| Komisyon Adı | : | İÇİŞLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Çarşı ve Mahalle Bekçileri Kanunu Teklifi (2/2555) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 28 .01.2020 |
BAŞKAN CELALETTİN GÜVENÇ - Efendim, bir kere, şimdi, güzel görüşler ortaya çıkıyor da Sayın Cumhurbaşkanının konuşması yirmi altı gün önce ve "Şehirlerimizi gelişen şartlar altında hendekle vesaireyle koruyamayız, yeni bir dinamik, yeni bir yaklaşım, yeni bir tarz geliştirmemiz lazım..." Şimdi, Erkan Bey ısrarla soruyor, ben bundan şunu anlıyorum: Suç şekli değişiyor, suçlunun kimliği değişiyor, çeşitleniyor. Günümüzde internet, iletişim, bilişim... Eskisi gibi klasik, konvansiyonel yöntemlerle güvenlik tedbirlerini almak yeterli olmayabilir. Bu gayet, zaten yapıldığı bağlamı düşünürseniz güvenli şehirler, gelişen şehirler bağlamında yapılan bir konuşma yani bunun arkasında çok niyet okumanın, burayla bağlantı kurmanın anlamı yok yeri itibarıyla.
İkincisi, bu konu, şimdi, 95'e kadar sizin de içinde bulunduğunuz yönetim çarşı ve mahalle bekçilerinden çok ciddi istifade etmiş, 95'e kadar. Daha sonraki yıllarda yönetimlerin yaklaşımıyla "Bu ocak misyonunu doldurdu." diye düşünülmüş, bunları hepimiz yaşadık. Ancak 2008 ve daha sonraki yıllarda acaba, şehirlerimiz göç aldı, yoğunlaştı, mahalle ve çarşıda yani bu mahalle tanımına da çok takılmıyorum ben yani sonuçta burada yapılmak istenen şey şu: Mülki amirin kontrolünde, güneş batımından güneş doğumuna kadar, alanda birebir çalışan, bölgeyi tanıyan, tayinle başka yerlere gitmeyen, dolayısıyla bölgesini bilen yetkili insanlarla suç ve suçluyu daha yakın takip edelim gibi, geçmiş tecrübelerden de istifade edilerek bu düşünülmüş. Yani konuşma yeni, bekçilik uygulamasının geliştirilmesinin geçmişi var üç beş yıl. Yani şu ana kadar, bakın, 21 bin insan alınmış, 8 bini imtihandan geçmiş, siz hâlâ bunu birçok kanunumuzda ve birçok kuruluşta olduğu gibi bölük pörçük, parçalı yerlerden idare edeceğinize adı konulmuş bir yasayla bunu yapalım. Biraz önce, çok eleştirdiğiniz "Torba kanuna gidelim." dediniz. Niye gidelim ki, zaten eleştiriliyor torba kanun, bir işi de adını koyarak yapalım o zaman yani tanımı yapılan, çerçevesi çizilen bir kanun çıkaralım.
BEHİÇ ÇELİK (Mersin) - Ben "Torba kanuna gidelim." demedim, "Hep torba kanun getiriyorsunuz ya, içine koyun, bir kere de doğrusunu yapın." dedim.
BAŞKAN CELALETTİN GÜVENÇ - Ama işte o eleştiriliyor zaten. Eleştirileceğine değişik kanunlarda olan...
Şimdi, bekçilerin serüvenine bakıyorsunuz; özel idareden başlamış, doğru mu?
BEHİÇ ÇELİK (Mersin) - Evet.
BAŞKAN CELALETTİN GÜVENÇ - Özel idareler maaş ödemiş bunlara, jandarma bakmış, nahiyelerde çalışmışlar, işte sonra bir ara denilmiş ki "Yahu ihtiyaç kalmadı." İşte bunlar, devlet hayatında da arkadaşlar, çok doğal şeyler. Yani bir dönem diyor ki Emniyet "Her yere karakol yapalım." Doğru mu? Karakol yapıyorlar. Sonra "Yahu niye bu kadar çok karakol yapıyoruz, birleştirelim, mobilize olalım." diyorlar. Yeni bir gelişim yani şehirlerin büyümesiyle ilgili, sosyolojinin gelişimiyle ilgili, bunlar çok doğal şeyler. Şimdi bunu çıkarttınız, bir müddet sonra belki diyecekler ki "Yahu şu şu sorunlar var, gelin gözden geçirelim." Hayat devam ediyor, hayat dinamik bir şey.
Bir de yani hep niyet okuyarak, hep şüpheyle kanun da çıkaramazsınız, adım da atamazsınız. Yani bu iş, güvenlik, özgürlük vesaire hepsi, iki yönlü olan, orta yolu bulmak zorunda olduğunuz, el birliğiyle ortak aklı üretmek zorunda olduğunuz konular. Eğer idare yandaş vesaireyi alsa bunu hiç getirmezdi, zaten alıyordu, biliyor muydunuz 20 bin kişi alındığını? Yok yani böyle bir yumuşak karnı olduğunu bilse getirmez bunu gündeme, getirmez. Yani birçok şeyi...
FARUK SARIASLAN (Nevşehir) - Başkanım, sicil bozuk ya, orada bir...
BAŞKAN CELALETTİN GÜVENÇ - Yahu "sicil bozuk" kavramına gerginleşmesin diye cevap vermiyorum da bakın, kayda girsin diye söylüyorum, Bakana dediler ki: "Ya polis kötü muamele yaparsa, bilmem ne olursa, şu olursa bu olursa." "Bir dakika durun." dedi Bakan, "Ben Çalışma Bakanlığı da yaptım, bir tane adam hakkında ihraç, meslekten, memurluktan atma kararı getirmediler Çalışma Bakanlığında." dedi. Şimdi istedim arkadaştan, Emniyette -FETÖ'yü saymayın- normal disiplin işlemiyle her yıl kaç tane polis ceza alıyor? Okuyayım: 2018'de 369 polis memuru disipline aykırı hareketten ihraç edilmiş arkadaşlar, 2019'da 491 kişi yani işin içinde olan arkadaşlarımız bunların dosyalarını bilirler, neler olduğunu, neler çıktığını. Yani eğer siz 500 bin kişilik, 300 bin kişilik silahlı kuvveti ciddi bir disiplinle yönetmezseniz başa çıkamazsınız.
Bakın, terörle mücadele ayrı bir dert, hepimizin başında bir sıkıntı; doğru mu; zaman zaman zorlanıyoruz, zaman zaman eleştiriliyor ayrı bir şey ama bugün güvenlik güçlerinin emniyete müessir suçlara müdahalede, adi suçlularla mücadelede ben inanıyorum ki dünyada, Avrupa'da hiçbir ülkeden geri değiliz. Asla öyle kötü muamele, sıkıntı yapamaz, yapamaz. Bakın, ülkemize haksızlık yapmayalım. Bunun Hükûmetle de ilgisi yok, bu bir gelişimle ilgili. Bilesiniz ki, arkadaşlarımız bilir, müfettişlik yaptılar, ben de yaptım, 95'te bir toplantıda gene söyledim bunu, 95'te benim elime verdikleri teftiş rehberinde, taşraya gittiğinizde birinci şubelerin altına inin, Filistin askısı var mı, nezarethaneler 7 metrekarelik midir, havalandırması var mıdır, biz bunları denetleyerek başladık, oradan buraya geldik. Bugün bunların tamamı hamdolsun gündemden çıkmıştır. Yani bu ülkede, açık söylüyorum, bakın -terörle mücadelede sıkıntı- normal, adi suçlarda polisin vatandaşa tavrı kesinlikle Batılı polislerden daha yumuşaktır, daha insanidir, bunun altını çizerek belirtmek istiyorum. Görüyoruz, ekranlarda yaptıklarını görüyoruz adamların ya, nasıl muamele ettiklerini. Ama niyet okursan, bir şey diyemiyorum.