ABDULLAH KOÇ (Ağrı) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Şimdi, uygulamada hakikaten özellikle hasta ve kendi yaşamını idame ettiremeyecek olan mahkûmlar açısından gerçekten tam bir işkence süreci. Şimdi, hastaneye gidebilmek için çok ciddi sorunlarla karşı karşıya, hastaneye gittikten sonra o süreci, uzun ve detaylı süreci yaşaması başka bir sorun. Dolaysıyla gerçek anlamda kişiye tam da işkencenin yolunu açabilecek, kötü muamelenin yolunu açabilecek bir süreç, çok da ağır. Ben de uygulamada avukatlık yaptım ve çok ciddi problemlerle karşı karşıya kaldık. Neredeyse bu sürecin başlangıcından sonuna kadar maalesef kişinin cenazesinin cezaevinden çıktığı dönemler oldu. Dolayısıyla şu anda 19'uncu maddede yenilik yerine getirilmek istenen şeyi -aynı zamanda da çok uzun uzadıya bu kısmı ben belirtmek istemiyorum çünkü önergemizde var- özellikle kamu güvenliğini, bu kriteri ileri sürmenin gerçek anlamda kişiyi ciddi şekilde sıkıntıya soktuğunu ve bu süreci gerçek anlamda bir eziyete dönüştüren bir süreç olduğunu burada belirtmek istiyorum.

Şimdi, bu maddenin hemen (6)'ncı fıkrasında şöyle diyor: "Yaşamını yalnız başına idame ettiremeyen, toplum güvenliği bakımından ağır ve somut tehlike oluşturamayacağı değerlendirilen" diyor. Şimdi, zaten kendisi kendi yaşamını dahi kendi başına yürütemeyecek, idame ettiremeyecek bir kişiden bahsediyoruz biz. Kaldı ki bu kişi bu toplum için nasıl bir tehlike arz edecek? Veya toplum için nasıl böyle topluma infial yaratabilecek bir kişi hâline gelecek? Kanunun mevcut olan lafzında da bu anlaşılıyor.

Bunun yanında tabii, buna rağmen bu değerlendirme kurullarının eline düşmesi, değerlendirme kurullarının bu şekildeki bir değerlendirmeye tabi tutulması dahi kabul edilecek bir durum değil. Dolasıyla biz bu maddenin tümünün yürürlükten kaldırılması ve bizim önergede sunduğumuz şekliyle düzenlenmesini talep ediyoruz. Arkadaşların bu konudaki eleştirilerine ve önerilerine de katılıyorum.

Teşekkür ediyorum.

Teşekkür ediyoruz.