| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Bankacılık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2596) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 12 .02.2020 |
SELİN SAYEK BÖKE (İzmir) - Çok teşekkür ediyorum.
Aradığımız buzağı, 38 kişinin "kriz" dediği için davaya tabi tutulması. Aradığımız buzağı ortada duruyor yani örnek verilsin diye soruyoruz ama Türkiye'de yaşanılıyor olan birtakım örnekler var, gerçeğin kantarı iktidarın elinde, iktidar neye gerçek diyorsa o doğru kabul ediliyor, bunun alternatiflerini düşünen, analizler sonucunda o yargıya varan herkes de söylediğinde, "yanıltıcı, yanlış, hain veya terörist" diye damgalanıyor. Şimdi, 38 kişi, bir haber çıktığı için ya haberi yazdığından dolayı ya da paylaştığından dolayı bir dava içerisinde şu anda. Davanın sebebi ne? Dövizdeki hareketliliği "kriz" diye adlandırmış olması ve bu krize dair yorum yapıyor olması.
Şimdi, o yüzden, ister istemez bu kantarın ayarı tamamen kaçtığı için şu soruyu sorma ihtiyacı var ve mükellefiz bunu sormakla bizler: Gerçeğe aykırı ve yanıltıcı bilginin tarifini kim yapacak?
Bir de şunun da altını çizme ihtiyacı duyuyorum: Yani finansal piyasa dediğiniz şey birtakım, esasında, elle tutulamayan ürünlere fiyat biçmek ve değer biçmektir. Bu değer biçilirken eldeki bilgiler kullanılır ve o bilgiler kullanılarak birtakım analizler yapılır. Biz birbirimizden farklı analizler yaparak ve ihtiyaçlarımız da farklı olduğu için aynı ürüne farklı değer biçebiliriz. Biçiyor olduğumuz için arbitraj imkânı çıkar, biçiyor olduğumuz için finansal piyasalarda işlemler yapılıyor olur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SELİN SAYEK BÖKE (İzmir) - Şimdi, eğer biz diyorsak ki tek gerçek vardır, tek analiz vardır; o zaman her şeyin tek fiyatı olabilir ve tek hareket olabilir, o zaman finansal piyasa olmaz, bir iktidar gücü buna karar verir ve hareket öyle yapılır diyoruz.
BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Teşekkür ederiz.
SELİN SAYEK BÖKE (İzmir) - Yani bir buzağı aramadığımızı, yeniden, "Gerçeğe aykırı, yanıltıcı bilgi nedir, bunun tarifini yapma yetkisi kimdedir?" sorusuna, yanıta ihtiyaç vardır ve hukukun inşasına... Tekrar altını çizmek istiyorum, hukukun olmadığı yerde, gerçeğin kantarını tekelleştirmiş bir biçimde elinde tutan bir iktidar anlayışıyla korkarım ki teknik hiçbir yasa teknik olmakla kalmayacaktır. O yüzden burada şüpheler ortaya çıkıyor.
Çok teşekkür ederim.