| Komisyon Adı | : | İÇİŞLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Çarşı ve Mahalle Bekçileri Kanunu Teklifi (2/2555) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 28 .01.2020 |
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Sayın Başkanım, bakın, bizim İçişleri Komisyonumuz pek çok diğer komisyondan farklı çalışıyor.
BAŞKAN CELALETTİN GÜVENÇ - Doğru.
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Ben uzun yıllar, belki de bu salonda bulunan herkesten daha fazla komisyonlara katıldım, uzun yıllar, 1996 yılından bu yana ben bu komisyonlara katılıyorum. Gazeteci olarak katılıyordum, şimdi de milletvekili olarak katılıyorum. 1996 yılında başladım ben bu Parlamentoda arkadaşlar.
Şimdi, Plan ve Bütçe Komisyonunda başka bir tarz vardır, Millî Savunmada başka bir tarz vardır ama İçişleri Komisyonunda şöyle bir şey oluyor: Bir uyum, uyum çerçevesinde "Ya, şu saatte toplanalım, bugün bu kadar çalışalım ya da bitirelim." Bunlar konuşuluyor. Şimdi siz dediniz ki: "Arkadaşlar, 7'yi çekelim, 10'a kadar devam edelim. Yarın tekrar 7 gelecek, biz oradan devam ederiz. Mehmet Muş ile Engin Altay konuşuyor." Engin Altay'la biz görüştük, siz Mehmet Muş'la görüştünüz. Nitekim dediniz ki: "Peki, tamam, biz 7'yi çekiyoruz, 10'uncu maddeye kadar devam edeceğiz, ondan sonra da yarın iki, iki buçuk gibi toplanırız." Şimdi, arkadaşlar ne oluyorsa bir hareketlilik var. "7 çekilecek, hemen tekrar getirelim, hemen tekrar bu işi bitirelim." Niye? Sizin açıklamanıza göre basından korkuyorlarmış. Basında zaten...
BAŞKAN CELALETTİN GÜVENÇ - Hayır, basından korkma değil, bakın, düzelterek söyleyeyim...
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Öyle söylediniz Sayın Başkan.
BAŞKAN CELALETTİN GÜVENÇ - Bizim arkadaşların söylediği şu, bir saniye, ben tekrar edeyim, kayıtlara girsin. Bizim arkadaşlarımızı -özellikle Alev Hanımdan kaynaklanan- bu "sıvazlama" kelimesi rahatsız ediyor, muhalefeti de rahatsız ediyor, "sıvazlama" kelimesini çıkaralım. "Sıvazlama" kelimesi madde metninde olmadığı için bir sorunla karşı karşıyayız, bunu nasıl çıkaracağız dedik. Bunun üzerine uzmanlarla yaptığımız görüşmede bunun yolu şu dendi: "Bir önergeyle madde çıkarılır, madde çıkarıldığı için gerekçe çıkar. Yerine maddede küçük bir müdahaleyle yeniden önerilir." Ben bunu istedim ki muhalefetle iş birliğiyle yapalım, ortak karar verelim ama ancak bu konuda bir mutabakat sağlanamadı. Dediniz ki: "Çıkarın, yarına kalsın."
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Evet, siz de "Evet, tamam, 10'a kadar devam edelim." dediniz.
BAŞKAN CELALETTİN GÜVENÇ - Arkadaşlar da diyorlar ki... Evet, ben de 10'uncu maddeye kadar dedim, iki alternatif sundum, ya 10'u ekleyerek gidelim 8'den sonra ya da 10'a kadar gidelim dedim.
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Evet.
BAŞKAN CELALETTİN GÜVENÇ - Siz sonra onu kabul ettiniz, önce ikisini de kabul etmediniz. Şimdi arkadaşlarımız, çoğunluk grubu diyor ki: "Bu, yarına kalırsa gereksiz yere, muhalefet çekildi, polemik olur, gereksiz bir gündem oluşur çünkü biz niyetimizi ihzar etmişiz baştan beri, dolayısıyla biraz daha yorulalım ama işimizi yapıp gidelim." Ben de saygı duyuyorum.
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Şimdi ben devam edeyim o zaman.
BAŞKAN CELALETTİN GÜVENÇ - 9'uncu maddenin önergesiyle ilgili konuşuyorsunuz.
Buyurun.
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Evet, konuşmama devam edeyim ben Sayın Başkan.
Şimdi, öyle bir anlaşma yaptık, arkasından "Çoğunluk grubu böyle istiyor." diye siz Başkan olarak tekrar bizim önümüze başka bir şeyle geliyorsunuz. O zaman biz sizinle şu saatlere kadar çalışalım, şu kadar madde çalışalım anlaşmasını yapmayalım bir daha, güven sorunu yaşarız sizinle.
BAŞKAN CELALETTİN GÜVENÇ - Bence yapalım ama güven sorunu başka yerden kaynaklanıyor. Arkadaşların güven sorununun kaynaklandığı yer...
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Sayın Başkan, size karşı biz güvenimizi yitiririz, net.
BAŞKAN CELALETTİN GÜVENÇ - Arkadaşların sana karşı bir güven kaybı var maalesef.
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Bana karşı güven kaybı olan kimdir, hangi sebepledir bilemem ama şayet böyle bir kayıp varsa bu arkadaşlarınıza söyleyin...
BAŞKAN CELALETTİN GÜVENÇ - Olmaz o, olmaz, artık tamamlarsak...
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Bir dakika Sayın Başkan...
BAŞKAN CELALETTİN GÜVENÇ - Tamam, sıkıntı yok.
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Bir dakika, şimdi, ben bu Komisyonun üyesiyim, ben bu Komisyonda konuşma hakkına sahibim.
BAŞKAN CELALETTİN GÜVENÇ - Doğru.
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Madem öyle, böyle yapacağız: Her maddede önergemizi de veririz, sürekli de konuşuruz. Ben yapacağım bunu.
BAŞKAN CELALETTİN GÜVENÇ - Tamam.
MUSTAFA YEL (Tekirdağ) - Maddeler üzerine bir iki önergeleri var.
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Sayın Yel, lütfen müdahale etmeyin, Başkan var, eğer Başkanın yapamadığını düşünüyorsanız değiştirin başkanı.
BAŞKAN CELALETTİN GÜVENÇ - Yok, arkadaşlar danışmanlık yapıyorlar, katılım sağlıyorlar, katkı sağlıyorlar.
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - O zaman lütfen Sayın Yel... Bakın, bu benden rahatsız olan arkadaşlarınıza söyleyin, şunu yazmasalardı buraya, okuyorum: "Durdurulan kişi üzerinde giysilerinden herhangi birisi çıkarılmaksızın elle yüzeysel olarak yoklama biçiminde bir kontrol yapılabilir. Yoklama ve sıvazlama durdurma sırasında bekçinin kontrol amaçlı yapabileceği işlemlerdendir. Sıvazlama, yoklama işleminin elin kişinin üstünden kaldırılmaksızın sürekli bir şekilde..."
BAŞKAN CELALETTİN GÜVENÇ - Bu, maddede yok.
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Sayın Başkan, müdahale etmeyin, bırakın, istediğimiz gibi konuşalım, rica ediyoruz.
BAŞKAN CELALETTİN GÜVENÇ - Peki, tamam, buyurun konuşun.
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Yani hem anlaşmaları bozun hem başka şeyler söyleyin, hakaret edin, ondan sonra da bizim sözümüzü kesmeye çalışın.
BAŞKAN CELALETTİN GÜVENÇ - Estağfurullah.
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Çok net bir daha söylüyorum: Ben her maddede çıkacağım, konuşacağım yarım saatse yarım saat, bir saatse bir saat.
MUSTAFA YEL (Tekirdağ) - Tüzüğe göre 5 dakika...
BAŞKAN CELALETTİN GÜVENÇ - Hayır, İç Tüzük'ün imkân verdiği ölçüde...
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Sayın Yel, Sayın Başkan bilmiyor mu ne olduğunu? Eğer gerçekten Sayın Başkanın burayı yönetemediğini düşünüyorsanız değiştirin, siz oturun oraya Sayın Yel, iki de bir karışmayın ya. Ayıp bir şey ya, gerçekten ayıp bir şey!
MUSTAFA YEL (Tekirdağ) - Tüzük öyle.
NİHAT YEŞİL (Ankara) - Niye arkadaşım? Üç dakika, beş dakika falan... O zaman hiç getirmeyin bunu, kendiniz konuşun, imza atın, gitsin bu. Niye getiriyorsunuz ki buraya?
BAŞKAN CELALETTİN GÜVENÇ - Nihat Bey, bekliyorum, lütfen. Vakit geçti, yormayalım artık Ali Bey.
NİHAT YEŞİL (Ankara) - Hayır, niye konuşturuyorsunuz ki bizi yani? Yani böyle bir şey olabilir mi arkadaş?
MUSTAFA YEL (Tekirdağ) - Tüzüğe göre konuşuyorum ben.
NİHAT YEŞİL (Ankara) - Sen tüzüğe göre konuşmuyorsun, yukarıdan verilen emre göre konuşuyorsun.
BAŞKAN CELALETTİN GÜVENÇ - Nihat Bey, lütfen...
MUSTAFA YEL (Tekirdağ) - Kim vermiş emri bana?
NİHAT YEŞİL (Ankara) - Ayıp ya! O zaman hiç getirmeyin, yazsın bürokrat arkadaşlar, biz de altına imza atalım, gitsin o zaman.
BAŞKAN CELALETTİN GÜVENÇ - Tamam Nihat Bey, tamam.
Ali Bey, tamamlayalım.
Buyurun.
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - "...sıvazlama ise yoklama işleminin elin kişinin üstünden kaldırılmaksızın sürekli bir şekilde gezdirilmesi suretiyle yerine getirilmesidir." Ya, "Sıvazlayacaksın, elini koyacaksın, hiç kaldırmadan da gezdireceksin." diyor. Bunu yazanlar bundan rahatsız olmuyorlar, bizim bunu eleştirmemizden, buna muhalefet etmemizden rahatsız oluyorlar öyle mi? Bunu yazanların aklı neredeydi?
BAŞKAN CELALETTİN GÜVENÇ - Tamamlayın lütfen.
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Ya, Sayın Başkan, istediğim zaman tamamlarım, sana ne ya!
BAŞKAN CELALETTİN GÜVENÇ - Efendim, İç Tüzük "beş dakika" diyor, bana söyletme, İç Tüzük "beş dakika" diyor!
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Sana ne! Bir dakika ya, kesme sözümü benim Sayın Başkan!
BAŞKAN CELALETTİN GÜVENÇ - Tüzük "en fazla beş dakika" diyor!
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Sayın Başkan, kesme! Sayın Başkan, kesmeyeceksin sözümüzü! Bırakacaksın, konuşacağız! Siz bu noktaya getirdiniz, biz getirmedik!
BAŞKAN CELALETTİN GÜVENÇ - İç Tüzük "en fazla beş dakika" diyor Sayın Öztunç!
MUSTAFA YEL (Tekirdağ) - Ya, oylamaya geçelim, bu nedir ya?
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Bakın, Sayın Yel hâlâ size müdahale ediyor.
BAŞKAN CELALETTİN GÜVENÇ - Devam et sen.
MUSTAFA YEL (Tekirdağ) - Ya, sizi dinlerken hiç kimse müdahale etmeyecek, öyle olmuyor.
BAŞKAN CELALETTİN GÜVENÇ - Mustafa Bey, lütfen...
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Biz kimseye müdahale etmiyoruz Sayın Yel.
MUSTAFA YEL (Tekirdağ) - Yani burası Dingo'nun ahırı değil ki siz sabaha kadar konuşacaksınız, İç Tüzük beş dakikaya kadar müsaade ediyor.
BAŞKAN CELALETTİN GÜVENÇ - Mustafa Bey, rica ediyorum...
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - İşte, sizin üslubunuz bu Sayın Yel! "Dingo'nun ahırı" kelimesini kullanarak üslubunuzu gösteriyorsunuz! Sizin üslubunuz bu işte, sizin üslubunuz bu! Türkiye Büyük Millet Meclisinin İçişleri Komisyonunu Dingo'nun ahırıyla eşleştirmeniz sizin üslubunuzdur!
MUSTAFA YEL (Tekirdağ) - İç Tüzük beş dakikaya kadar konuşma hakkı veriyor, sen neden böyle konuşuyorsun!
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Burası millî iradenin tecelligâhıdır, burası İçişleri Komisyonudur, seçilmiş milletvekilleri var burada!
MUSTAFA YEL (Tekirdağ) - Siz bir kelime konuşturmuyorsunuz, İç Tüzük beş dakika konuşma hakkına izin veriyor!
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Burayı Dingo'nun ahırına benzetemezsiniz, haddinizi bilin! Dingo'nun ahırına benzetemezsiniz burayı!
BAŞKAN CELALETTİN GÜVENÇ - Ali Bey...
MUSTAFA YEL (Tekirdağ) - Ben benzetmiyorum, siz benzetiyorsunuz! Ne biçim konuşuyorsun!
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Sayın Yel, siz burayı Dingo'nun ahırına benzetemezsiniz, haddinizi bileceksiniz!
MUSTAFA YEL (Tekirdağ) - Siz konuşurken sorun yok! Sabahtan beri konuşuyorsunuz, bir kelime ettim mi!
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Bu Komisyonun Başkanı vardır, eğer çok meraklıysanız gidersiniz, başkan olursunuz!
MUSTAFA YEL (Tekirdağ) - İç Tüzük beş dakikaya kadar konuşma hakkı veriyor.
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Beyefendi, burası Türkiye Büyük Millet Meclisi!
BAŞKAN CELALETTİN GÜVENÇ - Arkadaşlar...
MUSTAFA YEL (Tekirdağ) - Başka bir yer olduğunu söylemiyoruz ki.
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Türkiye Büyük Millet Meclisinde İçişleri Komisyonunu Dingo'nun ahırına benzetemezsiniz, haddinizi bileceksiniz!
BAŞKAN CELALETTİN GÜVENÇ - Öyle bir şey olamaz ya, lütfen.
MUSTAFA YEL (Tekirdağ) - Ben benzetmiyorum, siz benzetiyorsunuz! Siz haddinizi bileceksiniz! Ben İç Tüzük'e atıfta bulunuyorum!
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Kes sesini! Ben konuşuyorum burada, sözümü kesme!
MUSTAFA YEL (Tekirdağ) - Sen kes!
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Sözümü kesme benim!
MUSTAFA YEL (Tekirdağ) - Ne biçim konuşuyorsun burada!
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Ben burada konuşurken sözümü kesemezsin! Kimsin sen be!
MUSTAFA YEL (Tekirdağ) - Ne demek be! 5 dakika konuşabilirsin!
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Kimsin sen!
MUSTAFA YEL (Tekirdağ) - Sen kimsin!
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Sen kimsin, sen! Başkan var burada!