ATİLA SERTEL (İzmir) - Öncelikle, yeni dönem hayırlı uğurlu olsun. Sayıştayımız açısından da, bizim açımızdan da, KİT'lerin denetimine ilişkin açık, şeffaf, tartışılır ve sonuçta Türkiye'nin geleceğine ilişkin çok önemli olan kuruluşların düzgün bir biçimde yönetilmesi ilkesi ve bazı kuruluşların kâr etmese de zarar etmemesi açısından da önemli bir dönem olduğunu düşünüyorum.

Benim burada soru sormadan önce kafamda oluşan; geçmiş -5'inci yılı dolduracağım bu yıl itibarıyla KİT Komisyonunda- dönemlerde bize gelen raporların çok ayrıntılı olduğu ve yapılan usulsüzlüklerin, haksızlıkların ve kamu iktisadi teşebbüslerini zarara uğratanların çok açık ve net bir biçimde belirtildiği raporlarla ve Sayıştay raporlarıyla karşılaşıyorduk. Fakat son dönemde gelen raporlarda bu maddi zararların ve yapılan uygulamalardan kaynaklanan maddi hataların biraz azaldığına ve durumun belki düzeldiğine ilişkin yani bu yolsuzlukların ve usulsüzlüklerin yapılmadığına ilişkin bir algı oluşturulmaya çalışıldığını ve bunun da raporlara bu şekliyle yansıdığını görüyorum. İşte burada asıl mesele de şu: Gerçi geçmiş dönemde de böyleydi ama Sayıştay denetim raporunun yani taslak RDK'de görüşülürken bizim mesleğimizde uygulanan sansürün, otosansürden sonra gelen sansürün yani müfettişin uyguladığı içsel sansürün yanı sıra yazı işlerinin uyguladığı bir sansürle sayfaya yansırken eksik ve bilgilerin tam olmadığı noktasında bir durum söz konusu. O nedenle bu şüpheleri giderebilmek için, Sayıştayın da bir denetlenmeye ihtiyacı olduğu algısını ortadan kaldırmak için bu denetim öncesi hazırlanan yani Sayıştay müfettişlerinin hazırladığı raporun denetime takılırken tartışılan ve reddedilen kesimlerinin bize verilmesi gerekiyor. Yani "Rapor Değerlendirme Kurulu ekim ayı sonuna kadar denetim raporlarını görüşerek son şeklini vermekte ve karara bağlamaktadır." diyorsunuz ya, karara bağladığınızda o tutanakları da eğer Komisyon üyelerine verirseniz, en azından niye bunlar reddedildi, niye bunlar yazılmadı diye bizim kafamızda bir açıklık oluşur. Yani, şu dönemde -ki yaşıyoruz bunu, görüyoruz- Türkiye'de bütün kurum ve kuruluşlarda ağır bir baskı dönemi yaşanmaktadır ve Anayasa Mahkemesi dâhil bütün kurumlar bir baskı altında. Adalet ve hukuk açısından yaşanan tablonun Sayıştaya da yansıdığını üzülerek belirtmek istiyorum. Bunun ortadan kaldırılması için de bize bunu yaparsanız, en azından biz neyin ne olduğunu orada çok net bir biçimde görürüz. Yapabilir misiniz bilmiyorum yani buna Sayıştayın Başkanı ve yukarıdakiler izin verir mi bilmiyorum ama verirse biz oradaki tutanakları da ve niye devre dışı kaldığına ilişkin görüşleri de öğrenmiş oluruz ve Türkiye Cumhuriyetinin bize verdiği kanun yetkisiyle kamu iktisadi teşebbüslerini biz KİT Komisyonu olarak çok daha açık ve şeffaf denetleme imkânına kavuşuruz. Eğer bunu yaparsanız bu zan da ortadan kalkar.

Ayrıca, Sayıştay raporlarındaki formatta olumlu olarak yansıyan en son durum çok önemli yani önceki formatta olmayan denetim görüşüne yer verilmesi bence olumlu bir durumdur. Burada da denetim görüşünün çok açık, net, anlaşılır olması ve bu denetimin de bize ışık tutması açısından ayrıntıya girerek vurgulanmasında büyük yarar var diye düşünüyorum çünkü Sayıştay bizim adımıza denetlemeleri yapmaktadır yani Türkiye adına denetlemeleri yapmaktadır, Türkiye Cumhuriyeti adına yapmaktadır, bizimle beraber, Komisyonla beraber buradaki üyelerle birlikte de onların denetlenmesinde bize yol açmaktadır, bu yol açımında da bu görüşün çok açık ve net olması ve herhangi bir sansüre tabi kılınmadan açık, net bir biçimde görüş yazılmasında yarar görmekteyim.

Teşekkür ediyorum.