| Komisyon Adı | : | İÇİŞLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Çarşı ve Mahalle Bekçileri Kanunu Teklifi (2/2555) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 29 .01.2020 |
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Erkan Bey'in bitirdiği yerden tamamlayayım isterseniz. Yani şunu söylemek istiyor Erkan Bey: Bekçi arkadaşlarımız mesai saatleri dışında silahlarını karakola bıraksınlar, mesaiye gelince silahını oradan alsın çünkü husumeti olur, başka bir şey olur düşüncesi var. Bu düşünülebilir. Bilmiyorum, Genel Müdürlük ne der bu işe. Yani Emniyetin ve Jandarmanın görüşünü almak gerekir. Eğer olabilirse aslında mantıklı bir şey.
ÜMİT YILMAZ (Düzce) - Husumeti olan... Daha kötüsü, onu aldığınız zaman elini ayağı bağlı bırakıyorsunuz. Hiç olmazsa caydırıcılığı olabilir.
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Yaşanmış bir olay var ama Ümit Bey.
ÜMİT YILMAZ (Düzce) - Tersi de olabilir.
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Yani neyse, bu değerlendirilebilir.
Şimdi, tabii, asıl sorun şu: Bekçilik mi getirilmek isteniyor yeniden, geçmişte bildiğimiz bekçilik meselesi mi; yoksa gerçekten yeni bir kolluk mu kuruluyor? Bu tartışma sürekli konuşuluyor çünkü kargaşa var burada. Eğer bekçiyse, mahalle bekçisi ise bu kadar yetkiye gerçekten gerek yok. Bekçinin görevleri belli ama "Hayır, biz 'bekçilik' adı altında bir polis örgütü kuruyoruz." mu deniliyor? Bunu bir kez daha konuşmak, değerlendirmek gerekir diye düşünüyorum.
Bakın, az önce Mahmut Tanal söyledi, Sayın Bakan da yanıtladı onu. Polislerin, işte, polislik dışında görevlendirilmesi. Daha önce bu Komisyonda ben söylemiştim, Genel Kurulda da söylemiştim; bazı polis arkadaşlarımız doğuda, güneydoğuda terörle mücadele ederken, ciddi emekler sarf ederken bazıları da polisevinde, kreşte, sosyal tesiste görev yapıyorlar. Bunlar polis olmasın, bunları biz sivil memurdan gerçekleştirelim, sivil memur yapsın bu işi. Neyi? Ankara Polisevi'nde resepsiyonu; ne bileyim, başka bir şeyi, kreşi. Ve hak verilmişti, Bakan Yardımcımız Sayın Ersoy da "Evet, doğru, bu konuda bir düzenleme yapacağız, bir çalışma yapacağız." demişti. Yani polislere nasıl ki meslekleri dışında görev yaptırılıyorsa bekçilerde de bu olacak gibi duruyor, böyle yaşanacak gibi, bu sorunu yaşayacağız gibi duruyoruz.
İkincisi: Sayın Dülger'in bahsettiği bu sıvazlama işinde "Evet, doğru, haklı bir eleştiri ve biz bu konuda gerekli adımı attık." dediniz, teşekkürler. Başka haklı eleştirilerimiz de var, keşke o konuları da değerlendirseniz. Mesela, bu elle yoklama işi... Yani bekçinin görevi elle yoklama olmamalı arkadaşlar. Bunu anlatmaya çalışıyoruz. Bekçi, Sayın Bakanımız örnek verdi işte "Kadın, kırmızı montlu, elinde silahlı birisi diyor." dedi. "Ne yapacak bekçi? Nasıl yoklayacak?" dedi. Hatta Sayın Dülger de "Ayağıyla mı yoklayacak?" dedi böyle bir şaka yaparak. Bekçi, polisi arayacak orada, polise bilgi verecek. Yoksa bekçi, polis demektir yani eğer bekçi orada kolluk kuvvetine, polise, Jandarmaya haber vermezse, polis gibi davranırsa o zaman bu bekçi değil, polistir arkadaşlar. Bunun adını iyi koymak gerekir diye düşünüyorum ben.
İÇİŞLERİ BAKAN YARDIMCISI MUHTEREM İNCE - O sırada silahı çekip vursa...
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Yahu, kendisini tabii ki koruyacak. "Silahı olmasın." demiyorum ben, tabii ki kendisini koruyacak. Ama çıkıp da orada "Gel bakalım, seni bir arayayım." bilmem ne... Yani mesele, çok fazla yetkinin verilmesi bekçiye. Bu hata olacak, göreceksiniz; bir süre sonra, belki sizler, belki bir başka iktidar, belki başka bakanlar geldiği zaman "Ya, bu biraz fazla olmuş, biz bunu değiştirelim." denebilir. O yüzden, şimdiden daha doğru yapmak gerekir diye düşünüyorum.
Tekrar teşekkür ediyorum Sayın Başkan.