KOMİSYON KONUŞMASI

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Sayın Başkanım, şimdi, Sayıştayla ilgili bir seçim gündemi var ve bununla ilgili usule baktığımızda -tamam, coronavirüs günlerinde yaşıyoruz ama arkadaşlarımız da çok yakın oturuyorlar, bakın Erol Hocam benden uzaklaştı- burada basının olmadığı şartlarda Sayıştay gibi çok önemli bir kurumumuzun seçimini yapmaya kalkıyorsunuz. Bunun doğru olmadığını düşünüyoruz. Sayın Başkanım, Sayıştay gibi yüksek yargı makamlarına olan seçimlerin dünyada ne kadar önemli olduğunu sizin bildiğinizi düşünüyorum. Bunlar çok önemli toplantılardır, Bu toplantılar kamuoyunun gündemine yansır. buradaki adaylar derinlemesine değerlendirilir kamuoyu tarafından ve belirlenme süreci de çok önemlidir. Sonra bu adaylar, bize listesini gönderdiğiniz adaylar gelirler burada kendilerini tanıtırlar, hedeflerini, müktesebatını anlatırlar ve çok önemli bir şekilde seçilir. Ancak bu sürece bizlerin ve kamuoyunun dâhil edilmediğini düşünüyorum ve yaptığınız usul de basını da buraya getirmeyerek, çağırmayarak belki de çünkü basın sıralarında ilk kez kimse yok. -Bir arkadaşımız geldi, bilmiyorum... Basından değilmiş, o da değilmiş- Basını dışarı mı çıkardınız, Niye gelmedi?

İkincisi, bu oturumu, bu birleşimi neden bu şekilde yapıyoruz Sayın Başkan? Neden kamuoyundan kaçırıyoruz? Neden buradaki bütün adayların derinlemesine, doğru düzgün tartışılacağı bir düzleme geçmiyoruz ve buradaki seçimi de bütün siyasi partilerin görüşlerinin alınacağı, onların adaylarının da dinlenebileceği bir şekle çeviremiyoruz? Çünkü Sayıştay çok güzide bir kurumumuz. Orada yapılacak denetlemeler yetimin bir kör kuruşunun bile hakkının yenmemesini sağlayacak denetlemelerdir ve burada olacak denetlemeler eğer düzgün olmazsa Sayın Başkan, maalesef toplumda olan bu yolsuzluk algılarının devam edeceğini düşünüyorum ve burada da liyakat önemlidir; birinin yandaşı olması, birine yakın olması, bir siyasi partiye yakın olması değil liyakat önemlidir ve bağımsızlık ve tarafsızlık önemlidir.

Bu şekilde yapacağınız bir seçim sonucunun bağımsız, tarafsız ve liyakati esas alan bir seçim olabileceğini asla düşünmüyoruz ve bu konudaki değerlendirmenizi merak ediyorum.

Üçüncü olarak Sayın Başkan, biliyorsunuz corona virüs toplumu her anlamda derinlemesine etkiliyor; başta sağlık anlamında ve hem de ekonomik ve sosyal olarak büyük bir buhran var. Biliyorsunuz pek çok siyasi parti size şifahen veya yüz yüze başvuruda bulundu yani bu konuda Meclisin devreye geçmesi, alınabilecek tedbirlerle ilgili olarak Plan ve Bütçe Komisyonu başta olmak üzere sorumluluk alması yönünde başvuruda bulundu ve bu konuda da biz bu hafta Meclisin devreye geçeceğini ve Komisyonumuzun bir çalışma yapacağını düşünüyorduk, bütün siyasi partilerin önerilerinin alınacağını düşünüyorduk. Çünkü dünyada da Sayın Başkan, bakın, ABD Parlamentosunda iki parti birlikte bütün bu tedbirleri çıkardılar, İtalyan Parlamentosu devrede, Fransız Parlamentosu devrede, İspanyol Parlamentosu devrede ve bütün siyasi partiler bütün tedbirleri ortak çıkarıyorlar ancak bizim Meclisimiz bu konuda hiçbir şey yapmıyor. Bütün tedbirler sarayda konuşuluyor ve saraydan çıkan paketin de dünkü muhteviyatını da gördük. Ben elbette yürütmenin de bu konuda devrede olması gerektiğini düşünüyorum ama niye Meclisimiz devrede değil? Niye bu taleplere sessiz kaldınız? Bugün biz 3 arkadaşımızla birlikte size yazılı olarak da, Meclis İçtüzüğü'ne dayalı olarak yazılı olarak da başvurduk ve diğer siyasi partilerin de başvuruda bulunduğunu veya bulunacağını biliyorum. Bu anlamda, böyle bir oturumu neden illa yazılı bir başvuruya gerek duyarak yapıyorsunuz? Neden bu konuda sorumluluk almıyorsunuz? Size bunu soruyorum ve buna cevap verirseniz buna göre bir kez daha söz almak isterim.

Teşekkür ederim.