KOMİSYON KONUŞMASI

MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Teşekkür ediyorum.

Aslında, çok iyi oldu, söz alayım demiştim ama en son, kurum değerlendirmeye başlamıştı, Atila Beylerin devreye girmesi bana da söz hakkı doğurdu, ondan dolayı teşekkür ediyorum.

BEDRİ YAŞAR (Samsun) - O kadar zor mu söz almak Sayın Karakaya?

MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Söz almak o kadar zor değil ama dinliyoruz. Dinlemek de önemli bir fazilet diye düşünüyorum, bugün onu yapmaya karar vermiştim. Dolayısıyla, bugün, bu toplantı bir bilgilendirme toplantısıydı, mümkün olduğu kadar bu konuda kurumun vereceği bilgilere dikkat kesildim.

Ben, öncelikle şunu söylüyorum: Teşekkür ediyorum.

Hakikaten yeni bir raporlama dönemi hem de denetimle ilgili bazı konularda ekstra bilgiler verilmiş olmasının ben faydalı olduğunu düşünüyorum. Şimdi, tabii, aslında, burada gündeme getirilen bazı konular, tartışmalar, daha fazla bilgi isteme, elbette haklı bir talep olarak düşünülmeli. Burada milletvekilleri sonuçta milleti temsil eden insanlar ama bu konular da öyle rastgele yapılabilecek konular değil. Ben bunu defaten söyledim, otuz yıl da bu işlerin akademik tarafında uğraşan, uygulamasında olan, KİT Genel Müdürlüğü yapmış, daha sonra da burada KİT Komisyonunda denetimde bulunan biri olarak ve samimiyetle ifade etmek istiyorum: Denetim konusu teknik bir konu yani zaten bana göre, sana göre bir denetim olsaydı, uluslararası bu kadar standart olmazdı. Daha bitmedi bunlar, her gün, bugün, dünyanın birçok yerinde, gelişmiş birçok ülkede, bu denetim standartları, ilkeleri, prensipleri tartışılıyor. Yeni yeni denetim ilkeleri getiriliyor, üç ay, altı ay sonra onlar revize ediliyor. Dolayısıyla bu konularda sağlanmış bir konsensüs söz konusu değil.

KİT eski Genel Müdürü olarak şunu biliyorum, yaşadım, bugün de aynı olduğunu düşünüyorum, değiştiyse lütfen beni düzeltin: Gruplar, KİT'lerde duruyorlar, orada kendilerine verilen odalarda faaliyetlerini devam ettiriyorlar. Yani 7/24 kurum açık olduğu sürece, hatta Pazar günü bile gelirler, o kurumda yani orayı izleyen göz gibiler, her şeyi izlerler hatta bunu da o kadar profesyonelce yaparlar ki bazı konularda da olaya karışmadan Genel Müdürü ve yönetimleri de uyarırlar çaktırmadan. Yani sürekli gözetim altındalar ve raporlar haftalıtır, yapılan her yönetim kurulu kararları kendilerine ulaşır ve buna göre denetimlerini yaparlar.

Ben özellikle bunu birkaç toplantı öncesinde de söylemiştim, geçen dönem diyeyim daha doğrusu, özellikle uluslararası denetim raporlarına geçilmesi ya da o formatların kullanılması, uluslararası denetim harmonizasyonu açısından oraya uyumlaşma açısından son derece önemli diye düşünüyorum.

Şimdi, tabii ki bizim KİT'lerin hesapları, kitapları buralara geldi ve biz onlar üzerinde, denetimleri üzerinde, raporlar üzerinde görüşler belirttik, incelemelerde bulunduk, belli analizlerde bulunduk ama ben şunu söyleyeyim ki: Bir defa, KİT'ler uluslararası denetim standartlarına uygun işlemlerini yapmıyorlar, uluslararası finansal raporlara, UFRS'lere uygun yapmıyorlar. Ben, burada, her seferinde örneğin çalışan işçilerin kıdem tazminatları karşılıklarının mali tablolarda yer almadığını, mali tabloların bunlara göre çıkan sonuçlarının gerçeği yansıtmayacağını, tabi ki oradaki tazminatın yüküne bağlı olarak ve bunların yapılması gerektiğini... Aslında Sayıştay da bu konuda uğraşıyor ama sonuç itibarıyla vergiye dayalı bir raporlama sistemi Türkiye'nin genelinde olan şeyler. Bunlar belki zaman içerisinde düzelecek, gelecek. "Rapor, uluslararası denetim standartlarına uygundur." diye, var mı bir babayiğit Sayıştay'dan -Türkiye'deki tüm KİT'leri de biliyorum- bir raporla oraya görüş bildirmeye? Elbette o zaman bir geçiş şeyinde diyecek ki: Uyumlu olmaya çalışılmaktadır. E, doğru yani bir rapor ya uyumludur ya değildir ama bunu da biraz bilmek lazım Türkiye'deki şartları, standartları vesaireyi.

Şimdi, biz, burada daha çok istismar konularında rahatsız oluyoruz. Denetim konusu bir standart, denetim konusu teknik bir konu. Dolayısıyla bunun usulüne uygun olarak makul güvencedir denetimin esası, mutlak güvence yoktur, bunun maliyeti oldukça yüksektir. Yani bunun maliyeti fayda-maliyet analizi açısında bakıldığında kimsenin kabul edebileceği bir şey değil. Ona rağmen bizim KİT'ler sürekli bir denetime tabidir. Evet, düzenlilik denetimi yapıyor Sayıştay ama KİT'ler gerçekten sürekli bir denetime tabii olan kurumlardır. Buradaki mesele, biz Sayıştay'a güveniyor muyuz güvenmiyor muyuz? Ben bu tüm dinlediklerimden sonra bizim o zaman şöyle bir şey yapmamız lazım diye düşünüyorum: Her KİT'e bir milletvekili atayalım, 2 atayalım, 2 kişi olmayabilir anlaşırlar, 3 olsun denecek. O partiden mi olacak, bu partiden mi olacak? Yani bir defa her şeyden önce olumlu yaklaşmamız lazım. Elbette buralarda kullanılan kamu kaynaklarının israf edilmemesi, doğru kullanılması, çarçur edilmemesi konusunda hassas olmamız kadar doğal bir şey yok; bunu çok rahatlıkla sorabiliyoruz, denetleyebiliyoruz. Bilgi gelmiyorsa, gecikiyorsa onun da üzerinde duralım ama işin denetim tarafında denetimdeki... Biraz önce söylediniz "'Peer Review' alınıyor." dediniz. Yani akranları, meslektaşları o seviyedeki bir insanda oturuyor. "Çalışma kâğıtları." dediniz, çalışma kâğıtları çok teknik bir alandır, çalışma kâğıtları ispat vesikalarının en önemlilerinden birisidir. Dolayısıyla bunlar teknik esas ve usullere göre yapılıyor ve bir kurula geliyor. Bu noktada o kurulda elbette bazı şeylere filtreleme yapılacak yani bir kurumun denetim raporları klasörler dolusudur. Biz oradan bakarız, eğer rahatsız olduğumuz belli noktalar varsa oralardan deşerek bunun arka planında neler olup olmadığına belki gidebiliriz.

Dolayısıyla istekler, talepler makul ama istek, talep şeklini doğrusu teknik anlamda ben kendi görüşümü, kendi görüşümü değil de daha doğrusu işin bilimsel teknik yönünü ortaya koyma ihtiyacı duydum. Onun için başlangıçta herhangi bir ihtiyaç duymamıştım sayın vekilim. Dolayısıyla güzel bilgiler aktarıldı, onu teknik bilgilerle birleştirdim. Sonradan böyle bir ihtiyaç duyulduğu için dedim. Değilse, söz almak zor değil. Bir de burada, çok özür dilerim, KİT Komisyonu sözcüsüyüm, onun için bir söz alma gibi, orada bir zorlanma gibi bir şey söz konusu değil.

Ben hakikaten yeni formatında uygun olduğunu ama oradaki -daha önce de bunu belirttim- bu konu yeni bir konu değil elbette ama mali tablolarla ilgili kısım raporda belki biraz daha genişletilebilirse önemlidir çünkü siz buradaki temel bu raporun formatını "ISSAI 100" denilen standarda oturtuyorsunuz. Bu standart, biliyorsunuz, kamu kurumlarının denetimleriyle alakalı bir standart özel kurumlar belki çok daha sade, yüzeysel olabiliyor, mali tablolar bunun için yeterli oluyor. Kamu kurumlarına zaten özel bir önem atfediyor oradaki standart. O anlamda, ben mali tablolarla ilgili kısmı biraz daha genişletme yönünde bir davranışın hem standartlar açısından hem de bizim buradaki bilgilendirilmemiz açımızdan çok daha faydalı olacağını düşünüyorum.

Çok teşekkür ediyorum tekrar bu bilgilendirme ve böyle bir tartışma ortamı oluşturulması dolayısıyla hem kurumumuza hem de size Sayın Başkan.