KOMİSYON KONUŞMASI

ZEYNEL EMRE (İstanbul) - Şimdi, bakın, bir defa içeride ekmek ve meyve suyuyla alkol... Şimdi, bir defa bunun tespitini kim yapıyor "Bu alkoldür." diye. Böyle bir tespit usulü mü var, yok böyle bir şey yani. Sen ekmek ve meyve suyunu birleştirdin, kim onu test ediyor, yani hukuken bunun bir yeri yok. Gerçek anlamda bir şekilde diyelim oraya alkol girdi. Şimdi, alkolün ne olduğuna kim karar verecek?

OTURUM BAŞKANI YILMAZ TUNÇ - Uygulamada böyle bir sorun olmadığı hâlde bunu...

ZEYNEL EMRE (İstanbul) - Bakın şöyle söyleyeyim, burada iki şey var, samimi konuşalım. Birincisi, teklif altında imzası olanlar bunu kendiliğinden düşünmedi, Bakanlığın önerisiyle bu geldi. Bir, bu çıkıyor ortaya, bunu gerçekten konuşmak lazım. İki bu yapılırken de "disiplin cezası olur mu olmaz mı" kısmını ben bilemem anlamında konuşuyor Sayın Genel Müdür Yardımcısı; doğru, siyasetin karar vermesi lazım. Ama şimdi, burada, 38'den başlayıp 44'e kadar ağırlık derecesine doğru giden bir şeyde "Niye en ağır hücre cezası var?" dediğimizde, karşımıza "Ekmek ve portakal suyundan alkol yapıyorlar." şeklinde bir cevap hakikaten hiç tatmin edici değil. Yani, diyelim ki oraya sokulmaması gereken herhangi bir ürünün -olur ya belli düzen içerisinde, dışarıdan kebap da söyleyemiyorsun cezaevine, değil mi- herhangi bir şekilde içeri girmesi belli kuralları ihlal edebilir, kural koymuşsun onu ihlal edebilir ama karşılığı bu olmaz yani burada ölçülü değil. Dolayısıyla bunun hücre cezasıyla hiç izah edilecek bir tarafı yok.