MUSTAFA DEMİR (İstanbul) - Başkanım, teşekkür ederim.

Sayın Hamzaçebi'nin sondan ikinci paragraftaki... "Büyükşehir belediyesi sınırının il sınırı olması nedeniyle mahalleye dönüşen ve nüfusu 5.000'in altında kalan yerlerin, kırsal yerleşim özelliğinin devam edip etmediğine büyükşehir belediye meclisince karar verilir." diyoruz. Zaten aynı kanunun (ğ) fıkrasında mevcut durum var. Mevcut durum var ama orada askıda yani şöyle diyor: "Büyükşehir belediye meclisince aksine bir karar alınmadıkça, uygulama imar planı yapılıncaya kadar bu alanlardaki uygulamalar 27'nci madde hükümlerine göre yürütülür." İşte, bu uygulama imar planları yapılıncaya kadarki süreçte diyoruz ki: "Oraya plan yapılacak -aslında temelde plan yapmak için, plan hattının oluşturulması için bir kanun maddesi- onun kararını siz verin." Büyükşehirler, eğer orada köy yerleşik alanı devam edecekse, öyle bir özellik devam ediyorsa kararını verin. O zaman eğer öyle düşünüyorsanız orayı yine aynı kanunun 27'nci maddesine göre uygulama yapılır. O uygulamalarda köyde yaşayan insanların ihtiyaçlarının, asgari ihtiyaçlarının karşılanması için gerekli olan yapıya izin verelim, rahat etsinler diyoruz.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Söylediğiniz hüküm bu düzenlemeden sonra yürürlükte kalmaya devam ediyor mu?

MUSTAFA DEMİR (İstanbul) - Zaten o, kendi açılarından karar vermeleri için söyleniyor. Bence artık onların devam etmesine gerek kalmayacak çünkü... Yalnız bir şey var, büyükşehir belediye meclisinin karar verdiği süreye kadar devam eder bu çünkü bazı yerlerde, mesela, İstanbul'da problem çıktı, Büyükşehir Belediyesinin buna bir an önce karar vermesi gerekiyor ama bazı yerler de var ki belki oradaki büyükşehir belediyesi onları izlemeye devam ediyordur, son kararını kendileri verecektir. Biz merkezî Hükûmet olarak veya Meclis olarak bu kararın kendileri tarafından verilmesi ve dolayısıyla da imar planları yapılırken de ona uygun hareket edilmesi konusunda onları yetkilendiriyoruz.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Hayır. Şimdi kararı...

MUSTAFA DEMİR (İstanbul) - Süre yok orada yani "Şu zamana kadar kararınızı verin ve ondan sonra da uygulamayı yapın." yok.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Şimdi, bu kararı köy mü verecek, köy halkı mı verecek?

MUSTAFA DEMİR (İstanbul) - Hayır, büyükşehir meclisi.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Yani köylü versin diyoruz; madem öyle, köylü versin.

MUSTAFA DEMİR (İstanbul) - Meclis mecbur...

Şimdi, zaten belediyeler aşağı yukarı şöyle çalışırlar: Bir, belediyeler bir sonraki seçimde seçilmek için siyaseti ön planda tutarlar; iki, o seçildikleri dönem içerisinde hizmet edebilmeleri için de bütçeye ihtiyaçları var. Onun dengelerini kendileri kursunlar istiyoruz, kendileri karar versinler ve yollarına devam etsinler diyoruz.

Sayın Başkanım, şu köyler, beldeler ve mahallelerle ilgili eğer izniniz olursa ben de bir açıklama yapmak isterim.

BAŞKAN TAHİR AKYÜREK - İki dakikanız kaldı.

MUSTAFA DEMİR (İstanbul) - Peki.

Şimdi, beldelerin ve mahallelerin olduğu bir dönemde yaşadık biz İstanbul'da. İstanbul'un çeperlerinde biliyorsunuz, beldeler vardı. İstanbul'un merkezindeki merkez ilçeleri kendi planlarını yaparken Büyükşehir Belediyesinin nâzım imar planlarına uygun 1/1.000'lik yapmak zorundaydılar. Ama beldeler, İstanbul'un asıl gelişim alanları olan beldeler de tamamen kendi başlarına, özgür davranıyorlardı ve o şehre ait bozulmaların da çeperden oluşunu rahatlıkla gözlemleyebildik. Büyükşehir Yasası'nın olması... Aslında şüphesiz, temel hizmetler köylere gitti. Yani olması gereken hizmetler sınırlar içerisindeki bütün yerlere gitti ama ben eğer imar planları açısından yaklaşırsam bir bütünlük arz etti şu anda. Yani bir belde veya herhangi bir yerde kendi başına plan yapamaz, plan yapmak için büyükşehir tarafından üstü açık bir plan yapılacak. Dolayısıyla şehrin mevcut ihtiyaçları, gelecekte olabilecek ihtiyaçları göz önünde bulundurularak bütünleşik bir plana herkes uymak zorunda kaldı. Ben bu açıdan bunun son derece isabetli olduğunu düşünüyorum.

Teşekkür ederim.