| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2633) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 24 .02.2020 |
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Değerli arkadaşlar, değerli milletvekilleri, değerli bürokrat konuklarımız; kanun üzerinde ben de, çok uzun tutmadan, önce geneli üzerinde, tümü üzerinde düşüncelerimi paylaşmak istiyorum. Tabii, usul üzerinde aldığım sözde de bunun bir etki analizi veya 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu'nun 14'üncü maddesinden gelen teklife ek olarak sunulması gereğini bir kez daha ifade etmek istiyorum. Bunun bir alışkanlık hâline gelmemesi adına bundan sonraki kanun tekliflerinin o ekle birlikte Komisyon üyelerimize verilmesinin, uygun değil, kanunen doğru bir uygulama olacağını özellikle belirtmek istiyorum. Tabii, Anayasa'ya aykırılık denetimi yapılıp yapılmaması meselesi Sayın Kaboğlu Hocamızın da belirttiği gibi üzerinde durmamız gereken ikinci bir konu.
Onun dışında, ben şunu da merak ediyorum: Burada 21 ayrı kanunda madde madde değişiklikler var. Her biri kendi kanun ve o kanunun amacına yönelik hepsi ayrı ayrı önemli hususlar olarak değerlendirilebilir ama, tabii, bunun tümü üzerinde nasıl söz alacağız, onu da bilemiyorum. Ben yine de bir değerlendirme anlamında söylüyorum. Bu 21 ayrı kanunun ilgili maddelerindeki değişiklik teklifleri buraya konulurken Komisyonumuza gelmeden önce onların etki edeceği toplumun katmanları, ilgili sivil toplum kuruluşları, demokratik kitle örgütleri, meslek kuruluşları, iş dünyasının ilgililerinden görüş alınmış mıdır, bu görüşler nedir? Olumlu veya olumsuz bu görüşleri duymak isterim. Bir kanun yapıyoruz ya da kanun değişikliği yapıyoruz, yasama faaliyeti yapıyoruz. Yasama faaliyetinin kalitesinin en önemli özelliğinin aslında halk için ve toplumun geneli üzerinde bir yarar, bir fayda, bir iyilik getiriyor olması, sağlaması olduğunu düşünüyorum. İşte, onun fayda yarar getireceği toplumun kesimlerinden, ekonomik, sosyal kesimlerinden görüş alınmış mıdır, çok merak ediyorum. Ama sanıyorum alınmış değil çünkü ben çeşitli meslek kuruluşlarına veya sivil toplum kuruluşlarına bununla ilgili görüş sorduğumda bu görüşler ancak benim gönderdiğim metin üzerinden kendime ulaştı. Bu da genel bir eleştiri aslında. Bu tür teklifler gelmeden önce bunun mutlaka yapılması ve o maddelerin görüşmelerinde de burada ilgili kurumların temsilcilerinin mutlaka olması... Bürokrasiden arkadaşlarımız, çok değerli bürokrat çalışanlarımız burada, değişik kademelerdeki görevleri itibarıyla devletimize önemli hizmetler veren kişiler burada, teşekkür ediyorum ama o yetmez, NGO, sivil toplum kuruluşu görüşü olmasında fayda var.
Şimdi, madde madde baktığımızda, aslında genel olarak, işte, ufak tefek belki itirazlar, belki önemli ciddi itirazlar da yapacağız maddelere geldiğimizde ama mesela bu Turizm Teşvik Yasası, biliyorsunuz, bu aslında "Evren yasası" olarak bilinir. Darbe sonrası Evren'in Belek Projesi üzerine Antalya'da yapılmak istenen yatırımların önünü açmak adına getirilmiş bir yasa. Bu yasa gereği iptal davası açılamıyor. Aslında bizim beklentimiz, iptal davasının açılamıyor olmasını daha da ağırlaştıracak bir hükümler manzumesini buraya getirmek değil, hukuk üstünlüğünü, bir hukuk devletinde hukukun üstün olduğunu iddia ettiğimiz bir devlet yapısında, gerektiğinde hukuka aykırılıkların, istisna olmadan bunların iptal davaları üzerinden de görülmesinin kamu yararına olacağını düşünüyorum.
Bu yeni düzenleme daha önceki gibi ama daha da ağır koşullar getirerek artık belediyeleri falan da böyle devre dışı bırakarak bütün planlama süreçlerini, ruhsatlandırmaları, her şeyi bakanlığa bağlıyor yani söz konusu yasayı daha ağır hâle getiriyor. Bunu madde üzerinde daha detaylandırabiliriz.
Mesela bireysel emeklilik bir başka konu. Döviz cinsinden ödenen, yüzde 25 deniyor... Ben hâlâ onu anlayabilmiş değilim, çözebilmiş değilim. Döviz cinsinden yapılan ödemenin yüzde 25'i yerine...
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Yüzde 25 devlet katkısı TL...
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Yüzde 10'a indirilebilecek. Döviz cinsinden, bireysel emeklilik sistemine döviz cinsinden ödeme yapıyorsanız -değil mi- devletin yüzde 25'lik desteği yüzde 10'a kadar indirilebilecek, değil mi? Bunu anlıyorum.
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Dövizde yüzde 10'a kadar indirilecek.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Dövizde işte. Tamam, aynı şeyi anlıyoruz. Peki, dövizle şeyin arasındaki fark nedir? Ben bunu anlayabilmiş değilim çünkü ödeyen kişi ay ay ödüyorsa döviz olarak, diyelim 100 dolar ödüyor, 100 dolar, 100 dolar, 100 dolar, bu ay 100 dolar ödedi, yüzde 25'i 25 dolar devlet desteği. 100 doların karşılığı TL düşündüğünüzde yine karşılığı... Yani oransal olarak devlet desteği döviz cinsinden de ödeseniz...
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Döviz cinsinden verip döviz cinsinden geri alacak yani emekli olduğunda döviz cinsinden geri alma hakkı...
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Değil mi? Tabii, yani sonuçta...
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Ama şöyle: Birinde TL olarak yatırıyorsunuz, TL olarak yüzde 25'ini...
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Neyse, yine geliriz ama ben oran olarak bakıyorum yani dövizdi, TL'ydi değil. Döviz olarak 100 doları ocak ayında ödüyorsunuz, diyelim karşılığı 25 dolar, 100 doların karşılığı da diyelim 600 lira ocak ayında. Dövize yüzde yüz zam geldi, 1.200 lira oldu...
ALPAY ANTMEN (Mersin) - Düştü.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Ee, 1.200 liranın karşılığı... Yani yüzde 25 oransal bir destektir, toplam, sabitlenmiş bir destek değildir. O nedenle, burada adaletsiz bir durum oluyor. Daha doğrusu, uygulama bana göre çok yanlış bir değerlendirme. Her neyse, bu sonuçta yüzde 10'a inecek anlamına gelmiyor, Cumhurbaşkanına yetki veriyorsunuz yüzde 10'a kadar indirmeye ama buna da dikkatinizi çekmek istedim.
Aslında Dernekler Yasası yine bir başka konu. Ben özellikle bu yenilenebilir enerjiyle ilgili 24'üncü maddede "yer seçimi yapmak suretiyle" diye bir ifade getirilmiş. Bunun da kendi başına... Mesela diyor ki: "Bakanlık, yenilenebilir enerji kaynaklarının etkin ve verimli kullanılması, bu alanların ve bağlantı kapasitelerinin yatırımcılara tahsisiyle yatırımların hızlı bir şekilde gerçekleştirilmesi amacıyla kamu ve hazine taşınmazları ile özel mülkiyete konu taşınmazlarda kurum ve kuruluşların görüşü alınarak yer seçimi yapmak suretiyle..." Yani yenilenebilir enerji kaynak alanının yer seçimini yapıyorsunuz. Ya, kaynak alanı bellidir zaten, yenilenebilir enerji kaynak alanı, yer seçimi yapıyorsunuz. Daha önceki hükümde bu yoktu. "Yenilenebilir enerji kaynak alanlarının kullanımı" diye, yani istediği yeri seçip "Ben burayı yenilenebilir enerji kaynak alanı olarak seçiyorum." deyip herhangi bir yer alınabilir. Kaldı ki bunun dışında, işte, burada nereye olacak, bu alanın seçimi ne olacak, burada tüzel kişilerde aranacak koşullar konusu, enerji kaynak alanı tahsisi, teminat alanı, kurulacak üretim tesisleri için bakanlıktan verilen izinler, yetkiler, yönetmelik vesaire, ben açıkçası, her ne kadar sürdürülebilir bir çevre gözetimi falan filan gibi şeyler ifade edilmiş olsa da ÇED olmadan bunun yapılmasının da doğru olmayacağını özellikle belirtmek istiyorum. "Yer seçimi" çok riskli bir tanımdır. Çevrenin, doğanın -bu tabiri kullanmaktan pek hoşlanmıyorum siz de çok sevmediğiniz için ama, sonuçta ona geliyor- talan edilmesi veya yok edilmesi veya bertaraf edilmesi gibi bir durumla karşı karşıya kalırız. ÇED'in olmadığı bir yerde böyle bir tesisin yapılmasının da doğru olmayacağını... Genelde bu anlayış hep var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Buyurun.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Özel mülkiyet durumunda yine acele kamulaştırma, bunun şirketlere devri, oradan "kamusal" adı altında yapılan özel sektöre kaynak aktarımları veya teşviklerle özel sektörün ihya edilmesi... "Özel sektör" derken de bütün bu enerji şirketleri, sanki herkes bir şirket üzerinden, bu kanun üzerinden yararlanabiliyormuş gibi düşünmemek lazım. Çok belli sayıda yine siyasal iktidara yakın olan şirketlerin istifadesini, yararını getirecek bir uygulama olarak görüyorum genelde bu kanun teklifini. Bu düşüncelerle sözlerimi bitiriyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum.