KOMİSYON KONUŞMASI

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, çok değerli Sayıştay yetkilileri; tekrar bir çalışma dönemine başlıyoruz, hepimize hayırlı olsun.

Elâzığ ve Malatya'da gerçekleşen deprem felaketinde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yaralanan tüm vatandaşlarımıza da acil şifalar diliyorum.

Evet, Sayıştayın raporlarında, rapor sayfalarında ve içerik bilgilerinde gerçekten büyük bir azalma var. Ben bir örnekle göstereceğim. Bu elimde gördüğünüz Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü 2016 yılı Sayıştay Denetim Raporu -kalınlığını da görebiliyorsunuz- bu elimde gördüğünüz de Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü 2018 yılı Sayıştay Denetim Raporu, şöyle göstereyim. 2016 yılındaki raporun bir sayfasında 45 satır, 9 kelime ve toplamı itibarıyla da 540 sayfadan oluşuyor yani 218.700 kelime var. Eti Maden İşletmeleri 2018 yılı raporundaysa yani değiştirilmiş yeni formattaysa, bir sayfada 34 satır, o satırda toplam 12 kelime, rapor itibarıyla da toplam 108 sayfadan oluşuyor, o da 44.064 kelime. Yani arada tam olarak 4,96 kat fark var.

Şimdi, siz, yaptığınız sunumda, açıklamalar bölümünde şöyle ifade ettiniz: "Kamu idaresi hakkında tek başlık altında daha sade ve yeterince bilgi sunulması hedeflenmiştir."

Şimdi, bu "yeterince" kısmı çok göreceli, sizin için yeterli olabilir ama biz bu denetimi gerçekleştirecek milletvekilleri olarak daha fazla bilgiye ihtiyaç duyuyor olabiliriz. Dolayısıyla, bu sadeleştirmeyi kabul etmek açıkçası mümkün değil. Bunu sadeleştirmek demek "filtre etmek" demek. Aslında, bir nevi bir sansürden geçmiş gibi bir anlama geliyor.

Sayıştayın çalışma koşullarının her ne kadar zorlu olduğunu bizler bilsek de özellikle bu dönemde bir denetimi yapmak ve bulguları ortaya koymak büyük bir cesaret gerektirse de hem buna saygı duyuyoruz ama aynı zamanda bu gerçeği de ortaya koymak istiyoruz.

Sayıştay raporlarında adli bulgular yer almıyor. Yani siz kurumdan görüş almak için kuruma yöneldiğinizde, kurum yanıt oluşturana kadar bir konu mahkemeye intikal ettiyse, bu gibi bilgileri Sayıştay raporlarında bulamıyoruz, sürecin içine bu şekilde girmiş olan raporları maalesef bulamıyoruz.

Hem bazı değerlendirmeler yapmak istiyorum hem size bazı sorular yöneltmek istiyorum.

Bir tanesi, bağımsız denetimi yapan şirketlerin isimleri 2018 yılı raporlarında yer almıyor, kurumları bağımsız olarak denetleyen şirketlerin adı yer almıyor.

Bunun haricinde, birçok kurumun Sayıştay tarafından denetlenememesiyle ilgili Sayıştayın bazı tespitleri var.

Bunlardan bir tanesi, yine, Eti Maden İşletmeleri yurt dışı iştirakleriyle ilgili Sayıştayın ifadesiyle okuyorum: "Eti Maden İşletmelerinin yurt dışı şirketleri, kuruluş Teftiş Kurulu tarafından 2001 yılına kadar denetlemeye ve incelemeye tabii tutulmuş olup, bu tarihten sonra şirketlerle ilgili herhangi bir denetim programı yapılmamıştır.

Bununla birlikte, Türkiye Büyük Millet Meclisi Kamu İktisadi Teşebbüsleri Komisyonunun 01/03/2005 tarihli 21'inci Birleşiminde almış olduğu karar çerçevesinde, bu şirketlerin yılına ilişkin bağımsız denetim raporları Sayıştay Başkanlığına gönderilmemiştir."

Yani ETİ Maden İşletmelerinin yurt dışında Finlandiya ve Lüksemburg merkezli 2 firması, altında da 4 ayrı firması daha var. Bunlarla ilgili Lüksemburg ve Finlandiya'da yapılan bağımsız denetimlerin bu denetim raporları Sayıştaya hiçbir şekilde verilmiyor, verilmediği için de Sayıştay bunu denetleyemiyor, denetleyemediği için de büyük bir denetim eksikliği ortaya çıkıyor.

Zira 2017 yılı raporunda ifade edildiği üzere, deniliyor ki: "Bu yurt dışı şirketlerin genel müdürlerine ortalama 13.500 avro tutarında aylık maaş ödemesi yapılmaktadır." Bakın, burada yazıyor.

Şimdi, yurt dışı iştirakleri denetlenemediğinde, bu şirket genel müdürlerinin aldığı kararlar, aldığı maaşlar ve kullandığı haklar -bunlar hep Türkiye Cumhuriyeti devletinin hazinesinden karşılanıyor- bunlar yer almıyor.

Peki, bu denetim raporlarının sayfa sayısı azaldığında, içerik bilgileri azaldığında neyle karşılaşıyoruz? Bir tane örnek vereyim. Bu biraz önce size okuduğum bilgi, bir şirket genel müdürünün 13.500 avroluk ortalama aylık maaş tutarı bilgisi, her ne hikmetse 2018 yılı raporunda aynı bölümde yok, sadece o cümle yok. Yani yurt dışı iştiraklerinin yönetim kurullarının yönetim kurulu başkanlarının maaşı yazıyor, denetmenlerinin maaşı yazıyor, yönetim kurulu üyelerinin maaşı yazıyor ama bu cümle cımbızla çekilmiş ve 2018 yılı Sayıştay denetim raporundan çıkarılmış. Benim de aklıma şöyle bir soru geldi: Acaba daha önceki yılların raporunu hazırlayan Sayıştay denetçisinin başka bir yere tayini mi çıktı? Bunu sormak istiyorum.

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Evet, sorun.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Soru olarak soruyorum: Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü 2018 yılı raporunda yurt dışı şirketlerinin genel müdürlerinin maaşı neden yazmamaktadır? 2017 yılında yazdığı halde neden bu cümle çıkarılmıştır? Çıkarılma gerekçesini sormak istiyorum.

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Yavuzyılmaz, bakın, burada Eti Madeni görüşmüyoruz. Aynı konuşmaları biliyorsunuz...

BAYRAM YILMAZKAYA (Gaziantep) - Formata ilişkin bir değişiklik...

ATİLLA SERTEL (İzmir) - Sayın Başkan, Sayıştayla ilgili, formata ilişkin, örnek de veriyor yani...

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Tamam, örnek de veriyor ama Genel Kurulda da uzun uzun konuştunuz, uzun uzun konuşmanıza... Lütfen, sorunuzu...

ATİLLA SERTEL (İzmir) - Sayın Başkan, bunlara tahammül edin, bunlar önemli konular.

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Bakın, Sayın Sertel, önemli olmasaydı konuyu buraya taşımazdım, sizi...

ATİLLA SERTEL (İzmir) - Sayın Başkan, o zaman, burada daha konunun başında, işin başında sansür uygulamayın.

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Bakın Sayın Sertel, konunun önemi konusunda hatırlatma yapmanıza gerek yok.

ATİLLA SERTEL (İzmir) - Neyi söyleyip söylemeyeceğimizi sormayacaksınız. Siz belirleyemezsiniz, olmaz öyle şey.

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Ama bakın, biz burada her şeyi şeffaf ve açık bir şekilde...

ATİLLA SERTEL (İzmir) - Sayın Başkan, ben dört beş yıldır burada Komisyondayım ve geçen dönem çok güzel bir dönem geçirdik, bu dönem tartışmalı geçsin istemiyoruz. Lütfen, sabırlı olun, arkadaşımız konuşsun.

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Ama bakın, Sayın Sertel, biz sabırlıyız. Siz diyorsunuz ki "Açık ve şeffaf..."

ATİLLA SERTEL (İzmir) - Ama yani bazen rahatsız oluyorsunuz.

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Hayır, rahatsız olmuyoruz.

ATİLLA SERTEL (İzmir) - Rakamlar söylenince rahatsız oluyorsunuz...

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Hayır, rahatsız olmuyoruz. Bakın, rahatsız olmuyoruz. Sizin yazınız üzerine, açık ve şeffaf bir şekilde...

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Sayın Başkan...

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Bir saniye, ben konuşuyorum Sayın Yavuzyılmaz.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Siz beni kestiniz.

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Bir dakika...

Başkan olarak kesebilirim canım, Allah Allah!

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Buyurun, tamam.

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Öyle bir hakkım var, öyle de bir hakkım olsun artık, lütfen...

ATİLLA SERTEL (İzmir) - Konuşmacının insicamını bozmak gibi bir hakkınız yok.

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Bakın, bakın böyle bir...

Sayın Sertel...

ATİLLA SERTEL (İzmir) - Bakın, konuşmasını yapsın, sonuçta söyleyin ne söyleyecekseniz Sayın Başkan.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Rapordan çıkmış ve Sayıştayla görüşüyoruz. Niye söylemiyorum?

ATİLLA SERTEL (İzmir) - Sayın Başkan, herkese baskı yaptınız ülkede, bize de mi yapıyorsunuz?

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Ya, ne baskı yapıyoruz? Lütfen ya!

MUSTAFA ESGİN (Bursa) - Şu anda siz baskı yapıyorsunuz. Deniz Bey kendini savunabilir.

ATİLLA SERTEL (İzmir) - Ayıp yani böyle bir şey olmaz, böyle bir tablo olmaz! Biz milletin oyuyla geldik buraya. Öyle şey olur mu Sayın Başkan?

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Ama bakın, Sayın Sertel, ben Yavuzyılmaz'la...

ATİLLA SERTEL (İzmir) - Böyle bir şey olur mu Sayın Başkan ya? Bütün kurumların içini boşalttınız, her yeri dağıttınız. Olur mu öyle şey?

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Lütfen, lütfen...

Buyurun Sayın Yavuzyılmaz.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Şimdi, bir diğer örnekten hareketle söylüyorum çünkü Sayıştayla ilgili, zaten toplantı yapmamızın amacı bu. Dolayısıyla, bu kısımları ifade etmek gerekiyor.

PTT'yle ilgili yine Sayıştayın şöyle bir tespiti var. Bu, denetimi ilgilendiren bir tespit yani denetimle ilgili sıkıntı olduğunu ifade eden bir tespit. 2018 yılı Sayıştay raporunda diyor ki: "PTT AŞ Yönetim Kurulunun 30/11/2018 tarih ve 292 sayılı Kararı'yla söz konusu prosedürle aldığı kararla, PTT AŞ'nin bağlı şirketlerinde denetim yapılması olanağı ortadan kaldırılmıştır." Bakın, bu bağlı şirketlerle ilgili, bir de bağlı ortaklıklarla ilgili bir tespiti var, orada da diyor ki: "PTT AŞ'nin denetim yetkisinin olduğu bağlı ortaklıklarında denetim, inceleme ve soruşturma yetkisinin mevzuatla düzenlenmesi önerilmektedir." Zaten bulgunun başında da mevzuatla düzenlenmemiş olmamasına atıf yapıyor.

Dolayısıyla, burada, hem bağlı ortaklıklar, bağlı...

SAYIŞTAY BÖLÜM BAŞKANI ONUR DERİCİ - Pardon, bu, PTT'nin kendi teftişinin söylediği bir şey, bizimle ilgisi yok yani kendi ifadeleri o.

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Başkanım, tamamlasın ondan sonra sizi dinleyelim.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Evet, evet.

Hayır, ben, sizin denetiminiz, sorduğunuz sorular, aldığınız yanıtlar ve oluşturduğunuz önerilerle kurulu olduğu için, Sayıştayın ana amacının uygulanmasına engel olan kısımlar olarak değerlendiriyoruz. Siz, Sayıştay olarak PTT AŞ'den yaptığı iç denetime ilişkin raporları istemiyor musunuz? İstiyorsunuz ama gelmiyor size. Niye? Çünkü yapamıyor. Bunu da ortaya koyuyorsunuz ben de sizin yapmaya çalıştığınız görevin daha bu aşamada sakatlandığını söylüyorum bir tespit olarak.

Şimdi, bu örneği de verdikten sonra, sizin sunumunuzun içinde ifade ettiğiniz "SayCap Denetim Yönetim Programı üzerinden her aşamada kalite kontrol süreçlerinden geçirilerek uluslararası denetim standartlarına göre hazırlanmaya çalışılmış." Yani "Uluslararası denetim standartlarına hazırlanmaya çalışmak" diye bir kavram, böyle muğlak bir kavram denetim standartlarının içinde yok. Uluslararası denetim standartlarına bir rapor ya uygun olur veya uygun olmaz.

Soru olarak soruyorum. Yeni formatta denetim görüşü "olumlu", "şartlı", "olumsuz" ve "görüş bildirmekten kaçınma" ifadelerine yer verilmiş. Sorum şu: 2018 yılı raporlarında kaç adet olumlu, kaç adet şartlı, kaç adet olumsuz ve kaç adet görüş bildirmekten kaçınma konularında bulgu ortaya koydunuz? Bunun rakamlarını sizden isteyeceğim.

Yine, yurt dışında kurulan şirketler var. EÜAŞ'ın var; EÜAŞ International var, BOTAŞ International var, bu Jersey Adası'nda kurulan BOTAŞ International'ın şirketi var, bunları denetleyebiliyor musunuz? Soru olarak soruyorum. Aldığı kararları denetleyebiliyor musunuz? Yönetim kurullarını denetleyebiliyor musunuz? Bunları denetleyen bağımsız denetim şirketleri var mı? Varsa size bunların raporları aktarılıyor mu? Bunları sormak istiyorum.

Aynı zamanda KİT kuruluşları birçok ortak firma kuruyorlar zaman zaman. Mesela TEMSAN'da Nice Mühendislik Enerji firması ortak bir firma kuruyor. Süreç şöyle işliyor: Önce TEMSAN EÜAŞ'ın ihalesine giriyor, bir KİT olduğu için ayrıcalıklı bir şekilde ihaleyi alıyor, daha sonra bu ihaleyi bir başka firmaya ya direkt ihalesiz veriyor veya bir firmayla ortaklık kuruyor. Nice Mühendislik Enerjiyle bir ortaklık kurmuş. Ortaklık oranı şu: TEMSAN'ın yüzde 40, bu diğer özel şirketin yüzde 60. Şimdi, bu ortaklığı denetleyebiliyor musunuz? Size sormak istediğim şey bu.

SAYIŞTAY GRUP BAŞKANI HAYDAR GEZMİŞ - Denetleyemiyoruz.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Denetleyemiyorsunuz.

Bakın, bu yüzde 60 sahibi olan Nice Mühendislik Enerji firmasının sahibi olan İzzet Alagöz şu anda EÜAŞ'a da Genel Müdür olarak atanmış vaziyette, maalesef, böyle de bir süreç var.

Dolayısıyla, yine bir soru olarak sormak istiyorum. Bazı KİT kuruluşlarının raporları üzerinde "Gizli" ibareleri var.

SAYIŞTAY GRUP BAŞKANI HAYDAR GEZMİŞ - Bankacılık yani.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Evet, bankacılıkta var; İller Bankasında var, Halk Bankasında, Ziraat Bankasında var. Bu "Gizli" ifadesinin tam anlamı ve KİT Komisyonundaki milletvekillerini de ilgilendirdiği boyuttaki ölçüsü nedir? Burada, açıklanamayacak bulgular açıklanmamalı mıdır? Kamuoyuna açık mı değil mi, konuşulabilir mi? Hangi ölçüde gizlilik ifade ediyor? Bunları sizden açıklamanızı istiyorum.

Aynı zamanda bu rapor formatları arasındaki farkları belirtmişsiniz yani 2016 yılı ve önceki raporlar ile 2017 ve 2018 yıllarına ait raporlar arasındaki farklar. Tabii, burada ciddi eksikler var. Bir kere daha önceki rapor formatlarınızı kalkınma planları ve yıllık programlara uyumluluğunu da denetleyecek şekilde hazırlıyordunuz, şu anda Türkiye'de ciddi bir kalkınma planı sorunu var, hatta On Birinci Kalkınma Planı 2019 yılında yedi ay geç açıklandı.

Dolayısıyla, bir örnek vermek gerekirse, yine TTK'nin Sayıştay raporunda diyor ki: "Gelecek on yılda kaç tane işçi çalıştıracağını kurum öngörememektedir." Ve stratejik planla, kalkınma planlarıyla bu işçi sayısının, norm kadronun netleştirilmesi gerektiği hususu yer alıyor.

Dolayısıyla, norm kadroyu 14 bin olarak ifade edip, mevcut çalışan işçi sayısını da 7.924 olarak ifade ettiğiniz yerde ve aynı zamanda da kömür galerilerinin ayaklarının içindeki kömürün çıkarılmaya hazır hâle getirildiğini ve yüzde 100 üretim yapılabileceği hâlde bu eksik çalışan işçi nedeniyle, işçi sayısı az olduğu için yüzde 65'inin yapılamadığını, burada açıkta kalan kömürün havayla temas ederek oksidasyona ve yangınlara yol açtığını ve tabiri caizse bunun bir felakete yol açabileceğini raporunuzda ifade ettiğiniz hâlde, kurumun stratejik plan doğrultusunda norm kadro çalışmasının yapılmaması nedeniyle sizin denetiminiz yine bir yerde sakatlanmış oluyor. Dolayısıyla, bu kısım da rapordan çıkmış, bu kritik kısmın raporda olması gerektiğini düşünüyorum, bu konudaki düşüncenizi de size soruyorum. Bunun neden çıkarıldığını sormak istiyorum. Kalkınma planı ve yıllık programlarla olan yaptığınız bulgu ve denetlemenin özünün bir değerlendirme...

Daha önce yaptığımız KİT Komisyonu toplantılarında, özellikle Sayıştayın toplantı düzeninde aldığı konum ve oturma düzeni sağ arka köşe şeklinde. Oysaki denetim raporunun esasını teşkil eden bu bulguları ortaya çıkaran Sayıştayın asli bir şekilde ya toplantı masasında bizzat bulunması gerekiyor veya bu toplantıya daha fazla katılım sağlayabileceği bir pozisyonda oturması gerekiyor.

Eğer, biz, Türkiye Büyük Millet Meclisinde görev alan milletvekilleri olarak toplantı odasının yetersizliğinden bahsederek bu gerekçeyi kabul edersek, Türkiye Cumhuriyeti'nde yaşayan vatandaşlarımız ne yapsın? Onlar bin bir türlü eksiklerine ve sıkıntılarına yaşamlarını idame ettirmeye çalışıyorlar. Bir an önce çalışma verimliğinin artırılması için gerekiyorsa daha büyük bir toplantı odasına geçmemiz, Sayıştayın da hak ettiği şekilde hak ettiği yerde oturmasını istiyoruz.

Tekrar, ben, yeni çalışma dönemimizin hayırlı olmasını temenni ediyorum. Sayıştayın cesaretle ve liyakatle çalışmasını özellikle diliyor, "Sayıştay raporunun sadeleştirilmesi" adı altında sansürlenmesini de reddettiğimizi tekrar ifade etmek istiyorum.

Teşekkür ediyorum.