| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2633) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 26 .02.2020 |
SELİN SAYEK BÖKE (İzmir) - Teşekkür ederim.
Ya, bir kere, her şeyden önce bu kadar teknik bir konunun belki Plan ve Bütçe Komisyonundan önce -burada da tartışılsın çünkü Türkiye ekonomisinin planlaması ve bütçeye dair büyük etkileri olan meseleler bunlar ama- Enerji Komisyonunda değerlendirilmesi gerekliliğinin altını çizme ihtiyacı duyuyorum. Yani herkesin her şeyi bilmesini bekleyerek torba yasalara sıkıştıran siyasi anlayış hiç kimsenin hiçbir şey bilmediği vasat bir düzen ortaya çıkartıyor. Ya, bir kere, bu zaten Türkiye ekonomisini sınırlayan bir gerçekliğe dönüşmüş vaziyette. Vasatlığa saplandık çünkü işi bilenlerle konuşmuyoruz meseleyi; dostlar alışverişte görsün.
Şimdi, burada bu teknik meseleyi Enerji Komisyonunun değerlendirmesi gerekliliğini söyledikten sonra dolayısıyla kendim teknik meselelere girebilecek bilgi ve birikime sahip olmadığım için şu soruları sorma ihtiyacı duyuyorum: Açık ki iklim değişikliği krizi var dünyada, bir kriz yaratılmış vaziyette düzenin doğasıyla, burada yenilenebilir enerjinin fosil yakıtlar yerine tercih edilmesi gerekliliği neredeyse artık bütün dünyada kabul edilen bir gerçekliğe dönüştü. Yenilenebilir enerjiye daha çok vurgu yapan ve burada da yerli üretimi mümkün kılacak AR-GE'yi geliştirmenin Türkiye'nin enerji ve ekonomi politikalarında öncelikle olması gerektiği aşikâr. Ama bu yasal düzenlemeler o öncelemeye hizmet ediyor mu, etmiyor mu sorusuna bir yanıt arıyorum ben veya ediyorsa da nasıl ettiğini düşünüyoruz çünkü çok yeni ve geniş yetkiler alınıyor gibi gözüküyor. Bu yetkilerin hangi amaca ve kime hizmet edeceğine dair bir değerlendirme ihtiyacı duyuyorum ben. Taban fiyat belirlenirken ve güncellenirken bir yasal sınırlamanın olmayacağı gözüküyor. Bunun nasıl etkiler yaratmasını öngörüyoruz bundan sonra yenilenebilir enerjinin üretimine ve Türkiye'nin gelecekteki enerji ihtiyacını karşılamasına dönük?
Şimdi, baştan beri şunu söylüyoruz: Türkiye'de bu içinin ne olduğu bilinmeyen kamu-özel iş birlikleri ve esasında pek çok batık krediye yol açmış olan enerji sektöründeki projelerin döviz üzerinden yapılmış olması Türkiye'nin geleceğini ipotek altına alan bir yüke dönüşmüş vaziyette yani yolcu garantileri, alım garantileri, hasta garantileri ve bunların enerji sektörüne dair de ağır bir yük getirdiği açık. Onun için bu açıdan değerlendirildiğinde TL'ye dönüş tercih edilen ve bütün kamu-özel iş birliği ve böyle bilinmeyen yükümlülükler doğuracak olan projeler için TL'ye dönüşün bir ihtiyaç olduğu Türkiye ekonomisi açısından ve halk açısından çok açık. Diğer kamu-özel iş birliği projelerinde de benzer bir düşünce var mı? Buna da yanıt arıyorum ben. Bir de tabii, bu TL'ye dönüşün desteklenebilmesi için, bu projelerin fizibilitesinin varlığı için yerli üretimin de desteklenmesi gerekiyor. Bu yönde bütüncül bir çerçeve var mı? Ama tekrar, bu teknik bir tartışma ve hani, bu teknik tartışmayı teknik gözün değerlendirmesine ihtiyacın da tekrar altını çizmek istiyorum.