SERMET ATAY (Gaziantep) - Evet zor bir süreç, iki günü geçirdik. Emeği geçen tüm milletvekili arkadaşlarımıza teşekkür ediyoruz; bu kanunu hazırlayan Hilmi Bey'e ve diğer milletvekili arkadaşlara da teşekkür ediyoruz.

Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçildikten sonra kolluk güçlerimiz, özellikle Jandarma ve Sahil Güvenlik Komutanlığı da İçişleri Bakanlığına bağlanmak suretiyle kolluk sayımız 3'e çıktı. Ülkemizin içinde bulunduğu terör, uyuşturucu vesair suçlar anlamında mücadele etmek kapsamında görevlendirilecek, şehirlerimizin asayişini, güvenliğini sağlayabilecek bekçilerimizin Emniyet teşkilatımıza ve Jandarma teşkilatımıza güç katacağı inancındayız. Biz diğer arkadaşlar gibi onlara şüpheli bakmıyoruz. 21 bin bekçimizin görev almasıyla 2017 yılı ve 2019 yılı arasında meydana gelen asayiş olaylarında gözle görülür bir azalma olduğunu istatistiklerle görüyoruz. Alınacak 8 bin bekçiyle de geceleri halkımızın, özellikle büyükşehirlerde gece meydana gelen asayiş olayları, hırsızlık olayları, kapkaç olayları veya fuhuş veya uyuşturucu olaylarında bekçilerimizin etkin bir görev alabileceği inancındayız. Bunların yetiştirilmesi, bunların göreve kazandırılması, dağıtımı gibi esasları düzenleyen bu kanun teklifi aslında bir gerekliliktir. Çünkü 1966 yılında yürürlüğe konulan 772 sayılı Kanun yavaş yavaş kapsam dışı kalmış çünkü bu kanunda İl Özel İdaresinden vesair şu anda ortada olmayan birtakım kurumlardan bahsediliyor. Bu anlamda bu Çarşı ve Mahalle Bekçileri Kanun Teklifi bir gereklilikti. Bu gereklilik yerine getirildi. Bazı arkadaşlarımız yoğun bir şekilde bekçilerin hangi kanunlara dayanarak adli işlemleri yapacağını söyledi. Birçoğumuz hukukçu, biliyoruz. Bekçimiz, diğer kolluk güçlerimiz gibi yani jandarmamız ve polisimiz gibi, öncelikle Anayasa'mıza bağlıdır. Anayasa'dan sonra amir olan hüküm Ceza Mahkemeleri Usulü Kanunu, Polis Vazife ve Salâhiyet Kanunu. Özellikle iki günden beri yoğun bir şekilde tartışıyoruz. Aslında mevzu uzamasın diye söylemedim, bu Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliği, tartıştığımız birçok konuya açıklık getiriyor. Burada aramanın nasıl yapılacağı, hangi şartlarda yapılacağı açıkça ve ayrıntılı bir şekilde dile getiriliyor. Yine aynı şekilde Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliği'nin dışında Polis Vazife ve Salâhiyet Kanunu'nun 16'ncı maddesi silah kullanmanın şartlarını açık bir şekilde ortaya koyuyor. Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliği, yakalamanın ne şekilde yapılacağını açık ve net bir şekilde ortaya koyuyor. Kaldı ki yapılan bütün işlemlerin hepsi yasal denetime tabidir, yargı denetimine tabidir. Yani burada ön yargılı bir şekilde üst araması yapılırken kolluk güçlerinin bunu suistimal edeceğini düşünmek veya silah kullanma yetkisini suistimal edeceğini düşünerek yola çıkarsak güvenlik anlamında hiçbir tedbir alamayız.

Biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu kanun teklifini destekliyoruz. Emeği geçenlere teşekkür ediyoruz. Yeni bekçilerimize de görevlerinde başarılar diliyoruz.

Hepinize teşekkür ediyorum.