| Komisyon Adı | : | BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU |
| Konu | : | Coğrafi Bilgi Sistemleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/2512) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 16 .01.2020 |
MAHMUT CELADET GAYDALI (Bitlis) - Efendim bu konu daha çok beni ilgilendirdiği için çünkü bu, Bitlis Ahlat'ta uygulanacak bir plan. Şimdi bir deyim var: "Bir deli bir kuyuya bir taş atarmış da 40 akıllı bu taşı kuyudan çıkaramaz." Bu, biraz ona benziyor. Biz, bir yere bir tesis yapılmasına karşı değiliz ama plansız, projesiz, imarsız, yasal olmayan kaçak yapılara karşıyız. Bu, nasıl bir çelişki? Bir taraftan kaçak yapılara dur demek için yasa çıkaracağız, imar yasasında değişiklik yapacağız; diğer taraftan imarsız, plansız, yasalara aykırı yapılan bir yapıya kılıf uydurmak için yılankavi hareketlerle yasaların etrafında dolaşacağız. İmar planında bu yapı var mı? Yok. Böyle bir proje planlanmış mıdır? Yok. Saman alevi gibi birden oluşan ve artık geri adım atmaktan imtina edilen bir proje.
Olayın gerçek hikâyesini ben size anlatayım. Bu iş Ahlat Belediye Başkanının işgüzarlığından başka bir şey değil. Malazgirt kutlamalarından sonra Cumhurbaşkanı, program gereği Ahlat'a uğrar. Belediye Başkanı, Belediye encümenleriyle belediye ait arsanın Cumhurbaşkanın şahsına hibe edilmesi kararı alınır, hatta Başkan "Biz jest yapmış oluruz, zaten Cumhurbaşkanı bunu kabul etmez." der. Eminim olayların böyle gelişeceğini Belediye Başkanı da tahmin etmiyordur. Nihayetinde bu teklif yapılınca gerçekten de Cumhurbaşkanı, şahsına bu hediyeyi kabul etmez. Bunun yerine bunu makama yapılmış bir hediye olarak kabul eder ve burada bir mini saray yapılmasını önerir. Herhâlde bu kararı alırken de arsanın yerinden ve topoğrafyasından da bihaberdir. Emin olun Van Gölü sahiline böyle bir yapının yapılmasına destek vereceklerin en başında gelenlerden biri benim. Bu da benim sarayları sevdiğimden, merakımdan değil, Van Gölü'nü sevdiğimdendir.
Van Gölü can çekişmekte, Tatvan'da olsun, Ahlat'ta olsun, kanalizasyonlar direkt olarak Van Gölü'ne deşarj edilmektedir. Van ve Tatvan'da atık arıtma sistemleri olmasına rağmen bu çevre katliamı yaşanıyor çünkü sistem ya çalışmıyor veya çalıştırılmıyor. Cumhurbaşkanının senede bir defa da buraya gelmesi belki sistemlerin çalışmasını sağlar ve göl kurtulur diye ümit ediyorduk. Yanlış yapılan şudur: Gerçekten Ahlat'ta bir rekreasyon alanı yaratılmak isteniyor ki -benim anladığım da bu- seçilen yer, topografya olarak olabilecek en kötü noktadır. Burası gelişmeye müsait olan bir yer değildir. Sayın Cumhurbaşkanı, etrafında butik otellerden bahsediyor. Bu, fiziksel olarak da mümkün değil. Olsa olsa yamaçlarda ancak patikalar yapılır, o da güvenlik güçleri devriye gezsin diyedir. Bir de ayrıca çevresine, o mahalleye rant yaratır, evlerin fiyatları artar, arsaların fiyatı artar.
Bir de Sayın Bakan, rant ile kâr meselesini gündeme getirmişti. "Rant demek kâr demektir. Biz kâr ettiriyoruz." diye. Ona da değinmek istiyorum, ben araştırdım. Kâr, alışveriş işlerinin sağladığı para kazancı, üretim faktörlerinden biri olan girişimcinin üretimden aldığı pay, maliyet fiyatı ile satış fiyatı arasındaki fark. Buna kâr deniliyor. Rant ise bir malın, mülkün ya da paranın belirli bir süre sonunda hiç emek verilmeden sağladığı gelir. Yani rant ile kâr apayrı şeyler.
Ahlat'ta olsun Van Gölü'nün diğer sahilinde olsun bu işe müsait o kadar çok alan var ki tahmin edemezsiniz. Güzel bir çalışmayla böyle bir rekreasyon alanı yaratılabilir ve bu, hem Ahlat'ın hem de yörenin gelişmesine öncü olur. Yani cazibe merkezi olma yolunda ilk adım atılmış olur. Gelin, yol yakınken hem bu sevdadan hem de bu projeden vazgeçin. Yapılan binayı da artık kütüphane mi yaparsınız, müze mi yaparsınız bilmem ama kamunun yararlanabileceği bir mekân olarak kalabilir. Gelişmeye müsait bir alanda Kıyı Kanunu'na saygılı, her yönüyle dört dörtlük bir proje hazırlanıp geliştirelim ve bunu uygulayalım.
Aynı durumda gene halkın piknik alanı olarak kullanılan Çarho sahası diye bir saha vardı, bu Yeniköprü köyü ve meraları. Burası da aynı tarihlerde Okçuluk Vakfına tahsis edildi. Bu da yöredeki köyleri de rahatsız etti. Biz buna kesinlikle karşı değiliz ama Nemrut eteklerinde binlerce dönüm boş arazi varken yeni bir rekreasyon alanı niçin oralarda yaratılmıyor? Şimdi, bu rekreasyon alanları göle attığınız bir çakıl taşı gibidir, hareleri büyür. Öyle bir alan seçmeliyiz ki o hareler gittikçe büyüsün, alan genişlesin. Yoksa mevcut yerlere saldırıp hiçbir netice alamayız.
Benin söyleyeceklerim bu kadar, teşekkür ediyorum.