MUSTAFA DEMİR (İstanbul) - Şu anda şöyle düşünüyoruz: Kat maliklerinin kendi inisiyatifiyle bir araya gelerek, binalardaki kaçak yapıları da göz önünde bulundurarak yapı kayıt belgesine müracaat eden bina sayısı takribi yüzde 1'den fazla değildir. Bu açıdan yaklaşmak gerekiyor. Bu yüzde 1'lik oranın içerisinde karşılaştığımız sıkıntılar neticesinde oluştu zaten. Eğer güçlendirmek gerekiyorsa bu yapı kayıt belgesi alan binaları... Onlarla ilgili çıkarılan kanun da "Güçlendirme yapılamaz." kaydıyla çıkarılmış ama bu insanlar uzun süredir orada oturuyorlar, yıllardan beri orada oturuyorlar ve kendi aralarında uzlaşarak yapı kayıt belgesi de almışlar. Eğer binalarında depremle ilgili herhangi bir sıkıntı varsa denetim şirketleri tarafından denetlenerek, güçlendirmenin tüm usul ve esaslarına riayet edilerek projesiyle bunların güçlendirilmesinin önünün açılması amacıyla getirilmiştir.

Basit bir örnek vermek gerekirse Sarıyer'de, Bahçeköy'de 32 daireli bir binada daha büyük deprem olmadan önce bir sıkıntı yaşandı, statiğinde bir sıkıntı yaşandı. Orayı ziyaret ettiğimizde oradaki 32 dairenin bütün temsilcileri "Bize müsaade edin, biz kendi binamızı güçlendirelim, kamudan herhangi bir talebimiz yok, sadece bulunduğumuz binanın muhafazasını istiyoruz." dediler. Biraz da bu tür alandan gelen talepler neticesinde oluşturulmuş bir kanun teklifi bu. Örnek olarak söylüyorum, eğer Sarıyer Bahçeköy'deki o binaya bir güçlendirme imkânı verilmezse 32 ailenin yaşadığı bina yıkılır, yerine ancak 12 ailenin oturabileceği, mevcut imar planına göre 12 ailenin oturabileceği bir binaya dönüştürülür. Geriye kalan diğer insanları ne yapacaksınız, onları nasıl memnun edeceksiniz, onları nerede iskân edeceksiniz? Bununla ilgili ciddi sıkıntılar vardı. Olağanüstü dönemlerde depreme karşı yapı denetimi belgesi alan, yapı kullanım belgesi alan bu insanlarımızın önünü açmak ve depreme karşı durumlarını güçlendirmek için böyle bir teklif geldi.

Teşekkür ediyorum.