| Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
| Konu | : | Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2762) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 03 .04.2020 |
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Gerçekten, arkadaşlarımızın dediği gibi son derece tehlikeli bir madde; suistimallere çok açık, kaba hoyrat muamelelere, ihlallere çok açık bir madde.
Bakın, bazı örnekler vereceğim size. 80 yaşını bulmuş bir yaşlı teyzemiz vardı, mahpustu Tarsus Cezaevinde, Sise Teyze. Birçok hastalığı olan bir mahpustu ve hastaneye sık sık gitmesi gerekiyordu ama o kadar o yollarda eziyet çekiyordu ki sonunda o teyzemiz: "Ben artık hastaneye gitmek istemiyorum, tamam, artık burada öleyim." demeye başlamıştı. Yani bu insanı bu kadar bıktırıcı bir duruma getiren prosedürler... Görüyorsunuz, insanlar hastaneye gitmek istemeyebiliyor çünkü oldukça kötü şartlarda gidiyorlar ve geriliyor bu insanlar. Düşünün, hepimiz hasta olduğumuz zaman geriliriz, sinirlerimiz bozuk olur, stresli oluruz ve en ufak bir şeyde tepkimiz fazla olabilir. Hasta psikolojisi böyledir ve bu maddenin eklenmesi de çok büyük ihlallere zemin teşkil eder.
Yine bir başka örnek... Bakın, belki aranızda tanıyanınız vardır. Eski vekilimiz Mülkiye Birtane, HDP eski vekilimiz, önceki dönemlerden vekil arkadaşımız. Biz, Elâzığ Cezaevi ziyaretinde Mülkiye Hanım'ı koğuşunda ziyaret ettik. Orada eski mesai arkadaşları da vardı ve konuştuk. Mülkiye Hanım... Bakın yarın, öbür gün biz de vekiliz başımıza gelebilir, vekilin bile başına neler gelmiş, bir dinleyin lütfen. Mülkiye Hanım hem meme kanseri hem Uterus kanseri ve ilerlemiş, metastaz yapmış. Yoğun tedavi alması lazım, sürekli kemoterapi, radyoterapileri var, kontrolleri var ve o kadar bıkmış, usanmış bir hâldeydi ki bize dedi ki: "Ben ring aracıyla götürülürken o kadar eziyetler görüyorum ki, hakaretler duyuyorum ki artık protesto ettim ve kontrollere gitmeme kararı aldım." Düşünün yani kanser hastası hem de bir kanser değil iki kanser ve ilerlemiş bir kanser. Bir eski vekil bile bu kadar ağır muameleler sonrası tedavisine gitmemeyi tercih ediyor. Bu, bizim Elâzığ cezaevi raporuna da girdi.
Yine İzmir Kırıklar Cezaevinden... Çift kelepçeyle ısrarla götürülme sonucunda 13 aydır hastaneye gidemeyen mahpuslar var. Bunu da söylemiş olalım.
Yine Poliklinik... Ben bir de şu açıdan size söyleyeyim, doktorum. Mahpus geldiğinde ne yaşanıyor, onu size anlatayım ki hani biraz empati yapın. Mahpus geldiğinde yanında jandarmalar ve infaz koruma memurları da içeri girer. İçeride adım atacak yer kalmaz. Hastayı muayene edeceğiniz zaman onun sırtını açacak bir kişi de yoktur. Kelepçesi siz isteyince açılır. Bir de kadın mahpus geldiği zaman, bir doktor o kadın mahpusla poliklinikte o jandarmaların, infaz koruma memurlarının arasında, işte, adet düzenini, şuyunu, buyunu sormak zorundadır ve herkes buna şahitlik etmektedir. Veyahut da işte kadın doğum polikliniğinde bir perde gerilmiştir ve kadın orada muayene olmaktadır. Arka tarafta da jandarmalar beklemektedir ve her söze, sese şahit olmaktadırlar. Böylesi ortamlar ihlallere çok açık, suistimallere çok açık ve hastaları da geren ortamlar.
Yine ring araçları konusu var. Ring araçlarıyla o demirden böyle o sıcak yaz günlerinde insanları perişan eden, soğuk kış günlerinde perişan eden ve belki 5-6 saat poliklinik muayenesinden sonra tetkikin çıkmasına kadar bekledikleri araçlar var. Gerçekten bir işkence çünkü bazen tuvalete gitme ihtiyaçları karşılanmıyor. Büyük bir eziyet çekiyorlar ve hatta kucağındaki bebeğiyle 5-6 saat, o ring araçlarında bekleyen kadınların çok hikâyesini dinlemişimdir. Böyle bir ortam bakın, böyle bir ortamda siz daha fazla kolluğun sözüne itibar edilmesi gerektiğini söylüyorsunuz.
Yine bakın bir başka vakayı da söyleyeyim. Bakın, bunlar hep bizim İnsan Hakları Komisyonunun da Ceza Tevkif İşleri Genel Müdürleri, Adalet Bakanlığı yetkilileri geliyor ve kendileri kabul ediyor. Mahkûm koğuşları konusunda çok büyük bir sıkıntı var bakın. Şu anda Ankara'da, arkadaşlar, bir tane mahkûm koğuşu olan hastane var. Bakın, yanlış duymuyorsunuz, bir tane mahkûm koğuşu olan hastane var. Ben Kocaeli Milletvekiliyim, Kocaeli'nde sadece İzmit Saka Devlet Hastanesi'nde vardır. Üniversitede bile yoktu son zamanlara kadar. Bu ne demek? İnsanlar sevk edildikleri zaman mahkûm koğuşunda kalamayacağı için büyük sıkıntılar yaşıyorlar ve cezaevine geri dönmek zorunda kalıyor. Bu gel git, gel git sırasında çok önemli ihlaller ve sağlık hakkı ihlalleri oluyor, önemli, tabii hasta bir insan için de gerginlik oluyor. Sağlık Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı yetkililerine hatta biz seslendik, çağrı da yaptık -Adalet Bakanlığı yetkililerine- bunlar çok az sayıda ve çok büyük sağlık hakkı ihlallerine neden oluyor ve işte bu bahsettiğimiz gerginliklere neden oluyor. "Sağlık Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı, arasında bu mahkûm koğuşları konusunu halletsin." dedik ve maalesef çok fazla bir adım atılamadı. Tablo bu, şu anda hani bakanlıkların kabul ettiği tablo bu. Bu tabloda biz hani en ufak bir şekilde kolluğa bu kadar yetki verdiğimiz zaman çok daha ağırlaşmış ihlaller olacağını hepimizin bilmesi lazım.
Teşekkür...