KOMİSYON KONUŞMASI

ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Sayın Başkanım, çok teşekkür ediyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarımız, İçişleri Bakanlığımızın saygıdeğer bürokratları; hepinizi sevgiyle saygıyla selamlıyorum.

Elâzığ ve Malatya'da meydana gelen depremde yaşamını yitiren bütün yurttaşlarımıza Allah'tan rahmet, milletimize, ailelerine başsağlığı diliyorum. Az önce de Manisa'da bir deprem yaşandı, umarım çok ciddi bir durum söz konusu değildir. Maalesef, son zamanlarda ülkemiz depremle ilgili ciddi sıkıntılar yaşıyor.

Gelen kanuna ilişkin sayın grup sözcümüz Yaşar Tüzün grubumuz adına değerlendirmesini gerçekleştirdi. Ben birkaç hususta şahsi fikrimi aktarmak istiyorum.

Sayın Dülger az önce gerekçeleri izah etti ama ben eksik olduğunu düşünüyorum. Yani burada amaç nedir? Kaç bekçi alınması hedefleniyor? Şu anda verilen rakamlara göre 21.318 bekçi mevcut; 8.242'si 2020 yılında gelecek, yaptı 30 bin. Acaba, 30 bin bekçi mi olacak, 40 bin mi, 50 bin mi? Nihayetinde bir silahlı kolluk kuvveti kuruluyor, alternatif bir silahlı güç kuruluyor, bunu böyle değerlendirmek gerekiyor. Hani diyebilirsiniz ki: "Bekçilik müessesesi geçmişten beri var." Evet, doğru, var, olmalı da. "Mahallede insanların, mahallenin çocuklarının bekçilik yapması geçmişte de vardı şimdi de olmalıdır." derseniz "Peki." deriz, kabul ederiz ama maalesef, Adalet ve Kalkınma Partisinin geçmişte sabıkası var, maalesef sicili kabarık. Yani Emniyet Genel Müdürlüğüne bağlı polislerin içerisindeki Fetullahçıların -"Fetullah Gülen cemaati" sonra "FETÖ" olan- FETÖ'cülerin nasıl üslendiklerini hepimiz biliyoruz. Bunu Emniyet Genel Müdürlüğü de kabul ediyor, Sayın İçişleri Bakanı da Plan ve Bütçe Komisyonunda kabul etti, rakamları verdi. Şimdi, geçmişte Emniyeti Fetullahçılara teslim eden iktidarın yarın bekçileri bir başka tarikata, cemaate teslim etmeyeceğinin garantisi yok çünkü dediğim gibi, sicili kabarık, sabıka var. Bundan dolayı da toplumun, bizlerin bir şüphesi var, güvenmiyoruz maalesef, açık söylüyorum.

Devamında, bakıyorsunuz, bu bekçiler nasıl eğitilecek? Nerede eğitim alacaklar? Bu söylenmedi, belirtilmedi. Bu bekçileri kim eğitecek? Kaç ay süreyle eğitim alacaklar? Bir yıl mı, altı ay mı, iki yıl mı? Polis olmak için aranan şartlar var, aldıkları eğitim var, psikolojik eğitim, nasıl davranacağına ilişkin eğitim, spor, silahı nasıl kullanacağı, pek çok eğitimi polis memuru polis olmak için alıyor. Peki, bekçilere bu eğitimler verilecek mi? Yoksa çağırılacak: "Gel kardeşim, sen bekçisin, aha düdük. Düdük böyle çalınır, sağa böyle dönülür, sola böyle dönülür." diye mi gösterilip üç beş gün içerisinde "Hadi bakalım, sokağa." mı denilecek? Burada bir netlik yok. Sınav nasıl olacak? Yazılı sınav mı, mülakat mı? Mülakatsa zaten, vay halimize! Yine, AK PARTİ ilçe başkanlıklarında listeler hazırlanacak demektir. Yazılı sınav yapılması gerekiyor. Girsin herkes sınava ve hakkı olan kazansın.

Devamında, en az ortaokul mezunu olma şartı var. Arkadaşlar, bu çok yanlış. Lise mezunu olması gerekir en azından. Ortaokul mezunu genç bir kardeşimizin eline, beline silah vereceksiniz, "Bekçisin." diyeceksiniz, akşam çıkacak sokağa. İnanın, çok sayıda yanlışlıklar olur. Bir yıl, iki yıl sonra, çok geçmez, gelirsiniz "Gelin, şunu düzeltelim." Dersiniz ama iş, işten geçmiş olur.

7'nci madde, tam bir komedi. Yani 7'nci maddenin gerekçesini okudunuz mu, bilmiyorum. Şimdi, bakın, size bir şey okuyacağım, gerekçede diyor ki: "Bu kapsamda, durdurulan kişi üzerinde, giysilerinden herhangi birisi çıkarılmaksızın, elle, yüzeysel olarak, yoklama biçiminde bir kontrol yapılabilir. Yoklama ve sıvazlama, durdurma sırasında, bekçinin kontrol amaçlı yapabileceği işlemlerdendir."

Arkadaşlar, ne demek bu "sıvazlama" ya? Gece on ikide, birde bir genç kızımız ders çalışıyor, çıktı, evine gidiyor, bekçi çevirecek -şartlarda da ortaokul mezunu var, biraz da eğitim sıkıntısı olacak belki de- "Gel bakalım." diyecek, kafayı takacak, sıvazlayacak. Öyle mi? Olur mu böyle bir şey ya? 70 kadın bekçi varmış, az önce Sayın Dülger söyledi. 21.318 bekçi var, 70 de kadın bekçi varmış. Şimdi, nasıl olacak bu iş? Bu sıvazlamayı nasıl yapacaklar, ben merak ediyorum. Emniyet Genel Müdürlüğümüzden arkadaşlar bunu açıklarlar mı? Sıvazlama nasıl oluyor, beton sıvazlama gibi mi, sırt sıvazlama gibi mi, nasıl olacak ya? Gerekçeye de bu yazılmış, komedi. Kabul edilebilir bir tarafı yok bunun ya. "Giysileri çıkarmadan" onu da çıkartsın bari. Gerçekten çok yanlış olmuş. Bunun düzeltilmesi gerektiğine inananlardanım, bunun düzeltilmesi gerekiyor. Bu konuda, Sayın Tüzün'ün de belirttiği gibi, önergelerimiz var.

Yani, kısacası, eğitimlerin, sınav sorununun nasıl olacağı ve bu 7'nci maddenin tamamen çıkartılması lazım. Polisin bütün yetkisini almışız, bekçiye vermişiz. Polise ne gerek var o zaman? Ya da polis sayısını artıralım, bekçilik de yaptıralım geceleri onlara. Polisin tüm yetkisi bekçiye verilmiş "Sen bekçisin, devam et." Alternatif silahlı kolluk gücü. Neye karşı? İşte, biliyorsunuz, geçmişte 15 Temmuz'da yaşadıklarımız hep beraber hafızalarımızda.

Kısacası, özetle söyleyeceklerim bunlar. Maddelere geçtiğimizde maddeler üzerinde de görüşlerimi açıklayacağım ama muğlak ifadelerin çok fazla olduğunu bir kez daha ifade etmek istiyorum ve aynı zamanda bu sıvazlama meselesine takıldım. Bu elle sıvazlama işi nasıl oluyor, Emniyet Genel Müdürlüğünden bir arkadaşımız bana anlatırsa mutlu olurum.

Teşekkürler.