KOMİSYON KONUŞMASI

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Teşekkür ediyorum.

Aslında ben o konuya değinecektim, Türkiye Belediyeler Birliği Temsilcimiz konuyu izah etti.

Değerli arkadaşlar, bakın, maddenin öneki hâli " Bu Kanunun yürürlük tarihinden sonra kamu veya Hazine arazilerinde yenilenebilir enerji kaynak alanlarının kullanımını ve verimliliğini etkileyici imar planları düzenlenemez. " diyor. Devam eden kısmını okumuyorum, yeni hâlinde "Bakanlık, yenilenebilir enerji kaynaklarının etkin ve verimli kullanılması, bu alanların ve bağlantı kapasitelerinin yatırımcılara tahsisiyle yatırımların hızlı bir şekilde gerçekleştirilmesi amacıyla -bu kısmını geçtim- kamu ve hazine taşınmazları ile özel mülkiyete konu taşınmazlarda -özel mülkiyete konu taşınmazları kapsam içerisine alıyor- kurum ve kuruluşların görüşü alınarak yer seçimi yapmak suretiyle yenilenebilir enerji kaynak alanları oluşturur." diyor.

Şimdi, burada görüşler alınarak vesaire falan... Şimdi, bir rüzgâr enerji santralini istediğiniz bir yere koyamazsınız. Rüzgâr varsa rüzgârın olduğu yerde olur ve rüzgâr şiddetinin gün içerisinde, hafta içerisinde, ay içerisinde veya yıl içerisinde dağılımına bağlı olarak rasyonel olduğu bir alanda olur. Tabii, bu, konut alanlarına yakınlığı, görsel ve diğer birtakım turizm alanlarına yakınlığı gibi faktörler de dikkate alınması gereken bir husus.

Bir biyokütle enerji santralini istediğiniz bir yere koyabilirsiniz, illa da onun "kaynak alanı" diye bir şey yok. Jeotermal kaynak alanı vardır. Güneş enerji santralini istediğiniz bir yere koyabilirsiniz. Tabii, onun da güneşe olan açısı vesaire gibi şeyleri vardır. Ama kaynak alanı, enerji kaynak alanı belli olan, konumu belli olan yerler başkadır, diğerleri başka.

Şimdi, burada özel mülkiyete konu taşınmazlar da işin içerisine girerek aslında her şekilde kamulaştırma ve acele kamulaştırmayı da devreye sokarak yapılmak istenenin, işte birtakım mahkeme kararlarını falan da aşmak, hızlandırmak ve artık daha çok zapturapt altına almayı getiren bir husus görüyorum; bir. Ben bunu çok tehlikeli yani doğru olmayan bir cümle, tümce olarak görüyorum.

İkincisi "Yenilenebilir enerji kaynak alanlarının kullanımı ve verimliliğini etkileyecek imar planları düzenlenemez." Bu alanları belirlerken, dediğim gibi, bir biyokütle enerji santrali için bir alan belirlediniz, özel mülkiyet alanı, acele kamulaştırma yaptınız, bir yere orayı devrettiniz, konut alanlarına yakın. "Burayı imar planıyla da değiştiremezsin." diyorsunuz. Belediyeleri, yerel yönetimleri sınırlayıcı, kısıtlayıcı, elini kolunu bağlayıcı bir uygulama ortaya koyuyorsunuz. Tabii, bu alanların yer seçimi yapılırken, bu kanunda çevresel etki değerlendirmeye dair bu alan tanımlaması yapılırken ÇED'le ilgili ve çevresel etkileri konusunda herhangi bir düzenleme, herhangi bir uygulamaya yönelik bir mesele yok. "Yer seçimi"nin çok riskli bir ifade olduğunu... "Kurum ve kuruluşların görüşü alınarak yer seçimi yapmak suretiyle yenilenebilir enerji kaynak alanları oluşturur." Yani yer seçimi ne demektir? Özellikle jeotermal için soruyorum. Jeotermal enerji kaynağı, yer seçimi yapacaksınız, bunun yer seçimi olur mu? Bunun yeri de konumu da bellidir. Bunun, burada yapılmak istenenin... Evet, yenilenebilir enerji kaynağı olmalıdır, evet, bunun Türkiye enerji tüketimindeki payının artırılması konusunda devletin ön açıcı, teşvik edici uygulamaları olmalıdır ama gerek jeotermal enerji santrallarının gerek rüzgâr enerji santrallarının gerek güneş enerji santrallarının yer seçiminin yapılarak yapılması esnasında çevreye, doğaya etkilerinin ve o bölgede yaşayan insanların görüşlerinin alınması; ki bu da Çevresel Etki Değerlendirme uygulamasıyla ancak mümkün olabilir ve mahkeme süreçlerinin önünü tıkamadan, acele kamulaştırma gibi uygulamalara izin vermeden yapılması, mahkeme yollarının, hukuk yollarının da açık olması gerekiyor diye düşünüyorum.