| Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
| Konu | : | Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2762) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 03 .04.2020 |
HÜSEYİN KAÇMAZ (Şırnak) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Değerli hazırun, herkesi saygıyla selamlıyorum.
Tabii, tekrara düşmemek kaydıyla aslında önümdeki notların birçoğundan feragat ediyorum.
Sayın Başkan, herkesin bildiği üzere, coronavirüs salgınıyla bütün dünya karşı karşıya kalmış durumda ve cezaevlerinde özellikle salgına karşı tutuklu ve hükümlülerin can güvenliğinin hem sağlık hem yaşam güvenliğinin teminatı devletin teminatı altındadır ancak bugün kanun teklifini getiren partilerin gerek Adalet ve Kalkınma Partisinin gerekse de Milliyetçi Hareket Partisinin böyle bir dönemde bile maalesef ki ayrımcı bir kanun teklifiyle geldiğini görmekteyiz. Bu durum açıkça kamu vicdanını da yaralar niteliktedir ve en çok ihtiyaç duyduğumuz toplumsal barışın belki de bir ayağının başlangıç noktasının örülebileceği bu noktada bile hâlen ayrımcı politikalarda ısrar etmek hiç kimseye bir şey kazandırmaz. Genel Kurulda da dile getirdim, bu coronavirüs aslında biz insanlara çok net bir mesaj veriyor: "Sizin benim için (A) partili, (B) partili, (C) partili olarak herhangi bir farkınız yok; Türk olarak, Kürt olarak, Arap olarak, Ermeni olarak, Süryani olarak da herhangi bir farkınız yok. Sizler Yahudi, Müslüman, Hristiyan olarak da benim için herhangi bir anlam ifade etmiyorsunuz. Sizler bu yeryüzünde 1,8 milyon canlı türünden herhangi birisiniz, birsiniz." diyor aslında. Yani bu dönemde aslında bu kriz bizlerin artık kangrenleşmiş bu başat sorunların çözümü noktasında da bize bir yol gösterme konusunda bir fırsat sunuyor ancak bizler maalesef ki bu ülkenin sorunlarını çözmek için siyasetçiler olarak -siyaset ki bir kelime anlamı, terminolojik anlamı çözüm üretme sanatıdır- maalesef ki bugün burada bu dönemde bile hâlen çözüm üretmekten uzak bir noktadayız. Ölümün dünyayı kuşattığı şu günlerde insanların adalet duygusunu ölümden daha ağır bir ayrımcılıkla yaralamayın derim. İnsanı yüceltecek olan barıştır, kimseyi küçük düşürmeyecek bir adalettir. Eğer biz bu adaletin, böyle bir hayatın kapısını aralamak istiyorsak bunlardan biri de aslında cezaevindeki durumdur.
Cezaevlerinde şu an, evet -arkadaşlarımız, defalarca dile getirdi- 300 bine yakın tutuklu ve hükümlü var, cezaevlerinde doluluk oranı yaklaşık yüzde 120'lere yakın. Yani olması gereken kapasitenin üstünde bir durum söz konusu. Coronavirüs salgınının -ki Sağlık Bakanı da açıkça belirtti "Biz bu kadar çabuk yayıldığını, bu kadar kolay yayıldığını bilmiyorduk." derken- bugün kabataslak bir hesapla, sanki o yüzde 20'lik kapasite fazlası kesimi bıraktığımızda, artık virüsün yayılma hızı engellenecekmiş gibi bir durum iddia ediliyor. Ancak arkadaşlar, biliyoruz ki, bugün nasıl ki bu Komisyon toplantı salonunda her birimiz yanımızı boş bıraktıysak bu mantıkla bile kapasitenin en azından yüzde 50'sinin bırakılması gerekiyor -eğer bu mantıkla yaklaşıyorsak- ancak bu bile kabul edilemez.
Bugün, dediğimiz gibi, infaz yasa teklifinde, sizin gibi düşünmeyenler yine ayrımcılığa maruz kalarak herhangi bir düzenleme yapılamaz. Bu durum, dediğimiz gibi, hiç olmazsa şu günlerde adaleti tesis edecek bazı ortak aklın, bir mutabakatın sağlanabileceği bir noktada buluşmamız gerektiğini düşünüyorum.
Tabii, tarihte birçok örnek vardır "Hukuk tam olarak nedir? Adalet tam olarak nedir?" duygusu üzerinden -hukukçu olan milletvekillerimiz bilir ya da yine, hazırun bilir- özellikle iki bin beş yüz yıl önceki Antik Yunan Dönemi'nden tragedyalardan Sophokles'in Antigone tragedyası vardır, buna aslında en büyük örnek olarak verilen. "Kralın yasaları mı yoksa tanrıların yasaları mı?" diye sorar. Biz de bugün "Kralın yasaları mı?" değil "İktidarın yasaları mı yoksa gerçekten kamu vicdanının ve gerçek adaletin talep ettiği şeyler mi?" diye soruyoruz.
Dolayısıyla, değerli arkadaşlar, biz, bir konuda karar vermeliyiz "Biz gerçekten bugün bu ülkeye barışı, huzuru, dayanışmayı ve birlikte yaşama umudunu getirmek istiyor muyuz?" diye. Eğer bunu birlikte başarmak istiyorsak şu an yüz binlerce yurttaşımızın ki cezaevinde olanlar ve yine bunların aileleri, bunları sevenler ya da vicdani ve insani temelde bu duruma yaklaşan milyonlarca insanın infaz yasasında eşitlik talebini de göz ardı etmeyelim. Evet, bu coğrafya, yeterince acıya doydu bence; bu coğrafya, yeterince bağırtıya, slogana, öfkeye doydu. Bugün yüz binlerce insanın hayatının tehlikeye atılması durumuyla karşı karşıyayız.
Bugün "terörist" dediğiniz ya da "terör suçlusu" dediğiniz, bizim "siyasi tutsak" dediğimiz on binler aslında sadece birçok konuda sizden farklı düşündüğü için bu şekilde itham ediliyor. Bugün, bu insanlar terörist olarak -tırnak içerisinde- tarafınızca ifade ediliyorsa da size hatırlatmak isterim ki arkadaşım da örnek verdi: Yakın tarihte, bugünün muktediri Adalet ve Kalkınma Partisi kapatma davasıyla karşı karşıya kaldı; yöneticileri hakkında yargılamalar başlandı, soruşturmalar açıldı. Ya da şöyle bir örnek de vereyim, tabii ki suçsuz, günahsız olan insanları tenzih ederek bunu söylüyorum: Dünün muktedirleri Ergenekon, Balyoz operasyonları adı altında terörist ilan edildiler. Yine, dünün muktedirleri FETÖ'cüler, bugün terörist ilan edildiler.
Değerli arkadaşlar, yarın kimin terörist olacağına eğer bu şekilde adalet, hukuk ya da mevcut meri yasalar karar vermiyorsa bir şekilde bu getirdiğiniz infaz yasalarının -bu yapmak istediğiniz değişikliklerin- yarın sizin de karşı karşıya kalabileceğiniz yasalar olduğunu da hesaba katın derim. Hatırlandığı üzere Saddam Hüseyin yargılandığında Kürt hâkimden adil yargılanma talebinde bulundu ve hâkimin cevabı netti: "Biz sizin çıkarttığınız yasalarla sizi yargılıyoruz." Dolayısıyla arkadaşlar, bugünün muktedirleri yarının müstakbel teröristleri -tırnak içerisinde söylüyorum- olabilir. Eğer bu şekilde devam edersek her birimiz aynı durumla karşılaşabiliriz.
Çok uzatmadan sadece şu şekilde bağlamak isterim arkadaşlar, gerçekten bugün herkesin şapkayı önüne koyması, gerçek anlamda adaleti tesis etmek için, toplumsal barışı tesis edebilmek için bugün infaz yasasında eşitlik bu ülkeye kazandırır diyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.