| Komisyon Adı | : | (10 / 1058, 1071, 1108, 1220, 1288, 1369, 1464, 1559, 1560) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 29 .01.2020 |
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Rabia Naz olayıyla ilgili değil ama esas olarak burası aynı zamanda bütün çocuk istismarına da genel olarak baktığı için... Ben yanlış anlamadıysam bakanlıklar arası -Adalet, Aile, Sağlık- bilgi paylaşılabilecek bir veri platformundan mı söz ettiniz? Böyle bir platform var mı? Yani, bu veri mağdurların verisi mi; yoksa faillerin, mesela bugüne kadar fail olmuş olanların verisini kapsıyor mu?
ÇOCUK HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRÜ DR. SELAHATTİN GÜVEN - Aslında, Sayın Vekilim, ÇİM'de biz, Adalet Bakanlığı, aynı zamanda Sağlık Bakanlığı, hepimiz -yani Sağlık Bakanlığı bünyesinde oluşturulmuş bir yapı ama- buraya getirilen bütün çocuklar için -aynı zamanda bizim personelimiz de orada çalıştığı için- sürece bütün boyutlarıyla vâkıfız; bir istismar vakası ÇİM'e gelmişse biz bunların hepsine o personelimiz aracılığıyla vâkıfız. Zaten eğer bir şekilde bu çocuğun aileye dönmesi mümkün değilse bizim kuruluşumuzda kalıyor; yani, oraya, ÇİM'e gelen çocukları, ÇİM bize yönlendirmiş oluyor. Biz, şimdi, mevcut Adalet Bakanlığı verilerine baktığımız zaman, daha çok mağdur odaklı veri toplandığını görüyoruz. Biz Adli İstatistikten zaten -sağ olsunlar- istediğimiz bütün verileri alıyoruz yani bu anlamda sıkıntı yaşamıyoruz ama mağdurun... Çünkü sonuçta sistem suç odaklı bir takip yapıyor işlenen suçları takip ettiği için ama biz... Mağdurlarla ilgili mesela diyelim ki şu an Türkiye'de... Adalet Bakanlığımız bunu bir konuşmada ifade etmişti; öyle hatırlıyorum yani, yanlış ifade edersem düzeltilirse bu... Normalde şu an istatistiklerde diyelim ki 16 bin çocuğun istismara uğradığı gözüküyor ama o, 16 bin suç demek. İstismara uğrayan çocuk sayısı 8 bin olarak ifade edilmişti ama bunun mesela yıllara sari şeyini...
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Ben hiç sayılarla ilgilenmiyorum, aman diyeyim. "Şimdi o kaldırılıyor; yok, işte, çok fazla abartılıyormuş, şuymuş buymuş..."
ÇOCUK HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRÜ DR. SELAHATTİN GÜVEN - Yok, o anlamda söylemiyorum ama...
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - "O yüzden zaten Adalet Bakanlığındaki verileri göremiyoruz şimdi." falan, bunlar saçma, bunlarla hiç ilgilenmiyorum; ben başka bir şey soruyorum. Yani, travmayı gidermek önemli bir şey tabii ki sonrasında ama asıl önemli olan önlemek yani gerçekten bir çocuğun istismara uğramasını önlemek. Bunun için de bu bakanlıklar arası mesela bir veri dolaşım sisteminiz var mı ya da sadece mağdurlarla değil, aslında faillerle ilgili bir dolaşım sisteminiz var mı? Çünkü bunun neden önemi var? Bir yerde fail olan... Özellikle mesela yurtlarda, daha kapalı yerlerde, çocukların toplu olduğu yerlerde istismara daha açık oluyorlar; buralarda çalışan personel nasıl bir şeyden geçiyor? Mesela daha öncesinde rastladık biz buna yani Ensar Vakfında istismar eden adamın daha önce başka yerlerde de istismar ettiğini gördük ama böyle bir veri tabanı olsaydı belki o adam orada çalışma şansı bulamayacaktı; başka olaylar için de geçerli bu, bunu özellikle önemsiyorum ben ve burada gerçekten o bilgi tabanını ve bilgi güvenliğini de tabii çünkü aynı zamanda insanların kendi kişisel güvenlikleri de, bilgilerinin güvenlikleri de önemli. Ama bir yerde özellikle çocuklarla temas eden, her yerde olan insanların gerçekten önceden incelenmesi ve kayıtlarının elimizde bulunması önem taşıyor diye düşünüyorum.
Bir de, bu Avrupa Konseyi Lanzarote Sözleşmesi'nin de hep perspektifi bu yönde: Öğretmenler, doktorlar, sağlık personelleri, sosyal hizmet uzmanları tarafından çocuklar izlenmeli yani bu bir devamlılık arz etmeli aynı zamanda; işte, önleme için gerekli olan şey bu. Yani, siz "Sosyal hizmet uzmanlarına eğitim veriyoruz." dediniz; hani, bunun nasıl bir eğitim olduğunu da belki şu anda kapsamlı tartışamayız tabii ki, mümkün değil ama bir de "Diyanete veriyoruz." dediniz. Bunun dışında, mesela öğretmenler ilişki kuruyor. Millî Eğitimin böyle bir şeyi var mı, biliyor musunuz? Sağlık personeli böyle bir eğitimden geçiyor mu? Verdiğiniz eğitim nasıl bir eğitimse bilemiyorum ama yani, bunlar çocuklarla sürekli iletişim hâlinde olanlar; öyle uyanık olmamalılar ki bir çocuğu gördükleri anda "Gerçekten istismara uğramış mı, uğramamış mı?"yı anlamalılar.
Ayrıca, biz mesela şu vakayla da karşılaşıyoruz: Çocuk yaşta -tırnak içerisinde- evlilikler. Şimdi, bir dolu genç kadın bizi arıyor, "Biz mağduruz, biz mağduruz..." Niye mağdurlar? Çünkü daha önce aslında sağlık taramasında tespit edilmesi gereken şey, "istismar" tespit edilmiyor; on yıl sonra 3 çocuklu bir genç kadın karşımıza çıkıyor bizim; yani, bugün, işte, bu "erken evlilikler, bilmem ne" denilen, giderilmeye çalışılan mağduriyetler. Yani, o ilişki ağları, ilişki kuracak insanların eğitimleri ve aynı zamanda bilgi veri tabanı bence özellikle de bakanlıklar arasında çok önemli diye düşünüyorum. Travmayı gidermek önemli ama önlemek hepsinden önemli çünkü çocuk ve istismar aslında hiçbirimizin aklının almadığı ve kabul etmediğimiz şeyler.
ÇOCUK HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRÜ DR. SELAHATTİN GÜVEN - Sayın Vekilim, aslında bizim il koordinasyon kurullarımız var. İl koordinasyon kurulları, vali ile yardımcıları başkanlığında bütün kurumlarımızın orada belli periyotlarla bir araya gelip bizim sekretaryasını yürüttüğümüz bir süreç. Orada çocukla ilgili bütün risk alanlarını birlikte konuşup o ilin verilerine zaten hâkim arkadaşlar ve birbirleriyle bir anlamda bu paylaşım söz konusu. Ama burada benim gördüğüm problem alanlarından biri: Biz aslında yeterince farkında değiliz. Bir fail olabilir, yani toplumun her yerinde mutlaka kötü insanlar veya kötülük yapmak isteyen insanlar olabilir ama oradaki başka insanların uyanık olması önemli, yani dikkat etmesi. Bir çocuğa nasıl dokunulacağını bir şekilde siz kendi arkadaşlarınıza, bu iyi niyetle... Mesela bir dede, sevgisiyle çocuğun poposuna dokunduğunda, vurduğunda en azından çocukla çalışan insanlara şunu öğretmemiz lazım: "Bunu yapmaman lazım çünkü sen bunu kötü niyetle yapmıyorsun ama başka biri bunu kötü niyetle yapacak; bu çocuk 'Zaten benim dedem de böyle yapıyordu, demek ki bir şey yok.' gibi algılayacak." Biz bu konularda aslında yaptığımız eğitimlerle bunu anlatmaya çalışıyoruz hem kendi personelimize hem Diyanet ve Millî Eğitime, dediğim gibi bu yatılı kuruluşlardaki personele ama öbür taraftan, Millî Eğitimin kendisi de zaten kendi personeline yönelik ciddi bir eğitim başlattı.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Çocukların, peki, bunu öğrenmesi ve güçlendirilmesi için de bir çalışma yürütülüyor mu, bunu biliyor musunuz? Çünkü iyi dokunuşu-kötü dokunuşu aslında en fazla çocuk bilip engelleyebilir.
ÇOCUK HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRÜ DR. SELAHATTİN GÜVEN - Biz aslında şunu yapıyoruz, "istismar" ifadesini hiç kullanmıyoruz ama çocuğa şunu öğretmeye çalışıyoruz: "Sen bir kişinin neresine dokunabilirsin, o senin nerene dokunabilir? Mesafen ne kadar olacak?" Yani, bunları öğretmeye çalışıyoruz. Aslında çocukla "istismar" diye bir şey konuşmadan bunları konuşuyoruz, yani bir şekilde kötü dokunuşu öğretmeye gayret ediyoruz. Millî Eğitim de bunu kendi yapıyor ama eğitimle birlikte bizim takip etmemiz... Yani, risk olarak baktığımız zaman, aslında Emniyet bu konuda bir çalışma yürütmüştü; kapalı mekânlar, okullar, yurtlar, bunların hepsine baktığımız zaman istismarın yüzde 30'una denk geliyor ama asıl istismar...
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Evlerde.
ÇOCUK HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRÜ DR. SELAHATTİN GÜVEN - ...failin veyahut mağdurun hanesi veyahut hanesine yakın yerde oluyor. Aslında, tabii, diğer tarafta olduğu zaman bu, infial uyandırıyor çünkü sonuçta orada birine emanet edilmiş bir çocuğu öğretmeni ya da başka biri istismar ettiğinde toplum vicdanı bunu kaldırmıyor, buna hepimiz çok üzülüyoruz ve refleks veriyoruz ama çocuğun en çok mağdur olduğu yerler aslında daha çok bizim güvende gördüğümüz yerler olabiliyor, o yüzden de buralara bizim daha çok... İnsanları korkutarak da değil çünkü bu da başka bir tehlikeyi beraberinde getiriyor. Çocukları lanetli bir şeymiş gibi, hiçbir şekilde dokunulmayan bir şeye de dönüştürmemek lazım çünkü çocuğun sevgiye ihtiyacı var, şefkate ihtiyacı var ve bu şefkati de alması lazım; bu anlamda, bu dengeyi kurmamız gerekiyor. Ama öbür taraftan da özellikle sosyal medyaya baktığımızda, 15-18 yaş grubu çocuklar belki en çok sosyal medya aracılığıyla istismara uğruyor; yani, o mecraları kullandıkları için o mecrada bir başka insanla çok daha rahat iletişim kurup... Mesela diyelim ki öbüründe bir kişinin bir yere gelip orada bir çocukla iletişim kurması, güven ilişkisi kurması, güven ilişkisinden sonra o çocuğu kendince istismar edebileceği bir yere götürebilmesi çok zaman gerektiren, belli teknolojileri kullanmasını gerektiren, o yüzden de çok da kolay süreçler değil. Hani, çok yakını değilse bu çocuk, çocuğun güvenebileceği...
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Aile içinde çok kolay yani gerçekten en fazla orada oluyor, dediğiniz gibi, hani o kapalı ve şey alanların içinde.
ÇOCUK HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRÜ DR. SELAHATTİN GÜVEN - Yok, yanlış algılama olsun istemem; aile içi değil, yani ailenin olduğu, ikametgâhının olduğu yere yakın olma sorunu var. Yani "Bu ille de aileden biri." anlamında söylemedim.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Ama ondan çekinmeyin. Siz onu pek söyleyemezsiniz belki ama ben söylerim bol bol.
ÇOCUK HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRÜ DR. SELAHATTİN GÜVEN - Yok, onun için söylemiyorum.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - O kadar uzun yıllar avukatlık yaptım. Bu olaylar en çok aile içerisinde oluyor maalesef; keşke olmasa zaten ama öyle oluyor. Hani, bunu aileyi kötülemek için söylemiyorum ama daha mümkün ve elverişli ortam -affedersiniz- orada olduğu için bunu söylüyorum. Bu konuda da...
ÇOCUK HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRÜ DR. SELAHATTİN GÜVEN - Sayın Vekilim, bir bilgi arz edebilir miyim bu konu ilgili? Ben o konuya çalıştığım için...
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Tabii.
ÇOCUK HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRÜ DR. SELAHATTİN GÜVEN -Kamuoyuna açık bir araştırma anlamında söylemiyorum ama yüzde 50'si... Sayı o kadar fazla değil. Ben, istismar vakalarının.... Yani, o söylediğiniz oranda değil; kendi yaptığım çalışma için söylüyorum.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Ben bir şey söylemedim. Sayılarla hiç ilgilenmiyorum dedim.
ÇOCUK HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRÜ DR. SELAHATTİN GÜVEN - Yok, yok, sayı anlamında söylemiyorum. Şu anlamda: "Çoğunluk da orada." anlamında söylersek sıkıntı olabilir diye düşünüyorum. Ama şöyle bir tarafı var, bunları önlemek açısından biz şuna çalıştık zaten, bizim için orada mesele olan şey: "Biz bunu nasıl önleyebiliriz?" Aslında "Aile içi cinsel istismarın yüzde 50'sinde fail kim?" diye bakıyoruz; fail, bağımlılık öyküsü olan biri yani ya uyuşturucu bağımlılığı ya alkol bağımlılığı ya suçla çok içli ve ciddi bir şekilde... En azından vakalar, dosyalar üzerinden söyleyebiliyorum bunları. Çok ciddi anlamda bu tarz koruyucu, önleyici hizmetler ifa edeceksek bağımlılıkla da çok ciddi mücadele etmek gerekiyor çünkü... Yani, tabii ki ben şöyle bir şey söylemiyorum... Bunu söylemekte çocuklar için bir fayda da yok. Çocukları herkes istismar edebiliyor.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Evet.
ÇOCUK HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRÜ DR. SELAHATTİN GÜVEN - Bunu her kesim de yapabiliyor, bu "Şu yapmaz." diyebileceğimiz bir mesele değil. Ama kanıt üzerinden gittiğimiz zaman, belli meselelerde bağımlılıkla çok ciddi anlamda mücadele etmemiz gerektiğini de gösteriyor.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - O bir yanı olabilir ama bence asıl, çocukların güçlendirilmesi gerekiyor çünkü benim gördüğüm vakalarda da hiç öyle ne uyuşturucu ne alkol vardı. Biz ona "erkek egemenliği" diyoruz mesela. Erkek çocuğa da yapıyor, kız çocuğa da aynısını yapabiliyor.
Son bir sorum olacak size. Hani, bu nedenle özellikle daha önce gelen Psikolog Hanım Gülin Evinç demişti ki: "Ruh sağlığı birimlerine ulaşan çocuklarla ilgili tespit ve uyarılarda bulunuyoruz ama bu, bazen hemen dikkate alınmıyor ve çocuklar aileye geri gönderilebiliyor; yani, bu konuda biraz daha dikkatli olunması gerekir diye düşünüyorum. Aslında uzun zamandır Mecliste sadece benim savunduğum değil, bütün partilerin savunduğu ve gerçekleşmeyen bir şey var; bu konuda ne dersiniz: İşinizi kaybetmeyin ama Mecliste çocuk hakları daimi komisyonu kurulması gerekir mi? Yani, geçici komisyonlar oluyor; işte, Rabia Naz öyle. Daha önce ben Ensar Vakfı hikâyesinden sonraki Çocuk İstismarını Önleme Komisyonunda yer aldım ama hep savunduğumuz şey, çocuk hakları daimi komisyonu...
PAKİZE MUTLU AYDEMİR (Balıkesir) - Çocuk Hakları Komisyonumuz var şimdi.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Hayır.
PAKİZE MUTLU AYDEMİR (Balıkesir) - İnsan Haklarının Alt Komisyonu olarak... Ben Çocuk Hakları Komisyonundayım.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Çocuk hakları daimi komisyonunun Mecliste ayrı bir komisyon olarak olması işlevsel...
ÇOCUK HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRÜ DR. SELAHATTİN GÜVEN - Doğrudan cevap vermem mümkün değil ama şöyle söyleyeyim: Çocukla ilgili hem Meclisimizin hem diğer sivil alanın yani herkesin ne kadar çok destek verebiliyorlarsa bize destek vermesini, bizim de onlara destek olmamızı... Çünkü çocuk hepimizin sorunu ve biz tek başımıza bunu çözemiyoruz. Yani, diyelim ki, tek başına bir bakanlık, tek başına bir aile çözemez; toplum olarak hepimizin birlikte elimizi taşın altına koyması gerekiyor. Özellikle bu Alt Komisyon kurulduğunda kişisel olarak çok memnun oldum, kişisel kanaatimi söylüyorum. Ama biz bunun olmasını... Bu süreçleri ne kadar çok göz takip edebilirse en azından hem bütün kurumlar denetlenebilir, daha fazla denetime açık hâle gelebilir; bu anlamda sorun yok. Yani, biz birbirimizle, kamu kurumları olarak... Sağ olsunlar; biz Çocuk Hizmetleri olduğumuz için her yerden çok rahat bilgi alıyoruz, veriliyor, bir şekilde bize bütün kanallar açılıyor ama toplumsal desteği daha da artırmak lazım. Belli konuları yalnızca devlet eliyle çözmek mümkün değil, istismar da bunlardan biri maalesef.