KOMİSYON KONUŞMASI

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Şimdi, ben de aslında... 1966'da yani o dönemde özellikle belli siyasal iç karışıklıklar nedeniyle çıkarılan ve sokaktaki kontrolü sağlamak amacıyla çıkarılan bir kanun ve ondan sonrasında neredeyse uykuya yatmış bir kanun, aslında işlevi yok doğru dürüst.

BAŞKAN - 90'lı yıllara kadar var.

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Ben hiç şununla açıklamıyorum bugünkü durumu: "Yani günümüzde güncellenmesi gerekiyordu, birden bunun yapılması gerekti." gibi bir şey değil bu açıkçası. Yani güncellenmesi gereken ne? Neden şimdi bekçilerin birdenbire sokağa çıkmasına ihtiyaç hissediliyor. 2017 yılında...

BAŞKAN - Bir şey...

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Lütfen, ben devam etmek istiyorum.

BAŞKAN - Bir şey söyleyeyim devam edin isterseniz veya bitirin, ben öyle söyleyeyim.

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Yok, siz söyleyin o zaman, tamam.

OĞUZHAN KAYA (Çorum) - Başkanım, geneli üzerinde konuştu aslında.

BAŞKAN - Konuşalım ya, bir şey olmaz, önü açık, herkes yorulana kadar konuşsun bence.

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Hayır, uzun uzun konuşuldu da yani ben bazen ayrı dünyalarda yaşıyoruz gibi hissediyorum.

SERMET ATAY (Gaziantep) - Maddeler üzerinden nereye geldik?

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Neye itiraz ediyorsunuz beyefendi? Ben Ankara Milletvekili olarak bu şehrin içerisinde, Ankara'da bir yıl içerisinde 3 kez saldırıya uğradım.

SERMET ATAY (Gaziantep) - Bu saldırılar olmasın diye gece bekçileri...

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Öyle mi? Kim tarafından uğradım beyefendi, Sayın Vekil?

SERMET ATAY (Gaziantep) - Kim tarafından uğradınız?

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Polis tarafından.

SERMET ATAY (Gaziantep) - Polis yani...

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Evet, basın açıklaması yapıyorum diye.

MUSTAFA HİLMİ DÜLGER (Kilis) - Suimisal misal değildir efendim. Hukukun temel kavramlarından birisi.

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Öyle mi? O zaman 66'daki kanun da aynı şekilde misal değildir.

MUSTAFA HİLMİ DÜLGER (Kilis) - O kötü emsaldir.

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Hayır, şöyle olursa suimisal emsal olmaz: Eğer benim o insanlarla ilgili yaptığım suç duyuruları ciddiye alınırsa, ben bu Meclisin içerisinde gelip konuşma yaptığım hâlde "Bakın, gözlerime gaz sıkıldı ve ben gözlerimi zor açarak buraya geldim." dediğim hâlde Meclis başkan vekilleri bütün milletvekilleri duyup da bununla ilgili Bakanlıkça hiçbir soruşturma açılmamışsa, hiçbir emniyet mensubuyla ilgili, bize yönelik olan saldırılarla ilgili hiçbir şey yapılmışsa bütün milletvekilleri de bunu gayet dünyanın en doğal şeyi gibi yaşamaktaysalar o zaman kusura bakmayın biz ayrı ülkelerde yaşıyoruz. Benim yaptığım şey, partimizin konferansına çağrı yapmaktır, bunu dağıtmak mesela ya da il binamızın önünde açıklama yapmaktır. Parti başkanıyla birlikte biz saldırıya uğradık ya.

BAŞKAN - Bakın, ben "Terörle mücadele konsepti ayrı bir şey." dedim yani o konuya girmeyelim isterseniz.

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Efendim, anlayamadım "terörle mücadele" derken hangi terörden bahsediyorsunuz? Halkların Demokratik Partisinden mi bahsediyorsunuz?

BAŞKAN - Efendim, Halkların Demokratik Partisini illa konuşalım derseniz...

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Hayır, ben Halkların Demokratik Partisini konuşmaktan bahsetmiyorum. 59 yaşında bir kadın milletvekili olarak ve otuz iki yıl avukatlık yapmış birisi olarak bu ülkede bana polisin "Efendim, biz Avrupa'ya da çok benziyoruz, gerçekten uygulamalarımız böyle." laflarına kusura bakmayın inanmamı beklemeyin.

BAŞKAN - Evet, öyleyiz. Öyleyiz Hanımefendi, öyleyiz.

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Sizin için böyle olabilir siz çünkü buradan arabalarınıza biniyorsunuz, korumalarınızla gidiyorsunuz, ben öyle gezmiyorum, ben halkın içerisinde geziyorum, hiç öyle etrafımda koruma falan yok ve bu muameleye muhatap oluyorum.

BAŞKAN - Bakın, bu konulara, şu muhabbeti bozmayalım diye...

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Kusura bakmayın, sizin burada yapmanız gereken aslında şudur: Ya, böyle mi oldu gerçekten, lütfen bize bunun numarasını verir misiniz? Nerede oldu bu? Nasıl bir olay oldu? Geçmiş olsun falan demektir. Ama siz kalkıp karşıma şeyle geliyorsunuz: "Terörü konuşmayalım." Oldu, konuşmayalım Sayın Başkan. Benim de zaten bu Komisyonda bundan öte söyleyecek bir sözüm yok.

BAŞKAN - Hayır, konuşun, konuşun efendim, konuşun, konuşun. Ama bu ülkenin...

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Bekçilere niye ihtiyaç duyuldu?

BAŞKAN - Bakın, sizden beklediğimiz bir milletvekili olarak...

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Çünkü 2017'de 4.653 bekçi görevdeyken niye bir yıl içerisinde çok ciddi bir rakamla katlandı üstüne? Bunun bize açıklamasını getirin.

BAŞKAN - Bunun açıklaması şu, onu söyleyecektim size.

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Bunun dışında ayrıca, birçok soru sormuştum ben konuşmam sırasında. Makul şüpheyi nasıl... Şüphe bile değil, neydi o işte, kaygı mı, neyse... Bunları nasıl açıklayacaksınız? Bunları hakikaten nasıl gerekçelendiriyorsunuz? 66'nın kanunuyla gerçekten hareket edeceksek o zaman demokrasimize geçmiş olsun. Zaten bizim için böyle de daha ötesi de bunun gelecektir diye düşünüyorum.

Evet, makul sebeple ne anlama geliyor? Eğitimleri nasıl olacak? Yani bütün bunların hepsi... Neden bu kanun ayaklandırıldı şimdi, getirildi? Hakikaten, biz bunu Cumhurbaşkanının konuşmasından başka bir şeye bağlayamıyoruz. Otoriter rejimlerin özelliği de budur.