhta nerelere uğrayabileceği yani en sonunda Ören Kavşağı'na gelebileceği saati hesapladım, raporda o da var.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Beyan esasıyla hesaplıyorsunuz.
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Beyanı... Hem kamera kayıtları hem HTS kayıtlarından teyit ederek.
BAŞKAN CENGİZ AYDOĞDU - Diğer verilerle...
AHMET ÖZDEMİR (Kahramanmaraş) - Saatleri gösteriyor, aranıp aranmama saatlerini gösteriyor.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Ama anladım da şimdi yani aradım, oraya gittim diyor, eşiyle konuşup gitmemiş de olabilir, oradan geçmemiş yani ben onu demek istiyorum yani beyan, artı telefon görüşmeleriyle saatler belirlenmiş yani dosyadan da anlaşıldı, anladım. Ama hani kameralarda yok görüntü.
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Tanık beyanları da var. O tanık beyanlarını da külliyen inkâr edemeyiz, külliyen kabul de edemeyiz.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Peki, Mehmet Ali ile çocuğun görüştüğünü gören var mı orada, köşede? Yok.
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Onunla ilgili bir beyanımız yok.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Yani demek istediğim o. Hani, onlar tamamen Mehmet Ali Somuncuoğlu'nun telefon görüşmelerindeki yani HTS... Şimdi bende hani diyebilirim ki işte Sevda'yla konuştum, o sırada oturuyordum ama odada da oturuyor olabilirim yani beyan, artı telefon. Tamam konuşmuşumdur ama hani benim beyanıma dayalı nerede olduğumu saptıyorsunuz yani onu demek istiyorum. Yani anladım.
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Sadece beyandan gitmeyeceğim efendim, onu da arz edeceğim hemen tekrar.
Şu güzergâhı kullanabileceği ya da ara sokağı kullanırsa dört farklı güzergâh olduğunu gördük. Hasan Okur Caddesi birinci geçebileceği yer. O gün şey yaptık yani başka bir ihbarda yani kaza ihbarında bulunan oldu mu, herhangi bir olay bildirimi oldu mu diye polis kayıtlarında inceledik. Sadece İbrahim Kurtal isimli bir vatandaşın trafik yoğunluğundan kaynaklanan bir bildirimde bulunduğunu öğrendik, o şahsın da ifadesini aldık. Yani o tarihlerde herhangi bir yerden bir kaza ihbarı ya da başka bir olay ihbarı yapılmamış.
Geçebileceği birinci güzergâh Hasan Okur Caddesi'ni dolaştık ve bu en sakin zamanlarından biriydi. Çok yoğun bir cadde. Caddede bulunan iş yerlerindeki sahiplerinden orada bulunan kişilerin de beyanlarını aldık. Yani geçilebilecek bir güzergâh... Kameraya son görüldüğü noktadan halı saha istikametine gidip yukarıya doğru çıkıldığında sola dönerseniz metruk binanın olduğu tarafa ve akabinde Vatan Apartmanı'na çıkan bir yol var, sağa dönerseniz çeşme tarafına giden bir yol var. Bu bölgede de oturanların, bulunanların tamamının beyanlarını aldık.
Şu inşaat hâli gördüğünüz yer, şu yolun devamından sonra giden metruk bina olarak dediğimiz yer ama oraya gelmeden sağa döndüğünüzde Vatan Apartmanı'na çıkıyorsunuz direkt. Burası da en son görüldüğü iddia edilen yer. O bölümü birazdan tekrar şey yapacağım, şu an sadece güzergâhı şey yapayım.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - O markete gelinceye kadar Rabia Naz'ı izleyebiliyor musunuz, nerede kesiliyor görüntü?
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Şimdi efendim, orada şöyle bir sıkıntı var, tam onu arz edeyim.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - O arayı görebilir miyiz yer olarak buradan?
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Tam, net arz edeceğim efendim.
Burada daha net arz ederim efendim. Okuldan çıkarken kullandığı güzergâh -mavi gösterdim- annesinin eczanesinden çıkıp gelip kamerada son görüldüğü nokta burası.
Mehmet Ali Somuncuoğlu'nun gördüm dediği yer burası. Alandaki gelebileceği üç tane yol var. Bir, Hasan Okur Caddesi'ni takiben gelebilir. Şu geldiği yoldan gelmesini bekliyoruz ancak burada da bu sefer Arçelik'in kamerasında tekrardan bir görüntüsü yok. Kamera yolun karşısındaki köşeyi görmüyor yani oradan, görüş açısından çıktığı bir yerden geçebilmesi gerekiyor ya da şu iki binanın arasında patika bir yol var, bölgede dolaştığında öğrencilerin o yolu kullandıklarını gördüm yani haritada çok net gözükmüyor.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Beyzalar falan o yoldan geliyor.
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Beyzaların annesinin özellikle tembihi var. Ören yolu -birazdan fotoğraflarını arz edeceğim- çok dar bir yol. Hatta Beyzaların da orada fotoğrafını aldım, tesadüf denk geldi, onu göstereceğim, arz edeceğim. Annesine söylemi... Hatta tam gösterebilirim Beyzaların yolunu.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Ben o biraz önceki şemadan bir şey soracağım da, daha doğrusu uydu görüntüsü herhâlde.
Bu muydu?
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Bu efendim.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Şimdi, şeyden çıkıyor, dondurmayı alıyor, annesinin eczanesine uğruyor, annesinin eczanesine uğrayana kadar zaten dondurmayı atmış oluyor, ilk dondurmayı atmış oluyor.
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Şu arada konteynere atıyor.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Sonra tekrar dondurma... Yani Mehmet Ali Somuncuoğlu'yla neresi, orası mı?
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Mehmet Ali Somuncuoğlu'nun gördüğü yer burası efendim.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Şu köşe değil mi?
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Evet.
BAŞKAN CENGİZ AYDOĞDU - Epey uzak.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - O arada nereye kadar kamerayla izliyoruz biz; onu sormak istiyorum.
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Şöyle arz edeyim efendim: Şurada, tam şu köşede bir tane yurt var. Bu yurdun kamerası var.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - "Yurt" dediğin amcanın, yengenin yurdu mu?
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Evet, evet.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Onun kamera kayıtları var.
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Var.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Tamam.
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Kastım şuydu: Biz o tarihte bizden önceki görevliler hangi kameraları alıp yedeklemişse onlarla çalışma yapabildik.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Tamam.
BAŞKAN CENGİZ AYDOĞDU - Bize göstermişlerdi o kameranın gösterdiği yeri kadarını. Şu anda her yerde kamera var ama o tarihte yokmuş.
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Yok efendim, hatta o Ören yolunu gören MOBESE kamera sistemi de kurmuşlar. O güzergâha kadar kuş uçsa geçmiyor artık.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Nereye kadar var kamera yani nerede çıkıyor o kamera görüntüsünden? Orayı tam görmek istiyorum.
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Şöyle arz edeyim efendim: Şurada şu yıldızın olduğu yerde Arçelik'in kamerası. En son görüldüğü, kamerada gördüğümüz nokta burası.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Tamam.
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Şimdi, buradan sonra şu alana kadar gören kameramız yok, bu alanı gören kameramız yok.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Buradan yürüyor.
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Ancak şu arayı gören kameramız var, bu yurdun olduğu bölgeyi gören kameramız var.
BAŞKAN CENGİZ AYDOĞDU - Orada görülüyor mu?
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Yok efendim.
BAŞKAN CENGİZ AYDOĞDU - Görülmüyor.
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Ama şöyle bir şey var, orada da şöyle bir tutanak tanzim edilmiş: "Kameralar izlendi, Rabia Naz'a ait herhangi bir görüntü tespit edilemedi."
BAŞKAN CENGİZ AYDOĞDU - Tamam.
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Hani bizatihi ben kendim o görüntüyü açıp da izlemiş değilim.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Peki, oraya gelene kadar orada dondurma alabileceği bir yer var mı?
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Var efendim.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Onu tespit ettiniz mi, almış mı?
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Almış demiyoruz.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Bilmiyorsunuz.
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Var, alabileceği yerler var.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Bir de poşet var.
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Nazar boncuklu bir poşetten bahsediliyor.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - O, mesela çocukta bir daha sonra bulunamamış, çantasıyla birlikte öyle bir poşet yok.
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Alıp güzergâhta attı mı, olay yerinde mi kayboldu, başka yerde mi oldu; onunla ilgili bir tespitimiz yok ama onunla bizatihi bir şekilde üzerinde çok durduk.
BAŞKAN CENGİZ AYDOĞDU - Hüseyin Bey...
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Emriniz efendim.
BAŞKAN CENGİZ AYDOĞDU - Kamerada son görüldüğü yer ile Somuncuoğlu'nun gördüm dediği yer arasındaki mesafeyi düşününce Rabia Naz evine giden uzun yolu mu tercih etmiş?
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Şöyle arz edeyim efendim: Onu da sorguladık, hem kuzenine, beraber okula giden gelen arkadaşlara ve bu yolu kullananlara... Rabia okula giderken hangi güzergâhı kullanıyordu, genelde kimlerle gidiyordu, hareket tarzı neydi?
Bize söylenen, ailesinin de söylediği, genellikle okuldan eczaneye gider, annesiyle beraber eve döner, gelirken de Ören yolunu kullanır ama o gün annesiyle değil, tek olarak geliyor.
BAŞKAN CENGİZ AYDOĞDU - Ören yolu dediğimiz dar olan yol.
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Evet efendim.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Bizim yürüdüğümüz yol.
CEMAL ENGİNYURT (Ordu) - Diğer yoldan da ben yürüdüm zaten, siz o gün önden yürüdünüz. Diğer yoldan ne çocuk gider ne adam gider normalde çünkü hem dar bir yol hem çok yokuş bir yol.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Ağabeysiyle falan olduğu zaman gidiyormuş oradan yani ailesiyleyken yürüyorlarmış.
BAŞKAN CENGİZ AYDOĞDU - Tercih edilecek bir yol değil.
CEMAL ENGİNYURT (Ordu) - Tercih edilecek bir yol değil. O gün siz önden gittiğiniz için... Ben arkadan yürüyerek oradan geldim.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Tenha bir yol.
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Mesela diğer öğrencilerin kullandığı güzergâhı göstereyim efendim size.
Mesala, Meryem ve Beyza'nın kullandığı yol bu. Şu halı saha, Hasan Okur Caddesi, şu oku koyduğum yer Hasan Okur Caddesi, ana caddeden çıkış. Tam burada da Şaban Vatan'a ait iş yeri var, şu binanın altında.
BAŞKAN CENGİZ AYDOĞDU - Evet, orayı da gördük.
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Yukarı çıkılabiliyor, devam edip şu binaların olduğu yerden, aradan çıkıp Önder Dede'nin odun taşıdığı alan var, dut olarak tarif ettiği, oradan yukarıya çıkıp devam ediyor.
BAŞKAN CENGİZ AYDOĞDU - Buradaki görgü tanıklarına girelim.
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Tamamıyla aldık efendim. Burada da oturan, bölgede oturanların, hatta yaşlı bir bayan var, çocuk parkının orada, yolun kenarında oturuyor. Onların da ifadelerini aldık. O saatte yani olayın olabileceği saatler arasında... Bizim bazımız şey oluyor, kameraya son görüldüğü saat elimizde net, 16.49.25, sonrasında bir görüntümüz yok. Bizi en çok zora sokan bu. Bu süre içerisinde hangi güzergâhı kullanabilir, tek tek oturduk hem harita üzerinde hem bölgede bunu çalıştık, o bölgeyi tek tek, bir gün gittik ya da bir hafta boyunca sadece Hasan Okur Caddesi'ni çalıştık, bir gün sadece Ören yolunu çalıştık, bir gün sadece ara yolları çalıştık. O bölgede ne kadar insan varsa onların olabildiğince ifadelerini almaya çalıştık ve o saat üzerinde nokta nokta da koyduk yani kim yol üzerindeydi, kim neredeydi, görebilir miydi? Kişi öyle bir beyanda bulunuyor ki ben her şeye hâkimim, her şeyi görüyorum ama telefon kayıtlarına bakıyorsunuz orada olmadığını görüyoruz. Bize açık açık yalan söylüyor, bizi isteyerek veya istemeyerek...
BAŞKAN CENGİZ AYDOĞDU - Ya da yanlış hatırlıyor.
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Ya da yanlış hatırlıyor yani o şey gibi.
O HTS'lerin önemi orada çok, bize faydası çok oldu.
BAŞKAN CENGİZ AYDOĞDU - Tabii, sizin aldığınız ifadeler bir yıl sonra değil mi?
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Maalesef yani bizim görevlendirmemiz hep şeyden sonra.
BAŞKAN CENGİZ AYDOĞDU - Savcılığın dosyasından ayrı bir çalışma bu.
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Burada da gene Ören yolundaki... Gerçi gördünüz, çok detaya girmeye gerek yok. Olayın olabileceği yani Rabia kızımızın -görgü tanıklarının beyanlarından dolayı da- Ören yolunu kullanabileceği kanaatine vardık. Bu sefer, Ören yolu üzerinde kimler olabilir, kim nerededir, bunların tanıkları üzerinde çalıştık. Aşağı yukarı 20 kişi, saat aralıklarına varana kadar... Bu saat aralıklarını çok net konuşabiliyorum efendim, birçok yönden teyit ettim çünkü. Yani atıyorum, benim ifadem ile diğerinin ifadesini mukayese ettim, telefon görüşmelerini, kamera kayıtlarını, nereden geldiğini tek tek mukayese ettim, saat konularında netim.
18, bir de Hacer Okur'un çalışan 2 bayanla beraber 20 bayan. Ören kavşağında, Vatan Apartmanı'nın arasında 350 metrelik bir yol var. Bu 350 metrelik yolun tam ortasında Önder Dede, Ören yoluna 150, Vatan Apartmanı'na keza aynı mesafede bir şahıs var, o saat aralığında hep yolun kenarında. Yolun girişi burası, hemen girişte karşılıklı olarak 2 esnaf var, gün boyu oradalar; beyanlarını aldık, herhangi bir trafik kazası ya da benzer şüpheli durum görmediklerini beyan ederler.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Hangi yolun orada esnaf var, onu anlayamadım?
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Ören yolunun girişi efendim, girişten başladım yukarıya kadar.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Yani o ana caddeden, Hasan Okur'dan dönüşü?
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Marketin tam köşesi.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - O Somuncuoğlu'nun gördüğü yerin orası?
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Evet, efendim.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Bir de o esnaflar falan hiç görmemiş konuştuklarını falan oradaki köşede, öyle bir şey yok.
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Yok efendim. Şey yaparken bir ifade aldık. Buna bağlı kalalım diye gitmedik. Hep sıfıra gelip devam.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Anladım, evet.
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Esnafların ifadelerini aldık. Mehmet Ali Somuncuoğlu'nun beyanının o bölümü var.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Ama orası şeyi görmüyor değil mi, o metruk evin olduğu köşeyi görmüyor?
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Görüyor efendim.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Ya, yukarıda kalıyor ama yani şimdi öyle hatırlıyorum, öyle dönünce bir...
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Yok, yok, şöyle arz edeyim efendim: Şimdi, şu oku koyduğum yeri görebiliyor musunuz efendim?
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Evet.
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Metruk binanın olduğu yer.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Ama cepheler bu tarafa bakıyor galiba değil mi, Hasan Okur'a?
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Şimdi, şöyle söyleyeyim: Binanın ön tarafını göremez ama yan tarafını görüyor yani mesafe olarak çok yakın bir mesafe. Şu oku koyduğum nokta "metruk" olarak tabir edilen yapının bulunduğu yer.
Yol üzerinde Şermin Dede... Ki bunun da hangi saatler üzerinde orada olduğunu birçok tanık ve telefon görüşmelerinden netleştiriyoruz. Bulunduğu yer itibarıyla hem Ören yolunu görebiliyor hem Vatan Apartmanı'nı görebiliyor hem tali yol girişini görebiliyor.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Peki, bir de şeyin orada 2 tane apartman var, bu tam Ören kavşağında yani babanın kaza olduğunu iddia ettiği yerin orada 2 apartman var, mesela orada oturanlarla hiç görüşme yapıldı mı? Öyle bir görüşme yok burada ama yani.
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Şöyle arz edeyim: Hani 126 tane ifade aldık ama görüştüğümüz kişi sayısı 300-400'dür.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Biliyorum. Onlara HTS kayıtlarının oralarda olması nedeniyle mi ulaşarak aldınız, o ifadeleri yani o 126'yı belirlerken?
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Yok, şöyle, belirlemeye başladığımız kısmı şöyle: Mesela Ören yolunu inceleyeceksem Ören yolunda araştırma yaptım, oradaki tanıkları belirledim.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Tanıkları nasıl belirlediniz, onu soruyorum.
BAŞKAN CENGİZ AYDOĞDU - Herkese sordunuz, öyle mi?
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Mesela bugüne kadar bilinmiyordu Önder Dede, onu bulduk, orada konuştuk ya da...
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Önder Dede daha ilk anda gidiyor zaten, çocuğu ambulansa...
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Zaten ilk bulanlardan biri, örnek olarak verdim. Mesela Bilkay Kemal var yani yoldan geçen taksiciler, birçok kişi var, Cihangir Dede var, bunun gibi birçok isim var.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Ali Anıl mesela, Ali Anıl'ın araba geçişleri falan, hani hep çıkartılmıştı saatleri, Mürsel'in binişi inişi falan ama mesela diğer araçlarla ilgili hiçbir şey yok burada. Mesela bütün araçlara elinizdeki kayıtlardan bakılabilirdi diye düşünüyorum mesela babanın iddiaları doğrultusunda, hep bu taksiye yönelme olmuş orada. Mesela sonraki polisler de sarı taksi arıyorlar, o sarı taksiyi niye aradıkları belli değil.
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Onu ben de inanın anlayamadım. "Hani böyle bir ifade de geçti, böyle bir şey oldu mu arkadaşlar, böyle bir araştırma yaptınız mı?" diye, çok da şey bulamadım. Hani ona ulaşma gerekçesi, onu arama gerekçesi, onu hiç bilemiyorum.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Mesela orada o kavşağın köşesinde 2 tane bina var aslında yani tam o babanın kaza oldu diye iddiasında bulunduğu yerde. Mesela o apartmandakilere hani hiç soruldu mu, onlarla görüşüldü mü yani?
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Görüşüldü efendim. Şöyle arz edeyim...
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - İlerideki sokakta oturanlar var, o Naşit Okur'un eski eşi falan, onlarla görüşülmüş ama o apartmanda görüşmeler yapılmamış Hüseyin Bey.
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Şöyle arz edeyim efendim: Kastettiğiniz binalar şunlar mı efendim? Metruk olarak tabir edilen bina bu.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Ama o şu andaki yerindeki şey, o değil.
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Yok, yok, onu yok sayınız.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - O değil. Şu arkada bir bina var, eski bir bina; o, orada eskiden beri olan bir apartman ve arkasında bir yeşil ev varmış, orayı görüyor. Tabii, şu anda apartman olduğu için görmüyordur muhtemelen ama mesela oradakilerle tek tek görüşülebilir, belki bir şey duydular, gelip söylemiyorlar yani.
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Şöyle arz edeyim efendim: Şimdi, kavşak girişindeki görebilen esnafla görüştük, şu yan tarafta yatay olan daireli binaları görüyorsunuz, onlarla görüştük, güzergâhta yaya olan, o saatte yürüyenler var, Saniye ve Naciye Demirci, o saatte buradan yürüyerek geçiyorlar, onlar yani görgü tanıklarımız burada var. Bir de efendim, takdir edersiniz ki ifade aldıkça şununla karşılaştık: Her görüştüğümüz kişi kendince -gördüğünü bildiğini değil efendim, emin olunuz- yorumunu anlatıyor bize.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Tabii yani doğal olarak öyle.
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Ama her yorumu da aldığınızda işin içinden çıkamaz bir hâle geliyorsunuz yani size şu anda okusam ifadeleri...
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Ben hepsini okudum tek tek, okumadığım ifade yok.
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Mesela Perihan Karataş'ın bir ifadesi var, bunun sebebini gerçekten merak ediyorum, ifadesindeki der ki: "Çanta bulunduğunda Güler'in oğlu binanın içinden gelerek kulağına eğildi, 'Çanta bulundu.' dedi ve gitti." Ama bunun karşısında Hasan Küçüker diyor ki: "Gelip söyleyen kişi benim." Ve o saatte Berkay da dışarıda, bunu net biliyoruz.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Evet, evet, biliyorum.
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Şimdi, bu ifadenin bize bu şekilde söylenmesinde yanılma olduğunu düşünemiyorum, bu resmen bir kasıt olarak geliyor. Çünkü kişinin onu tanımama ihtimali yok, tanıyor. Bu tür o kadar çok beyan var ki. Yani herkesin, bütün Eynesil'in ifadesi alınsa çok farklı yere gidecek.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - 6-7 kez alınmış çoğu kişinin ifadesi yani 6-7 kez ifadesi alınanlar var içinde. Gece alınan var, sonra alınmış, siz almışsınız.
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Şimdi, bizden önceki sürecin çok içine girmeyeyim efendim.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Hani bundan sonraki aşamayı söyleyeceksiniz ama mesela orayı gören... Mesela o içeri sokaklarda olanlarla, güzergâhta olanlarla görüşülmüş ama o apartman ve orada bir ev var, mesela onunla görüşülebilir, orada mesela dairelere tek tek sorulabilir "Burada ne gördünüz?" diye. Hâlâ oturuyorlarsa tabii orada.
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Şöyle arz edeyim efendim: Bir ekibimizi buna yönlendirdik hatta şunu söyledik, dedi ki: "Ören kavşağından girin, yukarıya kadar ne kadar ev, ne kadar daire varsa tamamıyla görüşün." Bu talimatla ekibi gönderdik.
BAŞKAN CENGİZ AYDOĞDU - Peki, şöyle bir tutanak tutmadınız değil mi: Mesela Jale Hanım'ın bahsettiği evi de belki sordular, "Biz görmedik." dediler, siz onu tutanağa bağlamadınız mı?
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Daire daire yapmadık çünkü yapsanız çok farklı şeye gidecek.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Orayı direkt görüyor o 2 yer, uydudan gördüm ben onu, böyle direkt görüyor yani tam o kavşağı görüyor.
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Emine Cebeci'nin evi de benzer bir şeydir.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Emine Cebeci biraz daha Vatan Apartmanı'nın önünü görüyor.
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Yani arka tarafı görmüyor, dediğiniz gibi ama orada bir bayan daha var gene, o binalara da çıktık. Yani arkadaşlara verilen talimat şuydu: Ören kavşağından başlayın, ne kadar daire, ev varsa herkesle görüşün, alabildiğiniz kadar ifade ve de görgü tanığı getirin ama karşılaştığımız şey şu: "Beni bu işe karıştırmayın." "Benim ifademi neden alıyorsunuz?" "Biz bu işten bıktık artık." "Bizi bu işe katmayın." "Bizi bu işe bulaştırmayın." Hani kesin ifadesi alınmıştır, görüşülmüştür diyemiyorum çünkü Başkanımın da belirttiği gibi, bir tutanağımız yok ama emin olun o bölgede ne kadar kişi varsa ekibe talimat verip gönderdik ve "Burada herkesle görüşün." dedik ama hep alınan geri dönüşler bunlar, birçok kişi olayın içine girmek istemiyor, kendisinin bir şekilde olayda adının geçmesini istemiyor, bilgisi olduğunu bildiğimiz kişiler dahi "Hayır, ben bu şekilde beyan vermeyeceğim." diyor. Gerekçesini sorduğumuzda kendilerince açıklamalarda bulunuyorlar. Yani o dosyada olmamasından -affedersiniz efendim, samimi olarak arz edeyim- görüşülmedi sonucunu çıkarmazsanız sevinirim, gerçekten görüşülmüş olması muhtemeldir.
Ali Anıl'ın taksisinin özellikle incelenmesinin sebebi efendim...
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Mürsel...
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Hem o hem de tam saatlerinde o bölgeden geçişi. Mesela hesapladığımızda arabaya 17.00'de bindi, 17.03'te Mürsel'i bıraktı, 17.04'te Vatan Apartmanı'nın önünde Saniye ve Naciye Demirci'yle karşılaştı, 17.05 sıralarında kızımızın yaralı olarak bulunduğu noktadan geçtiğini... Yani Ali Anıl'ın taksisinin önemi diğer araçlardan çok daha farklı bir pozisyonda ve devamında da o yolun bitiminde, çeşmenin tam yanında yol kenarında çalışıyor Ali Anıl yani hem Ören yoluna hâkim hem tali yola hâkim hem de çeşme bölgesine hâkim yani Anıl'ın üzerinde durma sebebimiz oydu. Onun da bu süre zarfında hem yaptığı kendi telefon görüşmelerinde hem "Selamlaştık." dediği kişilerin yapmış olduğu telefon görüşmelerinden alarak saatleri netlemeye çalıştık. Mürsel Küçükal'ın hangi süre içerisinde Ören yolunda olduğunu, hangi süre içerisinde çeşme tarafında olduğunu -Mürsel'in evi şurası efendim, tam yola bitişik- Önder Dede saat kaçta geldi, hangi araçla geldi, onu da hem kamera görüntülerinden hem cep telefonu kayıtlarından hem tanık beyanlarından aldık. Önder Dede'nin bulunduğu noktadan Ören yolunun görünüşü yani yola hemen hemen tamamıyla hâkim bir yerde. Cihangir Dede yoldan geçerken dikkat etmiyor ancak ifadesinde belirtiyor, şu mavi arabanın olduğu yerin arkasında Güler ve Şermin'i yere eğik hâlde, muhtemelen eğimden kaynaklı olarak Rabia kızımızı yerde göremiyor. Yani tam olayın akabinde oradan geçiyor taksiyle beraber, taksici daha sonra geri dönüp geliyor. Kıymet ve Bilkay Kemal daha öncesinde yol üzerinden geçiyorlar ki Önder Dede uzun süre boyunca yani 17.00'den itibaren olayın oluş anına kadar yolun tam ortasında ve yola bitişik bir alanda.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Cihangir Dede sonrasında mı geliyor? "Balık falan temizliyordum orada." diyor.
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Onun beyanını şöyle anlayabiliyoruz: "Ben gördüğümde Şermin ve Güler yere eğilmiş hâlde." dediğine göre Rabia kızımız bulunduktan sonra yani 17.20'den sonra ama onun da avantajı şöyle var: Şeyden emin değillerdi "Eşim benden önce mi, sonra mı geldi?"yi açıklayamıyordu. Eşinin ondan önce geldiğini, dolayısıyla eşinin de olayın olabileceği saatlerde yol üzerinde olduğunu anlıyoruz buradan ki evinin önünde de daha sonra balık temizliyor, kendinden önce gelen eşi de evde ve onlar da yolu net bir şekilde görebiliyorlar. Onları bırakan, Bilkay Kemalleri bırakan taksici onları bıraktıktan sonra tekrardan geri dönüyor. Yani bu taksici 17.00 ile 17.08 saatlerinde Ören yolu üzerinde yani o yol üzerinde herhangi bir şey olması durumunda bu adamın görmemesi ihtimali yok.
Emine Cebeci bizi ifadelerde en çok zorlayanlardan biri, daha önceki beyanda da arz etmiştim size. Onun ikameti hemen hemen her yere hâkim; hem Vatan Apartmanı'na... Okla gösterdiğim nokta Rabia Naz kızımızın yaralı olarak bulunduğu nokta. Tersinden baktığımızda buradan da Emine Cebeci'nin evi görünüyor yani olay yerinden baktığımızda da. Yani balkonda olduğu süre içerisinde bu bölgeden hızlı geçebilecek bir araç, meydana gelebilecek herhangi bir trafik kazası, şüpheli durum veya çatıdan atlama durumu eğer o süre zarfında orada olsaydı görebileceği bir nokta ancak o saatlerde evin içinde. Bize geldiğinde verdiği beyanda da "Balkondaydım, o tarafa bakıyordum." demişti ancak telefon görüşmelerinden evin içinde olduğunu öğrenmiş olduk. O bölgeye, şu çeşme tarafına tamamıyla hâkim bir noktada. Naciye Demirci keza yol üzerinde, tamamen yaya geçiyorlar, 17.12'ye kadar yolun üzerindeler. Yani 17.04 Vatan Apartmanı'nda, 17.02'de 50-100 metre kadar yukarısında yani 17.02 ile 17.12 arasına kadar dut ağacının da olduğu, Önder Dede'nin odun attığı alana kadar tamamıyla Ören yolu üzerinde.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Ben burada şunu merak ediyorum: Şimdi, bu, özellikle o köşede konuşan hanımlar, Şermin Dede'yle konuşan hanımlar; bu çocuk dediğiniz gibi 16.49'da çıktı son kamera görüntüsünden, 16.55'te Mehmet Ali Somuncu'yla görüştü, yukarı yürüdü altı-yedi dakikada, yani onlar çocuğu nasıl görmüyorlar? Orası da çok oturmuyor kafaya.
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Arz edeyim efendim. Benim de oturmadı, ben de çok üstünde durdum.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - O çocuk yürüyor olsa bu kadar kişinin o çocuğu yürüyor olarak görmesi mutlaka gerekiyordu yani bu kadar kişi o yolun üzerindeyse o saatte yani yaya olsa. Şimdi, dolayısıyla hani çocuğu böyle illa evin içine sokmaya çalışıp hani oradan düşürme ya da düşme senaryosu daha sakata giriyor bu tanıklarla.
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Tam şöyle arz edeyim efendim: Şimdi, raporda dakika dakika olarak devamı var. Şimdi, herkesin hangi dakikada nerede olduğunu tespit etmeye çalıştık yani bu soruyu daha önceki sunumumda ben de arz etmiştim hatırlarsanız. Hani bu kadar kişi yani 20 kişiyi bu 350 metrelik yola koydun, hiç mi biri bunu görmedi? Kendimiz de ikna olacağız önce, oturduk bunu da araştırdık. Şimdi, mesela Bilkay Kemal arabayla geliyor "Neden görmedin, hiç dikkat etmedin mi?" diyorum "Ablam kanserdi, ben onun hastalığıyla uğraşıyordum, onunla şey yapıyordum, yola dikkat etmedim." diyor ve yoldan geçen insanlar var. Dikkat edilmeyebiliyor ya da gören de gördüğünü söylemiyor. Ama Naciye Demirciler şunu söylüyor: "Ben tanırım. Görseydim mutlaka ve mutlaka Rabia'yla konuşurdum, onu tanıyorum."
CEMAL ENGİNYURT (Ordu) - Hüseyin Bey, devam edin de Jale Hanım'a destek olsun diye diyorum. Şimdi, hep çocuğu niye gördü, niye görmedi; yola hâkimler, çocuğu nasıl görmedi, çocuk niye... Ya, bu koskoca çarpan arabayı nasıl görmedi bunlar eğer araba çarptıysa? Bu araba çarptı da, metruk eve götürdü de arabayı da mı metruk eve götürdü? Bunu da mı görmedi sizinkiler? Sordunuz mu?
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Arz edeceğim efendim.
CEMAL ENGİNYURT (Ordu) - Yani öyle ya, şimdi bir araba çarptı, hadi alelacele aldı çocuğu, metruk eve temizlemeye götürdü, arabayı da mı görmediler orada? Çarpan arabayı da mı götürdü temizlemeye bu? Yani çocuğu görmüyor, bu araba görüldü mü, önemli olan o, bir de onu söyleyin. Jale Hanım hep çocuğu soruyor, "Çocuğu nasıl görmediler, çocuk nasıl görülmedi, nasıl görülmez?" Bu araba nasıl görülmedi? Altı üstü on beş dakika. On beş dakikada böyle kaza yapan bir araba ve bir de kaza yaptıktan sonra panikleyip, bunu alıp, götürüp metruk binaya temizlemeye kalkılan bir yerde, arabayı da kaçırmadıklarına göre... Çünkü tekrar arabaya bindirip de -iddia o değil mi- evin önüne götürüp bıraktılar. O zaman araba kapıda duruyor, yol da ayna gibi gözüküyor, yolda görmemek için bir şeye gerek yok, 300 metre oradan da baktığında görülüyor. Siz bunu gördünüz mü? Bir de ben onu sorayım yani hep çocuğu soruyoruz da, sen hep çocuğu anlatıyorsun, araba gördünüz mü orada, çarpan bir araba gördünüz mü?
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Ben de onu soruyorum ama kamera kayıtlarında arabalar tespit edilmemiş Ali Anıl'ın dışında.
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Sayın Vekilim, şöyle arz edeyim efendim tam anlatabilmek için. En çok hoşnut kaldığım ve mutlu olduğum konu da şu: Arz edebilip ne kadar eksiklik varsa onları da tespit etmek, bu konuda sağ olun, kıymetli vaktinizi harcıyorsunuz, son derecede memnunum efendim.
Öncelikle, bu çocuğun eve ya da binaya hangi güzergâhtan geçtiği ve hangi sürelerde geçtiğini net bir ortaya koyayım, sonrasında araç konusunda emriniz üzerine beyan vereceğim efendim. Şimdi, Naciye Demirciler'in çocukla görüşebileceğini... Yani "Ben görsem kesinlikle konuşurdum." diyen Naciye Demirciler. Bu da, binanın önünde olduğu 17.04... Şimdi, Rabia kızımızın kamerada görüldüğü, tanık olarak belirteceğim Mehmet Ali Somuncu'nun gördüğü süreleri hesapladığımızda Rabia kızımızın 17.00 veya 17.01 sıralarında binanın oradan geçmiş olabileceğini buluyoruz yani aradaki yürüme yolu en fazla altı dakika. Gerçekten, siz de yürüdünüz, ne kadar yavaş giderseniz gidin menziliniz belli, gideceğiniz süre de belli. Yani Rabia kızın orada olabileceği süreyi hesapladık, hani bu insanların neden göremediğini biz de çok sorguladık. Herkesi koyduk, 20 kişiyi koyduk ama hiç mi biri görmedi? Bu kişileri de tek tek irdeledik, kimisi sağlık, kimisi hastalık, kimisi dikkat etmeme, kimisi olaya karışmama konusunda bilgi vermediler. Ama Rabia kızımızın binaya gelmiş olabileceği saat -geldiği demiyorum efendim, gelmiş olabileceği- 17.00 veya 17.01 sıraları. Dolayısıyla Naciye Demirciler'in bunu görme ihtimali yok. Daha önceki saatlerde zaten güzergâhta olanlar belli. Onlar da; Şermin Dede yola sırtı dönük çalışıyor, sorduğumda "Son zamanlarda bana çok selam vermiyordu..." Yani yolun karşısına geçti, geçip devam ettiğinde görülmeme imkânı var efendim. Hacer Okur'un bulunduğu nokta Vatan Apartmanı'nın aşağı yukarı bir 20-30 metre yukarısında, biraz daha hâkimde kalıyor, yolu çok net bir şekilde görebiliyor ve bahçede 2 işçisiyle beraber çalışıyor. Onlarda da herhangi bir yolda...
Efendim, bu yaptığımız araştırma sonucunda eğer o Ören yolu üzerinde herhangi bir kaza olması durumunda bunun görülmeme ve duyulmama ihtimalini biz bulamadık. Yani ciddi manada arz ediyorum, en ufak bir şüpheli durum bulsaydık... Ki çalışmamızda bunu birçok kez denedik, bir yere kadar geldik, yaptığımız tüm çalışmayı kenara bıraktık, sıfıra döndük, tekrardan irdeledik kaçırdığımız bir nokta var mı? Neticede işin içinde bir çocuk vefatı var, bizim en çok değer verdiğimiz olaylar bunlardır. Bir şeyi atlamayalım, yanlış yapmayalım diye defaaten, birçok kez geriye döndük, araştırdık ama bu Ören yolunda herhangi bir kaza olması durumunda bunun görülmemesi, duyulmaması, biri sakladı, diğeri... Ki Önder Dede en dobra insanlardan bir tanesiydi, bilgi veren konusunda. Hatta şunu da söyledi: "Benim bu tarihe kadar ifadem alınmadı, bunlar bana sorulmadı, bunlar sorulmadı. Bunları daha erkenden açıklayabilirdim." türünde söylemleri de oldu. Bunu net olarak söyleyeyim: Ören yolu üzerinde bir kaza olması durumunda onun görülmeme, duyulmama ihtimali yok efendim. Ki yolu da zaten biliyorsunuz, yukarıdan aşağıya meyilli, aşağıdan yukarıya çıkışı belli, aşağıdan çıkan aracın vurabileceği, oluşturabileceği hasar belli, yukarıdan gelenin çarpması durumunda çocuğun nereye kadar gidebileceği belli. Bizim şimdi açıklayamadığımız... 17.01 dersek çocuğun eve girebileceği saat, oraya kadar açıklayabiliyoruz. Bulunduğu saati 17.13, bunu da net olarak söyleyebiliyorum, detayını arz edebilirim, zaman kaybetmemek için arz etmiyorum.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Onu da bir tam... Yani şeyden geri geliyorsunuz değil mi, ambulansı aramışlar, işte o arada Mürsel'in hareketlerinden geri gelerek o saate...
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Arz edeyim efendim.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Çünkü şurada şöyle bir ifade var: "Çocuğun yere değdiği an."
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - "Temas ettiği."
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Temas ettiği an. İşte o böyle çok tetkik olarak, acaba böyle yere değdiği...
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Cümlemi biraz üstünde durarak şey yapmaya çalıştım. Hani "düştüğü" desem başka yere çekilecek, "bırakıldığı" desem başka yere çekilecek, her ne surette olursa olsun bir şekilde temas ettiği.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Onu geri hesaplamayla buluyorsunuz değil mi ambulanstan?
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Onu da yaptım, mesela aşağı yukarı 25-30 tane basamak çıkıyor 1'inci kata çıkabilmek için. Oraya çıkıp, kapıları çalıp geri gelmesi...
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Ama işte şu var: Mesela, ilk ifadesinde hiç apartmana girdiğinden söz etmiyor yani ilk ifadesinde Mürsel'in. Şimdi, Mürsel'in hangi ifadesi...
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Olay tarihinde alınan ilk ifade mi efendim?
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Şimdi, Mürsel zaten 6-7 sefer ifade verenlerden bir tanesi.
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Benim bildiğim 3 efendim.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Yok.
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Şöyle arz edeyim efendim...
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Ben en azından 6 tane ifadesini gördüm değişik.
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Şöyle arz edeyim: 3 defa Emniyette, 3 defa savcılıkta diye biliyorum.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Şimdi, ilk gece bir ifade veriyor, ondan sonra tekrar bir dinliyorlar ilk gece, keşifte dinliyorlar.
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Keşif ayrı, evet, doğru efendim.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - 7 tane falan. Ben onları dosyaladım, şimdi çok acele ettim, getirmedim ama 7 tane ifadesi var Mürsel'in. İlk 4'ünde hiç apartmana çıktığından söz etmiyor Mürsel. Sonra yani size verdiği, özellikle Giresun'da verdiği ifadelerde...
AHMET ÖZDEMİR (Kahramanmaraş) - 5 tane ifadesi var.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Keşif de var.
AHMET ÖZDEMİR (Kahramanmaraş) - 5 tane var.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Keşif de dâhil mi?
Dolayısıyla, ilk hiç onları söylemiyor. Bakın, ilk ifadelerde hiç apartmana girdiğinden söz etmiyor. "Şermin Dede'ye koştum." diyor, Şermin Dede işte "O sara." diyor falan filan, her neyse, ilk ifadelerinde yok apartmana çıkışı.
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Mürsel'le görüştünüz mü efendim?
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Efendim, görüştük, kendimiz de gördük Mürsel'i. O saatten geriye gitmek çok mu sağlıklı diye düşündüm bir anda.
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Şeyi arz edeyim: Başka ulaşabileceğimiz verilerimiz yok.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Yok, biliyorum, işte sıkıntı o zaten, hep yorumlarla gidiyor.
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - Fazla verilerimiz yok ama şu var: Şu oku koyduğum yerde 17.10'a kadar Saniye Demirci, Naciye Demirci ve Şermin Dede burada, yol üzerinde. Sonrasında yaya olarak aşağıya gidiyorlar ve bir tanesinin ayağında rahatsızlıktan dolayı hafif bir aksama var yani yavaş gidiyor. O saate kadar... Ki öncesinde zaten yol üzerinde kişilerimiz var. O dediğiniz süre içerisinde herhangi bir şey olmuş olsa bu 2 bayanın -ki bir tanesi öğretmendir- görmeme ihtimali var mı efendim? Yaya olarak yoldan aşağıya gidiyorlar, dar bir yol, herhangi bir şeyleri yok. Bunların ayrılmasından sonra da Şermin Dede bu sefer evinin şu kısmına geçiyor, bunu da Emine Cebeci'nin beyanından anlıyoruz. Naciye ve Saniye Demirci'nin ayrılmasından sonra Şermin Dede evinin ön tarafına geçti.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Ama zaten şöyle diyorsunuz: Orada saatte bir karışıklık yok mu sizce? Yani "17.04'te onlar orada." diyorsunuz, sonra "Aşağıya gitse görmez miydi?" diyorsunuz ama zaten çocuk 16.55'te çıktı oradan.
KIDEMLİ BAŞPOLİS MEMURU HÜSEYİN EMİR - 17.00 ya da 17.01 sıralarını geçmiş olması lazım.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Zaten öyle bir şey olduysa da çok daha önce olmuş olması lazım yani 16.57, 16.58, belki 17.00'de oldu, onlar aşağıya indiğinde çocuk neredeydi bilmiyoruz.
CEMAL ENGİNYURT (Ordu) - Jale Hanım, üç dakikada mı temizlediler bunu?
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Ya, Beyefendi, benim "Temizlediler." falan diye bir iddiam yok.
CEMAL ENGİNYURT (Ordu) - Şaban Vatan'ın iddiası öyle ama.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Şaban Vatan'ı bağlar, benim öyle bir iddiam yok.
CEMAL ENGİNYURT (Ordu) - Hayır, siz şimdi üç dakikada temizlendiğini mi...
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Engin Bey, lütfen, siz dosyaya çok hâkim değilsiniz, rica ediyorum.
CEMAL ENGİNYURT (Ordu) - Hayır, siz hâkim olduğunuz için soruyorum. Ben hâkim değilim, siz hâkim olduğunuz için ben de diyorum ki: 17.57...
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Ben öyle bir şey söylemiyorum.
CEMAL ENGİNYURT (Ordu) - Aydınlat beni diyorum, niye, kötü bir şey mi söylüyorum?
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Söylediğim şu: Şimdi, tam tersini alarak, hani "Oradan dönüşte göremez." deniyor ama 17.04'te orada olduğu ifadesiyle görmemiş olabileceği yorumuna varılıyor.
CEMAL ENGİNYURT (Ordu) - Jale Hanım, ben onu anladım.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Ya, ben o temizlenme falan hikâyelerinin üzerine gitmiyorum.
CEMAL ENGİNYURT (Ordu) - Ben de onu soruyorum, çok hâkim olduğunuz için... Benden daha iyi hâkimsiniz, ben onu samimi söylüyorum.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Benim öyle bir iddiam yok yani.
CEMAL ENGİNYURT (Ordu) - Buradaki birçok arkadaşımızdan daha hâkimsiniz.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Ya, benim öyle bir iddiam da yok.
CEMAL ENGİNYURT (Ordu) - Ben de diyorum ki: 17.57'de bulmuş olsa dört dakikada mı temizlediler?
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Ben temizlediler demiyorum, temizleme diye bir laf ağzımdan çıkmadı.
OTURUM BAŞKANI OSMAN MESTEN - Cemal Bey, kendi aramızda tartışacağız daha sonra. Bu tartışmayı sonraya bıraksak daha iyi olur.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Cemal Bey, temizlemeyle ilgili bir laf çıkmadı. Ben sadece çocuğun görülmesiyle ilgili bir şey soruyorum, temizleme mevzusu yok.