NECATİ ÖZENSOY (Bursa) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Bu lisansız projelerle alakalı proje onaylarını yaptığınızı söylediniz. Tabii, burada başvurular ile işletme arasında çok büyük fark var yani yüzde 5 gibi bir oran var. Yani, yaklaşık 1.000 megavat, 959 megavat başvuru olmuş, 52 megavat işletmede. Aslında, bu, Türkiye açısından da önemli bir konu. Yani, lisansız, 1 megavatın altındaki işletmeler özellikle GES'ler... Güneş enerjisi artık, dünyada, birçok yerde ciddi anlamda yaygınlaşıyor. Bu mikrosantrallere doğru bir gidişat var. Bununla ilgili aslında önünü açmalıyız. Ama, bildiğim kadarıyla, bu yönetmelikte bağlantı görüşünü dağıtım şirketi veriyor yani bu bağlantı görüşünde sizin ne kadar etkiniz var? Zannediyorum yok çünkü bağlantı görüşü veren bu şirketler -bazı yerlerde soruşturmalar da oldu- ön kesiyorlar ve işte, eş, dost, akraba gibi kişilere bu bağlantı görüşlerini vererek, dolayısıyla bu tablonun oluşmasına da bir şekilde katkı sağlıyorlar.

Bir de yani burada kayıtlara geçsin diye söylüyorum. Bunu da aslında başka platformlarda gündeme getirmek lazım: Bu paralar önce dağıtım şirketleri tarafından tahsil ediliyor yani bu elektrik paraları, ondan sonra dağıtım şirketleri bu lisansız işletme sahiplerine ödüyorlar fatura karşılığında. Burada da sıkıntılı bir durum söz konusu. Yani, eğer 1 megavatın altındaki lisanssız işletmelerin önünü açacaksak ki bu açmamız gereken bir durum. Yani, rüzgâr olsun, RES olsun, özellikle de yenilebilir enerjide, bu konuda yine TEDAŞ'ın da katkılarını bir şekilde almamız lazım yani görüş olarak diğer konularda da. TEDAŞ'ın bu konuda daha etkin olması gerekir diye düşünüyorum.

Yine, ben bu TEDAŞ'ın yıllardır, önceden sıkıntısı olduğu kayıp kaçaklar vardı. Kayıp kaçaklarla birlikte devralıyor yeni dağıtım şirketlerini özelleştirirken. Bu kayıp kaçak oranlarında, tabii, her dağıtım şirketinin çok farklı oranları var. Bunlarla ilgili -Özelleştirme İdaresi de bunun cevabını verebilir de- yani nasıl bir periyot izleniyor? Mutlaka her yıl bu kayıp kaçağın azaltılmasıyla alakalı bir sözleşme de var. Ama yani bu yüksek oranlar, giderek yıl yıl hepsinde belli oranlarda mı düşürülmesi isteniyor yoksa belli yerlerde daha esnek mi birtakım şeyler veriliyor? Bununla ilgili işte, bazı haberlere baktığımızda, mesela, bir dağıtım firması bırakmak isteğini yani kayıp kaçaklarla baş edemediğinden dolayı bırakmak istediğini de ifade etmiş. Bu, yıllardır TEDAŞ'ın mücadele etmek isteyip de edemediği, başarılı olamadığı bir konu. Yani, bütün dünyadaki kaçaklar önemli, kayıplar zaten belli standartlardadır. Kayıpları standartlara getirmek için teknolojik birtakım gelişmeleri de takip ederek yapabilirsiniz ama kaçaklarla ilgili mücadele de çok farklı metotlarla yapılabilir. Yani, hâlâ güncelliğini koruyor bu. Bununla ilgili yani sizin de yine -hem tecrübelerinize- bu işin mücadelesinde sizin herhangi bir fonksiyonunuz var mı yok mu, neler yapılabilir? Bununla ilgili de sormak istedim.

Teşekkür ederim.