AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) - Sayın vekilimiz çok detaylı açıkladı bu meseleyi ama kısa bir ek yapacağım.

Devlet güvenlik mahkemeleri, özellikle Türkiye yargı sisteminde neredeyse toplumun yüzde 100'ünün gerçekten eleştirdiği bir mekanizmaydı. Aslında sivilleri yargılayan ama içinde askerî hâkimlerin olduğu mahkemelerdi ve herkes, neredeyse toplumun bütünü, işte sağcısı, solcusu, dönemin kendine göre muhaliflerinin tümü aslında bu mahkemelerin kendisinden bir biçimde etkilendi, olumsuz sonuçlarıyla karşılaştı, bu görüldü. İşte, sivilleri askerlerin yargılamayacağına, bunun aslında darbe kalıntısı olduğuna karar verildi ve askerî hâkimler 2000'lerin başında mahkemelerden çıkartıldı. Aslında bir Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararı da vardı. Bunun yanında Anayasa Mahkemesi de benzer bir karar verdi. Yani sivilleri yargılayan, askerî hâkimlerin de içinde olduğu Devlet Güvenlik Mahkemelerinin adil yargılanma hakkına aykırı olduğunu ifade etti, bununla ilgili bir karar verdi. Aslında hem Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları aslında uluslararası sözleşme boyutunda atıf yaptığı için Türkiye'yi de bağlayıcı kararlardır ve Anayasa 90 zaten uluslararası sözleşmeleri Türkiye'de Anayasa'nın üstünde kabul eder ama maalesef, Türkiye yargı sisteminde ısrarlı bir biçimde başvurular yapılmasına rağmen yerel mahkemelerde bu yönde kararlar verilmiyor. Bu büyük bir problem aslında, kişilerin tekrar yargılanma hakkı verilerek daha adil... Sonucu benzer de olabilir, aslında meselenin esası bu değil ama en azından daha adil bir mekanizmada yargılanmaları için biz bu kanunun çok elzem olduğunu düşünüyoruz. Hem Türkiye demokrasisi açısından da bir utançtan kurtulmanın vesilesi olabilir diye düşünüyoruz.