| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2633) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 25 .02.2020 |
SELİN SAYEK BÖKE (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Şimdi, yurt dışında yaşayan yurttaşlarımıza emeklilik hakkı diye paketlenmiş. Ama şuna yanıt ihtiyacı çıkıyor o zaman: Yurt dışındaki yurttaşlarımız kendi ellerindeki dövizi TL'ye çevirerek buraya yatırabiliyorlar, üstelik de fonları isterlerse döviz cinsinden getiri elde edebilecekleri fonlara da aktarabiliyorlar. Yani bunu tercih etmeyip dövizle geleceklerini düşünüyorsak eğer o zaman esasında şunu itiraf ediyoruz: TL'yi istikrarlı görmedikleri için, TL katkı yapmaya çekiniyorlar ancak dövizle katkı yapıp döviz garantisiyle çekeceklerini bilirlerse gelirler.
Sayın Hamzaçebi bunu söyledi, ben de başka kelimelerle yeniden ifade edeyim. Bu itiraf esasında şunu söylüyor: Bu sisteme güven kalmamış, onun için ağır bir dolarizasyon hâli var. Bu dolarizasyon hâlini yabancı para cinsinden mevduatların oranının yüzde 50'yi geçmesinde görüyoruz. Buna müdahale edecek, güven yaratacak işleri yapmak yerine dolarizasyonu artıracak. BES'in şu andaki hâliyle TL'ye girmeyi seçmeyenlere "Gelin, dolarla girin." diyen anlayış bir; bu risk algısının varlığını çok güçlendiriyor, esasında iktidarın da farkında olduğunu gösteriyor.
İkincisi de esasında, kriz olduğuna da işaret ediyor. Yani niye TL'yle çekemediğimiz şeyi dövizle çekme ihtiyacı Türkiye'ye döviz girişinin yavaşlamış olmasından kaynaklanıyor. Niye yavaşladığının yanıtı da esasında güvenin kaybolmuş olmasında, bunu da CDS risk primlerinde görüyoruz. Birkaç istatistiği paylaşayım bu tahlili yapmayı kolaylaştıracağı için. Dolara ihtiyaç var, yeterince dolarımız yok, bir yerden bulmamız gerekiyor. Şimdi, yurt dışında yaşayan yurttaşlarımızı BES'e ikna ederek bulacağımızı söylüyoruz çünkü doğrudan yabancı yatırımcı gelmiyor artık. Bundan daha önce aylık ortalama 1 milyar dolarlık doğrudan yabancı yatırım gelirken bu rakam inanılmaz azalmış, 690 milyona düşmüş. Üstelik bu 690 milyonluk yatırımın da 400 milyonu gayrimenkule geliyor zaten. Dolayısıyla Türkiye'ye öyle bir yatırım hâli falan da yok, olmamasının sebebi güvenin olmaması. Hukuk yoksa, özgürlükler yoksa, bir güvence yoksa yatırımcı gelmiyor, doğrudan yabancı yatırımcı hiç gelmiyor.
Aynı şekilde, geçen yıl içerisinde, son bir yılda yurt dışı yerleşikler 4,9 milyar dolarlık DİBS ve hisse senedi satışı yapmışlar, çıkış yapıyorlar Türkiye'den. Yani bu, dövize ihtiyacı esasında söyleyen bir madde olmuş. "Kriz var" diyorsunuz, var; krizin çözümü güven inşasından geçiyor, güvenin inşası yeni araçlar yaratmaktan geçmiyor. Bunu geçen hafta Bankacılık Yasası'nda da söylemiştim, bir kez daha altını çizeyim.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Buyurun.
SELİN SAYEK BÖKE (İzmir) - Bir de hatırlayalım yani buradan ne kadar para gelecek, etki analizi ne, ileride geri ödeme yükümlülüğü çıkacak mı? Bunlara dair herhangi bir analiz olmadığı için tahmin yürütülebiliyor ancak.
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Geri ödeme yok, sanki vergi mi koyuyoruz ya? Bu bir opsiyon, isteyen gelir, isteyen gelmez.
BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Arkadaşlar, dinleyelim.
SELİN SAYEK BÖKE (İzmir) - Tabii ama bu yükümlülük doğuracak, sistemin onu geri ödemesi gerekecek, o geri ödemenin bir kısmı da katkı payından geleceği için devletin buna dair ortaya çıkacak yükümlülüklerini görmek gerekiyor. Hiçbir zorlayıcı madde olmadığını biz de anlıyoruz zaten, bireysel emeklilik sisteminin katılımcısı olarak da iktisatçı olarak da biliyoruz.
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Yatırımcıya bir opsiyon getiriyor.
SELİN SAYEK BÖKE (İzmir) - Şunu da sormak istiyorum, biliyorsunuz yani Dünya Bankası son dönemde, son yıllarda çok konuşuyor göçmen dövizlerini. Yurt dışında çok yurttaşı olan ülkeler, bir biçimiyle o göçmen dövizlerinin geri gelmesi için faaliyetler yapıyorlar. Türkiye'de yani eskiden işçi dövizleri diye de geçen hesaplara baktığınızda -ben biraz önce rakamına baktım- 2019'da yurt dışındaki yurttaşlarımızın Türkiye'ye göçmen dövizi olarak getirdiği para gayrisafi yurt içi hasılamızın yüzde 0,1'imiş. BES'i cazip kılacak olan bu yüzde 10 ise eğer, öyle düşünüyorsak o zaman o devlet katkı payının devlete yükümlülüğünü bilmekle sorumluyuz biz bu Meclis olarak. Dolayısıyla bu soruya bir yanıt gerekiyor: Ne kadar para gelmesini bekliyorsunuz, bize yükü ne olacak?