AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) - Şimdi, bilmiyorum ki gerçekten bu kanunun bazı maddelerine ben anlam veremiyorum. Şimdi, dünyada teknoloji gelişti artık yani insanlar cezaevlerinden görüntülü arama sistemlerine geçtiler, birçok cezaevi böyle. Şimdi, muhtemelen teknoloji geliştikçe Türkiye'de de benzer tartışmalar yürütülecek. İşte, görüntülü olarak da telekonferans üzerinden insanlar aileleriyle görüşecek. Ne yapacaksınız o zaman? İnsanlara odada başkaları olunca disiplin cezası mı verilecek? Şimdi, ben, bu maddedeki mantığı anlamadım. Olabilir yani başka arkadaşıdır, zaten telefonlar dinleniyor, biliyoruz yani arandığında başka... Yani işte kendilerine göre tehlikeli ya da uygun görülmeyen bir konuşma yapıldığında tak diye kesilen bir sistem var zaten. Böyle her şey de anlatılmıyor, topu topu on dakika. Ya, on dakika içerisinde bir insan kiminle konuşursa yani bunda da bu kadar abartılacak bir durumun, disiplin cezası getirecek bir durumun... Ben gerçekten ceza içerisinde ceza, insanları kısıtlayan, teknolojik olarak gelişmişliğin önünde de bir engel olarak görüyorum. Yani o açıdan bu kadar da insanları nefessiz bırakmaya gerek yok. Neredeyse... İlerki maddeler de böyle, bir İnfaz Kanunu'nda işte disiplin cezaları açısından birçok yeni düzenleme gelmiş. Neredeyse cezaevindeki insanlar nefes alsa bile suç olacak. Tabii, başka bir suç varsa diyelim ki içerisinde bu değerlendirilir, zaten yapılıyor. Dediğim gibi, teknik olarak dinleniyor, bir suç unsuru varsa bununla ilgili işlem başka bir şey; bir insan başka bir insanla konuştuğu için bir ceza vermek, bu başka bir şey. Ya, ben bunun baştan sona işte bu cezaevindeki disiplin uygulamalarının yükseltilmesi, genişletilmesi meselesinin çok tehlikeli olduğunu düşünüyorum yani bu, nefes aldıramaz bir sistem. O açıdan bu da mutlak surette az önce söylediğim gibi kanundan çıkarılması gereken bir madde. Yani biz bir taraftan işte şeyleri düşünüyoruz, cezalar indirilsin, insanlar daha az cezalarla çıksın, infaz indirimi vesaire ama bir taraftan da cezaevindeki insanlar esir değil ki -yani bu kadar- varsa cezaları çekiyorlar zaten. O açıdan, bu, çok tehlikeli, çok kısıtlayıcı, gerçekten hak ve özgürlükler açısından insanları nefessiz bırakan bir madde. Ben, bunun bu açıdan mutlak surette çekilmesi gereken bir madde olduğunu düşünüyorum.