| Komisyon Adı | : | SAĞLIK, AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL İŞLER KOMİSYONU |
| Konu | : | Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın, DSÖ'nün Uluslararası Halk Sağlığı Acil Durumu ilan ettiği Covid-19 olarak tanımlanan coronavirüs salgınıyla ilgili Bakanlığın yürüttüğü çalışma ve faaliyetler hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 10 .03.2020 |
HABİP EKSİK (Iğdır) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Değerli hazırun, şimdi, Bakan Bey'in bu şekilde açıklaması gerçekten önemli, kıymetli ama toplantının bu kadar zor bir şekilde yapılması da gerçekten TBMM açısından ciddi anlamda sıkıntılı bir durum çünkü bizler milletin vekilleriyiz. Halk, millet bize vekaletini vermiştir ve ondan dolayı da onların sağlığı söz konusu olduğunda da biz bu Komisyonu toplayabilmeliyiz diye de ayrıca vurgulamak istiyorum.
Bu bilgilendirme gerçekten önemli, kıymetli. Yalnız şunu özellikle merak ediyorum yani etrafımızda bu kadar vaka olmasına rağmen ve ciddi anlamda bazı sınır kapılarının geç kapatılmasına rağmen hâlâ dışarıda bir çok ülkenin bizden giden yolcuların virüs taşıdığını iddia etmelerine rağmen gerçekten "Türkiye'de vaka yoktur." diyebilir miyiz? Çünkü ben dikkat ettim Sayın Bakan sürekli "Tespit edilmiş vaka yoktur." dedi. Bu virüs klinik olarak çok hafif de seyredebilir ki genel olarak öyle olduğu söyleniyor ve testlerinin de çok sağlıklı yapılmadığı bilgisi var doktor arkadaşlarda. Sadece Hıfzıssıhhada yapılıyormuş ki giden numunelerin çoğuyla ilgili de bir sorun yaşadıklarıyla ilgili bazı doktor arkadaşlar bize ulaştılar ki zaten sevgili meslektaşım ve mevkidaşım da belirtti "24 saat içerisinde numunenin ulaşması lazım" dedi. Merak ediyoruz, İran'dan giren kişi Van'da bununla ilgili numune alındığı zaman Hıfzıssıhhaya 24 saatte ulaştırıldı mı? Yani bu konuda bence gerçekten ciddi anlamda tartışılması gereken bir konu.
Bir diğer konu, mesela Lütfabad'da yani Türkmenistan ve İran sınırında tır şoförleri çok uzun süre orada kaldılar hatta biz görüşmeler gerçekleştirdik sizin Bakanlığınızla da, yine Dışişleri Bakanlığıyla da görüşmeler gerçekleştirdik. Özellikle, Iğdır'daki vatandaşlarımızdan çok yoğun talep vardı ve en sonunda bunların geri getirilmesiyle ilgili bir adım atıldı ve geri geldiler fakat o şoförlerin çoğunun şöyle bir iddiası var, şunu söylüyorlar "Ateşimiz ölçüldü ve ondan sonra bırakıldık." diyorlar.
Yani, şöyle söyleyeyim sahra hastaneleri kurmuşsunuz Dilucu Sınır Kapısı'na ve Gürbulak Sınır Kapısı'na ama bu konuda çok detaylı bir taramanın yapılmadığı, gerçekten oradaki personelin de bu işe çok hassasiyetle yaklaşmadığını gözlemliyoruz. Ha, bir emek var mıdır? Var ama ben şahsen bu konuda çok fazla, yeterli düzeyde hassasiyetle yaklaşıldığını da düşünmüyorum çünkü oradaki, özellikle Doğubayazıt'taki ve Dilucu Sınır Kapısı'ndaki karantina koşullarının çok kötü olduğuyla ilgili bilgiler geliyor -ben gidip bizzat ziyaret etmedim, en yakın zamanda zaten gidip ziyaret edeceğim- hatta bununla ilgili videolar yayınlandı ki Zekai Tahir Burakla ilgili de bir video yayınlandı. Karantina koşullarının çok kötü olduğu yani böyle ciddi anlamda Hükûmetin, oradaki yöneticilerin ve personelin duyarsız olduğu ve hijyen koşullarının çok kötü olduğuyla ilgili videolar ortaya çıktı. Bununla ilgili şikâyetler de bize geliyor. En önemli şeylerden bir tanesi: Ben, bir sağlık kuruluşuna gittiğim zaman, bir hastaneye gittiğim zaman hiçbir hekim arkadaşımın, sağlık emekçisi arkadaşımın "Bu gerçekten enfeksiyon olabilir." şeklinde yaklaşmadığını gördüm yani kendilerini koruma açısından söylüyorum. Mesela, "Türkiye'de bir corona vakası yok." şeklinde kendilerini şartlandırdıkları için doğal olarak hepsinin bu koruyucu malzemeleri takmadığını ve o şekilde hasta muayene etmeye devam ettiklerini gördüm ki Wuhan'da, Çin'de bu salgını ilk bildiren hekimin, glokom tedavisi için gelen bir yaşlıdan enfeksiyon kaptığını da hepimiz biliyoruz ki neticesinde de yaşamını yitirdi zaten. O açıdan da birinci derecede risk altında olan sağlık personelinin, bütün kuruluşun koruyucu sağlık malzemelerini kullanmadıklarını gözlemledim. Bunun için bir çalışmanız olacak mı ya da bununla ilgili bir genelgeniz olacak mı?
En önemli konu: Testler niçin hastanelerin hepsine verilmiyor? Yani siz şimdi birkaç sayıyı artırdığınızı belirttiniz, merkezleri artırdığınızı söylediniz ama eğer bu şekilde pratik bir sonuç veriyorsa ve siz dışarıdan gelen insanları aile sağlığı merkezlerine yönlendiriyorsanız, o zaman bu kiti de o doktorlara sağlamanız gerektiği kanaatindeyim. Çünkü orada siz, hem o sağlık personelini hem de orada tedavi hizmetini alan insanları ciddi anlamda risk altına koymuş olursunuz. Bence bu kit, bir şekilde bütün hastanelere sağlanmalı. Ayrıca, sizin ASM'lere, aile sağlık merkezlerine bu şekilde dışarıdan, yurt dışından gelen kişileri yönlendirmeniz büyük bir risk taşıyor çünkü aile sağlığı merkezlerinde sağlık hizmetini alan vatandaşların çoğu yaşlı grubunda ve kronik hastalığı olan kişiler. Hakeza bu konu, gebeler, çocuklar için ciddi anlamda risk oluşturabilecek bir durum. Bunun için -demin zaten Semra Vekilim de ifade etmişti- sınır kapısında olması daha doğru olurdu diye düşünüyorum.
Benim seçim bölgem Iğdır. Iğdır'da Şia mezhebine mensup vatandaşlarımız vardır ve yoğun bir şekilde Meşhed'e, Kum'a, Kerbelâ'ya ziyarette de bulunurlar ki bu salgınla ilgili kapıyı kapatmadan önce o karantina... Yani daha doğrusu, İran'da o vakalar ortaya çıkmadan önce de oraya giden çok sayıda vatandaşımız var. Hem salgından önce oraya giden hem de kendi dini vecibelerini yerine getirmek için bundan sonra gidecek olan kişilerle ilgili bir çalışmanız olacak mı? Çünkü bu, yasakla tamamıyla engellenecek bir durum değil. Neticede, onların belli dönemlerde orada ziyaretleri yapmaları gerekecek.
Bir diğer konu Iğdır'da, Ağrı'da, Ardahan'da. Mesela, Kars'la, Erzurum'la, Van'la ilgili böyle bir şey söylemiyorum ama Iğdır, Ağrı ve Ardahan'la ilgili şöyle bir durum söz konusu: Hem yoğun bakım koşullarının sayı olarak çok ciddi anlamda yetersiz olduğunu hem de orada uzman hekimlerin, enfeksiyon hastalıkları uzmanı, göğüs hastalıkları uzmanı gibi uzmanlıkların ki eğer öyle bir vaka ortaya çıkarsa takip edecek öncelikli uzmanlıkların sayısal anlamda, ciddi anlamda yetersiz olduğunu biliyoruz. Bu konuda bir çalışmanız olacak mı? Çünkü zaten Ağrı sınırında var, İran sınırında var; çok ciddi anlamda risk altındalar. Bizim bölgelerde enfeksiyon uzmanı ve göğüs hastalıkları uzmanı neredeyse yok diyoruz.
Teşekkür ediyorum. Bunlara cevap verseniz yeterlidir.